5 Ay Sonra
ALEX'ten
"Onu özledim."
"Bende."
"Ne zaman geri gelecek ?"
"Bilmiyorum ama gelecek." Daniel'in 'ama gelecek' cümlesi beynimde yankılanıp durdu bir süre. Mia'yı çok özlemiştim, onunla uğraşmayı, sinir etmeyi... Bana bakıp 'Alex kes artık' cümlesi aklımdan gitmiyordu. Savaş günü yani gözlerini bir hiçliğe kapattığı o son gün bana kurduğu son cümleydi. Yine onu sinir etmiştim, sinir olduğu zamanki kızarması ve o hırçın küçük öfke nöbetleri beni hep keyiflendirir di. Bu dünyaya geldiğimiz günden beri aramızdaki ilişki farklılık göstermişti. Birbirimizden kopmamıştık ya da soğumamıştık. Aksine daha çok bağlanmış ve ikimizde kardeş kelimesini iliklerimize kadar burada hissetmiştik. Sadece ilişkimiz artık büyüdüğümüzün farkındalığı ile biraz daha değişmişti. Daha çok sorumluluk ve daha çok hayat sorunları ile daha fazla büyümüştük ve büyüdüğümüzün farkında olmak özellikle de annemizi kaybettikten sonra daha tuhaf gelmeye başlamıştı. "Oğlum ?" Işte yıllardır duymaya hasret kaldığım ve aylardır her duyduğum an tüylerimi diken diken eden ve vücuduma mutluluk veren o ses. "Baba."
"Bir değişiklik varmı evlat ?"
"Hayır. O hâlâ soğuk ve sanki ölü gib-"
"Şşş... o ölü değil evlat. Ağır bir fedakarlık gösterdi ve ölümsüz bedeni bunu yenilerken fazla çaba sarfediyor. Zamana ihtiyacı var sadece." Bir kez daha sarıldım ona. Ona sarılırken ufak bir oğlan çocuğu gibi hissediyordum kendimi, sanki geçmiş günleri telafi ediyordum. Her 'Baba' deyişimde göğüsüm kabarıyor ama bir süre sonra bedenim üzüntü ile çökmemek için kendini zor tutuyordu, çünkü bu güzel duyguyu bir an önce Mia'nın da yaşamasını istiyordum. Onun da buna ihtiyacı vardı.
DANİEL'den
"Ne zaman Eva ? Ne zaman uyanacak, artık sabredemiyorum. Sesini duymak istiyorum, güldüğü zaman kıvrılan dudaklarının kenarlarını sonra yanağında beliren o minik gamzesini tekrar görmek istiyorum, utandığı zamanki o kızaran suratını görmek yanıma geldiği zaman ya da sarıldığı anki sıcaklığını yeniden hissetmek istiyorum. Ona sevgimi itiraf etmesemde olur, ki daha kendime itiraf ederken tuhaf duygular içine giriyorum ama onun yaşadığını görmeye, nefes aldığını duymya ihtiyacım var."
"Sen sabretmeyi bırakırsan herkez bırakır Daniel. Sakin ol, nefes al ve umudu kesme. O uyanacak bunu sende hissediyorsun biliyorum. Hislerini ve umudunu kaybedersen Alex ve Babası da kaybeder. Ne kadar belli etmeselerde senin güç bela da olsa ayakta durman onlarada destek veriyor."
"Sabretmek hiç bu kadar zor olmamıştı."
2 Ay Sonra
"Dayanamıyorum."
"Dayanmak zorundasın."
4 Ay Sonra
"YETER! YETER! YETER! Ne zaman uyanacak, ne zaman kalbi yeniden atacak, ne zaman bu ona ait olmayan mor dudaklar tekrar o güzel, sıcak pembenin en güzel tonuna geri dönecek, bu bembeyaz surat ne zaman eski sıcaklığı ile bana gülümseyecek Eva! Birşeyler yap!" Sustu. Yine sustu ve kanatlarını sert rüzgarlar ile çarparak gitti.
EVA'dan
Bilmiyorum, bilmiyorum! Artık uyanması gerekiyordu benim güçlü, güzel kardeşimin, kraliçemin, geldiği günden beri kalbime sıcaklık veren ruhumun! Herşeye cevabı olan göklerin sahibi koskoca Evayım ben ama sıcaklığımın sahibine neler olduğunu anlayamıyordum. Ya gerçekten öldüyse ve biz boşuna bekliyorsak? Hayır! Hayır bu olamaz o ölümsüz o ölemez!
Saatlerce havada süzülüyordum ama hâlâ bir cevap bulamamıştım.
Bi anda düştü, birşeyler oldu! Içimde hissettiğim sıcaklık bana ait değil, benim olana ait! Birşeyler oluyor, Mia ya birşeyler oluyor hissediyorum! Kalp atışlarım ilk defa korku ile tanışmıştı şu anda Hemen geri dönmem gerekiyor!
~~MİA~~
Ruhum bedenimden çekilmiş ve bir boşluğun içinde sürüklenip duruyordu. Neler oluyordu ? Artık öbür dünyanın varlığına inanıyordum, çünkü buna şahit olmuştum. O zaman neden bir boşlukta kontrolsüzce sürüklenip duruyordum ? Titremeye başladığımı yeni farketmiştim, vücudumun girdiği bu titreme git gide beni mayıştırıyordu. Direkt olarak tepeme baktığım zaman koca, koskoca bembeyaz bir ışık gördüm. Sanırım oluyordu, artık öbür dünya ya girmenin zamanı gelmişti. Bir kez olsun sarılamadan, öpüp koklayamadan babamı serbest bırakmış ve kardeşime geri vermiştim. Ben duygularımı içime gömmüştüm ama hiç değilse Alex artık baba hasretinden kurtuluyordu, onlara ve Danile'e savaşın son bulduğu bir dünya bırakmıştım gitmeden önce.
ALEX'ten
"Neler oluyor, gidiyor mu ? Hayır tutun onu gidemez!" Bir anda olmuştu herşey, önce yatağın çevresinde beyaz bir ışık ardından ise Mia'nın havaya doğru ışık ile süzülmesi. Yatağın üzerinden bir kaç metre yükseklikte sanki beyaz bir ışıktan oluşan yatağın içinde uzanıyordu. Eva bir anda büyük terasta belirdi. "Eva! Ne oluyor!" Koca ejderha Danil'e gözlerini dikip birşeyler söyledi. Biz duyamıyorduk ama Daniel duyuyordu. "Ne diyor Daniel?!"
"Oda ne olduğunu bilmiyor, sadece bir anda içinde doğan bir sıcaklık hissetmiş ve hemen buraya gelmiş." Bu esnada Mia'nın bedeni haraket etmeye başladı. Beyaz ışıklar içindeki yatağı ile birilikte odadan çıkıp göğe doğru yükseliyordu. "Hayır! Kardeşimi tutun! O gidiyor! Gidemez tutun!" Arkasında hızla kanat çırpan Eva bir süre peşinden havalandıktan sonra olduğu yerde daha fazla yükselmek umudu ile sert kanatlar çırparak kala kaldı. Sanki bir güç onu tutuyordu ve Mia'nin peşinden gitmesine izin vermiyordu. Kardeşime ne oluyordu ? Yalvarırım gitmesin, kardeşime ihtiyacım vardı, o gidemezdi.
Oy ve yorumlarınız benim için önemlidir 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON EJDER
FantasyYavaş yavaş herşey kararıp bir boşluğa çekilmeye başlamıştı sanki. Ejderhanın görüntüsü gözlerimin önünden silinirken ona doğru koşmaya başladım. "Hey dur ! Sana sormam gereken şeyler var. Hey sana diyorum, lütfen gitme !" "Geri gelicem Mia. Artık...