"Mia, Mia! Tanrı aşkına Mia kış uykusanamı yattın uyan artık... MİA!"
"Alex! git başımdan ! Uykum var, bu gün gitmek istemiyorum."
"Sen çıldırdın sanırım ! Eğer bu günde gitmezsen bayan Amanda seni değil kapıdan, bacadan bile almaz. Hemen kalk ve hazırlan!"
Sessizlik...
"MİA!!!""
"Lanet olsun defol git odamdan hazırlanıcam tamam mı Alex!"
Alex odamdan çıkıp kapımı sert bir şekilde kapattıktan sonra yatağımda doğruldum. Bu günkü yüzme eğitimine gitmek istemiyordum ama Alex haklıydı, bir haftadır eğitimlere gitmiyordum ve bayan Amanda dün akşam annemi arayıp "Eğer Mia yarında eğitime gelmezse onu birdaha havuzun olduğu hiç bir salona almayacağım bayan Amy" diye nazik (!) ama içinde gizli bir şekilde saklanmış "Kızınıza o lanet kıçını kaldırmasını söyleyin!" Emir kipi ile bir uyarıda bulunmuştu. Aslında kadın haklıydı, bir haftadır eğitimlerimi keyfi olarak aksatıyordum ve yaklaşık iki buçuk hafta sonra okullar arası yüzme yarışlarımız başlıyordu.
Üstümdeki ince pikeyi ayağımla yatağımın ucuna kadar çekip, gerilip kendime gelmeye çalıştım ve yavaşça yatakta doğruldum. Ayaklarımı bağdaş yapıp uyku sersimliğiyle etrafıma bakındım, içimde son günlerde çok fazla olan bi yanma hissi vardı. Son bir kaç haftadır sürekli olarak geceleri bile içim yanarak terler içinde utanıyordum. Yatağımın yanındaki komidinin üstünden bir buçuk litrelik pet şişeyi alıp suyu nefes almadan dikmeye başladım. Tek seferde yarısına getirdiğim şişeyi nefes almak için bi kaç saniyeliğine geri çektim ve daha sonra diğer yarısınıda bitirip şişeyi tek hamlede yatağımın karşısında duran çöp kutusuna salladım ve Basket!
Yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkamak için odamdaki banyoya girdim daha sonra hala üzerimde bunaltıcı bir sıcaklık olduğundan duşa girmeye karar verdim. Sanırım soğuk su beni biraz daha ferahlatabilirdi.
~Yarım Saat Sonra~
Ah tanrım gerçekten soğuk su çok iyi gelmişti kendimi daha dinç ve ferah hissediyordum. Vücudumu sardığım kısa beyaz havluyu açıp iyice heryerimi kuruladım, saçlarımıda sadece havluyla bi kaç dakika olabildiğince kurutup havluyu yatağımın üzerine attım. Dolabımın en altındaki küçük çekmecelerden kendime iç çamaşırlarımı çıkartıp giyindikten sonra askıdan beyaz bir elbise seçtim. Aşağıdan annemin ve Alex'in "Mia!" Diye bağırdıklarını duyuyordum. Kapımı aralayıp "5 Dakika sonra geliyorum" diye seslendim. Tanrım gerçekten yüzmekten sıkıldım ve gitmek istemiyordum...
Saçlarımı tarayıp hala nemli oldukları için salık bırakıp spor çantamı kaptığım gibi merdivenlerden ikişer üçer aşağı inmeye başladım. Merdivenin hemen başında kollarını çiçek yapmış, sağ ayağıyla ritim tutan, sabırsızlığını her haliyle dile getiren bir Alex vardı karşımda.
Ups birilerini sinirlendirmişim sanırım. Yüzümdeki şirin tebessümle Alex'in yanağına bir öpücük kondurup kapının önünde beyaz spor ayakkabılarımı giyinirken bir yandanda Alex'e laf yetiştiriyordum "Ee hadi ama ben hazırım bak ayakkabılarımın bağcıklarını bağlıyorum. Sende ayakkabılarını giyinsene Alex. Yoksa beyaz şirin çoraplarınlamı gelmeyi düşünüyorsun?" Alex öfke dolu gözlerle bana döndüğünde amacıma ulaşmıştım. "Birincisi küçük hanım, Abi! Abi diyeceksin bana. Ben senden tam olarak 1 yaş daha büyüğüm! Ve ikincisi, tam bir saattir hazırlanmanı bekliyorum! daha kahvaltı bile yapmadın, arabada bana acıktım diye sızlanmanı istemiyorum. O yüzden mutfakta annemin hazırladığı tostu al ve hemen arabaya gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON EJDER
FantasyYavaş yavaş herşey kararıp bir boşluğa çekilmeye başlamıştı sanki. Ejderhanın görüntüsü gözlerimin önünden silinirken ona doğru koşmaya başladım. "Hey dur ! Sana sormam gereken şeyler var. Hey sana diyorum, lütfen gitme !" "Geri gelicem Mia. Artık...