Sevgili Okurlar,
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı. Aynı zamanda da Mirac Kandili. Bence bu özel gün yeni bir bölümle kutlamayı hakkediyor.
İçimizdeki çocuğa selam ederek vatanımızda, Ata'mızın izinde nice 23 Nisanlar dilerken ayrıca Mirac Kandilinin tüm İslam Alemine de huzur ve iyilikler getirmesini temenni ederim.
----------------------------------&-------------------------------------------------
Tuvalete girip yüzünü soğuk su ile ıslatmayı denedi ama ellerinin titremesinden suyu yüzü yerine gömleğine döktü. Tüm göğsü ıslanmıştı. Birden karısı ve çocukları geldi gözünün önüne. Onların yüzüne nasıl bakacaktı. Akşam bir ara onları terk etmeyi düşünecek kadar kadının büyüsüne kapılmıştı. Sonra patronları geldi aklına. Kızlarının takdirname ile geçtiğini öğrendiğinde Mert ve Yiğit Bey'in ortak bir kararla onları o çok istedikleri yaz kampına nasıl gönderdiklerini hatırladı. Annesi kalp krizi geçirdiğinde nasıl şirketin devreye girdiğini ve hastane masraflarının büyük kısmının bu iki kardeş himayesinde karşılandığı aklına geldi. Nefes alamıyordu. Hata yapmıştı, kadının, zayıflığından faydalandığını anlamıştı. Bağıra bağıra ağlamak geliyordu içinden.
Tuvaletten çıktı ve koşarak asansöre gitti. Yönetim katının düğmesine bastı. Sekreter Semra Hanım, bilgi işlem müdürlerinin üstü başı ıslak ve yüzü ter içinde masasına doğru koştuğunu görünce ayağa fırladı. Adam ciddi bir isteri krizi geçiriyor gibiydi. Gözleri kocaman olmuştu, titremesini durduramadığı elleriyle göğsünü tutuyordu.
"Semra Hanım, Mete Bey ve Yiğit Bey ile acil görüşmeliyim. Bu... Şirketle ilgili. Ölüm kalım meselesi..." dedi kadının masasının yanında yere baygın olarak düşmeden saniyeler önce...
Aynı anda Leyla evde eşyalarını topluyordu. Dün gece şirketle ilgili ele geçirmesi gereken dosyaların bir kısmını tamamlamıştı. Bu şirkette daha fazla çalışmasına yarından sonra gerek kalmayacaktı. Germiyanoğullarının yükseliş dönemi bitmişti. Çöküş dönemi başlamak üzereydi. Monopol oyunu deyip gülmekten kendini alamadı. "Bu erkek milleti hakikaten salak ya!" dedi ardından. Gülümsemesi dudaklarında dondu. Bazı eski hatıralar aklına geldi. Şimdi zamanı değil dedi kafasındaki sese. Germiyanoğlu Holding'in önümüzdeki yirmi sene planlarının bir kısmı elindeydi. Aynı zamanda, şirketin yirmi beş senelik geçmişindeki tüm anlaşmaları, hesap kayıtlarını, proje detaylarını da yedekleyecekti. İşin bitmesi için dün gece mest ettiği adamı bu gece de çağırması yeterliydi. Onun güvenini kazanmak zor olmamıştı. Dikkat çekmemek için bilgileri azar azar ele geçirmeye çalışıyordu ama yönetim kurulunun da bir şekilde yalanlarını anlayacağından şüpheleniyordu. Hızlı davranmalıydı.
Topladığı bavullarını dikkatlice küçük odaya koyup kapısını kilitledi. Buralara ulaşması dört senesini almıştı. Ne dört senesi! Germiyanoğulları yüzünden babasız kaldığı sekiz yaşından beri bunun için uğraşıyordu. Değerli takılarını, nakit parasını ayrı bir çantaya dikkatlice yerleştirdi. Dizüstü bilgisayarından cuma akşamı için uçuş seçeneklerini incelemeye başladı. İşe gitmeyeceğim için pazartesinden önce kaçtığımı anlamazlar. O saate kadar da ben çoktan gideceğim yere ulaşırım...
Odasında çalışmakta olan Yiğit, Sekreter Semra Hanım'ın çığlığıyla koridora fırladı. İlk gördüğü şey yerde hareketsiz yatan bilgi işlem müdürüydü. Semra Hanım çığlık atmaya devam ediyordu. Semra Hanım'la aynı odayı paylaşan diğer sekretere döndü, "Tuba, hemen ambulans çağır," dedi. Genç kız beklenmedik bir soğukkanlılıkla hemen telefona sarıldı ve 112 numarasını tuşladı. Çıkan görevliye hemen adresi verdi ve kırk yaşlarında bir erkeğin muhtemelen kalp krizi geçirdiğini bildirdi. Sonra şirket doktorunu aradı ve durumu anlattı. Yiğit, Tuba'nın şirket doktorunu da aramasını takdir etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğin Kanatları
Ficção GeralPeri masalı gibi başlayıp artan bir gerilimle okuyucuyu şaşırtan modern bir aşk hikayesine hazırlayın kendinizi. Güzel ve özel yetiştirilmiş nadide bir genç kadınla, zengin ve yakışıklı genç bir veliahdın aşkına şahitlik edeceksiniz. Ancak şu çağd...