"Bu rüya, yani gerçek olabilirmi anne?" Şu anda rüyanın etkisiyke kan ter içinde kalmış, anneme bakıyordum ama o sanki bir hata işlemiş ve anne babasına hesap vermeye çalışırken halı desenini inceleyen küçük çocuklar gibi odamdaki yünlü beyaz halımı inceliyordu. Bir kaç defa daha ona seslendim fakat duymamıştı. En sonunda annemi kolundan dürtükleyerek beni farketmesini sağladım "Anne seninle konuşmaya çalışıyorum deminden beri. Bana bir cevap vermeyi düşünüyormusun?" Annem oturduğu yerden bir anda irkildi. "Şey, özür dilerim tatlım bir daha tekrarlarmısın. Ne sormuştun?"
"Rüyam diyorum anne? Gerçek olabilirmi?"Annemin uyandığımdan beri buz kesilen suratı dahada tuhaflaşmıştı "Mia bana biraz izin verirmsin düşünmeye çalışıyorum."
Sessizlik...
"Tanrı aşkına banada birşeyler anlatırmısın anne! Nedir bu suskunluk?!" Bana birşeylerin açıklanması gerekiyordu. Artık anneminde birşeyleri tam olarak anlatma zamanı gelmişti ve onun böyle sessiz kalması beni hem meraklandırıyor hemde sinirlendiriyordu. Bir kaç uzun geçen saniyeden sonra annem gözlerini bana sabitleyerek konuşmaya başladı, "Mia, kızım sen burdasın, normal şartlarda bir ejderha, süvarisi başka bir boyuttayken onunla iletişime geçemez." Bunu zaten annem daha öncede açıklamıştı. Ama belkide benim ejderham bir yolunu bulmuştu? Belkide o imkansızı başkarıp bana ulaşmıştı. Kaşlarımı havaya kaldırarak anneme hala tam bir cevap beklediğimi ifade etmiştim. " Ejderhanın ismini bir süre kimseye söyleme tatlım. Bu ikimizin arasında bir sır olarak kalsın."
"Ama anlayamıyorum, neden anne? Yani tamam ikimizin arasında kalıcak ama neden?" Tek kaşımı kaldırıp anneme daha dikkatli bakmaya ve beden dilinden şu anda nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordum. Annem telaşlı, gergin ve panik olduğu zamanlar babamın ona gitmeden önce verdiği yüzükle oynardı hep, aynı şu anda olduğu gibi. Ve annemin gözlerinde, şu anda korku görüyordum. Peki neyin korkusuydu bu böyle? "Anne?" Derin bir nefes aldı. "Eva bir efsane, bir kehanettir. Bunun doğruluğunu teyit etmeden kimseye söyleyemeyiz. Bu tehlikeli olabilir."
"Ama neden? Ne kehaneti bu?"
"Bak güzel kızım daha bilmediğin çok şey var ve be~" Aklıma aniden gelen şeyle annemin cümlesini yarıda kesmek zorunda kalmıştım "Anne, o bana geldiklerini söyledi, geliyorlar dedi?"
"Geliyorlarmı ama daha saat kaç ki? Henüz 18. Yaş gününe girmedik."Annem komidinin üstünde duran telefonumu alıp saate baktıktan sonra gözleri yuvasından çıkacak kadar açılmıştı "Saat, tam 00.00 birazdan bur~" Annemin sözünü yarıda kesen şey odamın bir köşesinde etrafa gözleri kör edebilicek kadar parlak bir ışığın oluşmasıydı. Annem beni kolları arasına alırken kapımın açılıp içeri Alex'in girdiğini görmüştüm. Sonra ise gözlerim tamamen kapanmıştı artık etrafıma bakamıyordum. Annem bana sarılmışken üzerimize kendini sper edercesine yığılan kişi Alex olmalıydı,
"Mia ve Alex, hazırmısınız?"
Işık yavaş yavaş yok olurken gözlerimi zorda olsa açabilmiştim. Karşımda ayakları yere deymeden havada süzülen bem beyaz göğüs dekoltesi olan bir elbise ile güzelliği gözleri kamaştıran, sesi huzurun varlığını kanıtlamk istercesine ince ve nazik bir kadın duruyordu. İki yana doğru havaya kalkmış bem beyaz o güzelim kanatlar... Sanki biz ölmüştük ve o bizi cennete götürmek için gelen bir melekti. Annem kadına tüm bedeniyle dönerek konuşmaya başladı,
"Merhaba Amanda."
"Merhaba Amy."
Amanda'mı? Neden bu güzelim kadının ismi benim suratsız yüzme eğitmenimin ismiyle aynıydı ki? Alex yanımda oturur pozisyona geçmiş bir eliyle beni omzumdan tutup iyice kendine yaslamış ve mest olmuş şekilde karşımızda duran tanrıçaları kıskandıracak kadar güzel olan kadına bakıyordu. Kadın annemle merhabalaştıktan sona Alex ve bana biraz daha yaklaştı iki elini bize uzatark konuşmaya başladı, "Çocuklar, artık ait olduğunuz yere dönme vakti. Lütfen elimi tutun." Annem yerinde fırlarcasına kalkıp Amanda denen kadının dibinde dikildi, "Amanda benimde seninle bu konu hakkında konuşmam gerekiyor. Lütfen müsade edermisin?"
Kadın anneme şüpheli bir bakış attı. Daha önceden tanıştıkları belliydi fakat şimdi bunu sorgulamanım zamanı değildi. "Amy eğer benimle konuşmak istediğin konu çocuklarının hala burda kalmasını istediğin içinse lütfen işleri zorlaştırma. Eğer gelmezlerse bu bir ejderhanın ölümü ve büyücülerin kaybediceği en değerli varise sebep olur."
"Büyücülerin kaybediceği en değerli varis?" Bu ne demek oluyordu? Ve ejderhanın ölümüde ne demek oluyordu? Bu sorularımı en kısa zamanda anneme sormamı bi yere not ederek konuşmalarını dinlemeye devam ettim. Bu sırada annem çoktan heycanlı bir sesle lafa atılmıştı, "Hayır Hayır! Kesinlikle öyle değil! Amanda biliyorsun, oğlum bir büyücü ve henüz eğitim almadı hiç. İzin ver bende geliyim ve ona öğretebildiğim herşeyi öğretiyim ve çocuklarımla geçirebiliceğim daha fazla vaktim olsun Amanda."
"Annemiz olmadan Mia ve bende hiç bir yere gelmeyiz." diye keskin ve kararlı bir ses tonuyla konuştu Alex. Amanda önce gözlerini benim üzerimde gezdirdi ve daha sonra Alex'i baştan aşağı süzdü. Tekrar gözlerini bana çevirdiği zaman uzun uzun gözlerimin içine bakmaya başladı. Başıma giren ince bir ağrı ve bir baş dönmesiyle Alex'e daha sıkı tutunup gözlerimi kadının gözlerinden kaçırdım, "Ne yapıyorsun bana, canım yanıyor! çek gözlerini üzerimden hemen!" Gerçekten başıma giren bu ince ağrı insanı delirtebilicek bir hal almaya başlamıştı. Kadın buz mavisi gözlerini benim gözlerimden çekerken ağrı bi anda yok olmuştu.
Kadın başını yerden kaldırarak tekrar anneme döndü, "Amy senin kızın bir tanrıça. Bu yüzden sadece oğlun değil onun içinde gelmene izin veriyorum. Beni buna pişman etme lütfen." Annem gözleri dolarken kafasını yukarı aşağı sallayarak yatağımın kenarından kendi çantasını ve benim sırt çantamı alarak Amanda'nın omzundan tuttu. Alex ve ben ise kadının ellerini tuttuğumuz anda tekrar doğan parlak bir ışık eşliğinde ayaklarımız yerden kesildi. Benim ise son hatırladığım şey gözlerime kilitlenmiş bir çift buz mavisi gözlere sahip Amanda ve üstüne basa basa söylediği "Tanrıça" kelimesiydi.
Bu bölümü bilerek kısa tuttum çünkü Mia artık yeni bir dünyaya adım atıyor ve bu yeni dünya yeni bir sayfayla başlarsa daha hoş olur diye düşündüm. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON EJDER
FantasyYavaş yavaş herşey kararıp bir boşluğa çekilmeye başlamıştı sanki. Ejderhanın görüntüsü gözlerimin önünden silinirken ona doğru koşmaya başladım. "Hey dur ! Sana sormam gereken şeyler var. Hey sana diyorum, lütfen gitme !" "Geri gelicem Mia. Artık...