Ejderha seçimi için bana yardım eden ve öneride bulunan korecanndr 'a teşekkür ediyorum. Bu bölüm ona ithafen olsun 🤗 medyada merakla beklenen Eva!
Her adımımda içimi kaplayan heyecanı iliklerime kadar hissediyordum. Ellerimin titremesine engel olamadan, önüne eydiği kafasına dokunmak için kaldırdığım kolum bir an için duraksar gibi olsada daha sonradan tereddüt etmeden elimi sert dersinin üzerine yerleştirdim. O çok fazla muhteşemdi. Bembeyaz görünümü ona öyle bir asillik ve güç veriyorduki, sanki yönetmek ve hükmetmek için yaratılmış bir varlıktı. Elim derisine deydigi ilk saniyede vücudumu kaplayan bir ateş oluştu bir anda. İlk başlarda canımı yakan alevler diz çökmeye zorlamıştı beni. Ama şimdi bana diz çöktüren alevler ayağa kalkmama yardım ediyordu. İki ayağım üzerine sabit bir şekilde bastıktan sonra bedenimde oluşan bir güç dalgası beni olabilidiğimden daha kudretli ve güçlü hissetiriyordu şimdi. Sanki elimin tek bir haraketiyle bir orduyu savurup yok edebilirmişim gibi. Alevler vücudumda şiddetini korurken tekrar o sesi işitti kulaklarım.
"Bir birizi, biz tekiz. Kardeşim, süvarim, kraliçem, canım ve kanım. Tek bir emrin tüm bir dünyayı bile yok etmem için yeterli. Yeterki sen iste."
Şaşkınlıkla açtığım gözlerimi Eva'nın parıldayan gözlerinden ayıramıyordum. Vücudumda yabancı şeyler hissediyordum. Farkli bir heyecan, farklı bir can, farklı bir kalp ritmi ve olağan üstü bir güç. Eva'nın gözlerinden ayıramadığım gözlerim, onun varlığını dahada hissetmek istermiş gibi kırpılmıyordu bile. Arkamdan gelen sese dönmemiştim bile. Gözlerimi ondan ayırmak istemiyordum. Tekrar kulaklarımı dolduran ses Alex'e aitti. Elimi Eva'nın üzerinden çekmeden arkamı döndüğümde Alex dehşet verici gözlerle adımı haykırıyordu devamlı. Vücudumu saran alevler onu korkutmuş olmalıydı. Alex'in sesini duyan herkes odama toparlanırken annem, Amanda, kral ve kraliçede odama gelmişti. Eva kulağıma doğru sıcak bir hava üfleyerek ona dönmemi sağladı tekrar. "Gitmeliyiz, sana göstermem ve öğretmem gereken şeyler var."
"Geri dönüncez ama?
"Elbette dönücez."
Başımı onaylarcasına salladım arkamdaki ufak topluluğa tekrar döndüğümde Alex'in gözlerinin içine bakarak konuştum. "Korkma kardeşim. Şimdi gitmem gerekiyor ama beni bekle. En kısa zamanda yanına geri gelicem, ben güvendeyim korkamana gerek yok." Alevlerle birlikte Eva'nın önüme eğdiği kanattan sırtına doğru tırmandım ve sıkı sıkı dersindeki çıkıntılara tutunarak son bir kez daha arkamdaki insanlara baktım. Annemin yüzünde endişe ama aynı zamandada mutluluk vardı son bi kez daha kardeşime baktıktan sonra Eva'nın kanatlarının yarattığı büyük rüzgar etkisiyle yukarı doğru uçmaya başladık.
Bu anlatılıcak gibi bir his degildi. Yüzüme çarpan rüzgara saçlarım eşlik ederek sırtıma kırbaç gibi vururken canım yanmıyor, aksine zevk alıyordum. Özgürlüğu dibine kadar yaşamak gibi birşeydi bu. Anlatılmaz yaşanır dedikleri şey bu olsa gerek. Etraftaki herşey gözüme o kadar küçük geliyorduki, yükseldikçe o devasa saray avucumda küçük bir nokta kadar küçülmüştü.
"Mutlumusun?" Eva'nın sesi zihnimde yankılanırken ben aksine bağıra bağıra konuşuyordum. "Sen delimsin! Bu muhteşem bir şey!"
"Seni mutlu görmek beni daha çok heyecanlandırıyor. Mutluluğumu hissediyormsun Mia?"
"Ne? Nasıl hissedicem?"
"Vücudundaki farklılıklar Mia. Odaklan, hisset."
Gözlerimi kapatarak hissetmeye çalıştım. Vücudumdaki yabancıyı bulmak onu hissetmek istedim...Evet duyabiliyordum, saniyede bilmem kaç kere çarpan kalbinin sesi kulaklarımdaydı. Karnımdaki kelebekler bana ait değildi sadece, bu Eva'nında mutluluğuydu. Onun vücudunu iliklerime kadar hissediyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON EJDER
FantasyYavaş yavaş herşey kararıp bir boşluğa çekilmeye başlamıştı sanki. Ejderhanın görüntüsü gözlerimin önünden silinirken ona doğru koşmaya başladım. "Hey dur ! Sana sormam gereken şeyler var. Hey sana diyorum, lütfen gitme !" "Geri gelicem Mia. Artık...