Merhabalar,
Yeni bölüm 4K şerefine sizlerle efenim. Okuyan gözlere, oy veren tontiş parmaklara, yorumlar yapan tüm akıl küplerine sonsuz teşekkürlerimle.
Bilişim suçları, şirket içi entrikalar ve bolca aksiyon vs derken oldukça yumuşak geçişli, yan karakterlerin hikayeleriyle süslü bir yeni bölüm var aşağıda...
Yorumlarınız için çok teşekkürler, lütfen yorumlamaya devam edin.
Sağlıkla kalın.
--------------------------------&------------------------------------------------------------------
Ertesi sabah erkenden gözlerini açtı Yiğit. Nihayet kendisini dinlenmiş hissediyordu. İçinde bir sevinçle uyandığını fark etti, ailecek güzel bir gün geçirmeye ihtiyacımız var. Aklına Leyla geldi, ne yapıyor o pislik şu anda acaba? sonra kafasını salladı, bırak şunu düşünmeyi, bu günü o pislikle kirletme. Bir yandan da yarın Tamer ile yapacakları görüşmeye aklı gitti, yarın, bugünden daha fazla şey biliyor olacağız, diyerek duşa girdi.
İnci ona çok yakışan kırmızı bikinisini giydi. Biraz fazla mı açık? diye düşünürken kapı çalındı ve Pelin içeri girdi, "Harika görünüyorsun. Bu bikini sana çok yakışıyor İnci. Gerçi sen ne giysen yakışıyor zaten," diye cümlesini tamamladı kız.
"Sen de çok hoş olmuşsun Pelinciğim. Doktor seni buradan mı alacak?"
"Ben ona buraya gelme dedim. Seninle birlikte sahile gideriz diye düşünmüştüm. Yoksa seni birisi mi almaya gelecek?"
"Kim almaya gelebilir ki Pelinciğim, Aslan'dan başka?" dedi. Karşılıklı güldüler.
"Ben üstüme bir şeyler alayım sonra da çıkalım. Nezihe Hanım kek yapacaktı, onu da yanımızda götüreceğiz. Pelin, Sen mutfaktan keki alır mısın ben hazırlanırken?"
"Ah, Nezihe Hanım kek mi yaptı? Şimdi o teknede bütün kadınlar kocaman dilimler yiyecek ve incecik olacak, bense yarım dilim yiyip sonra tekerlek gibi göbekle ortada dolaşacağım. Keki evde bırakamaz mıyız? Dedenle Nezihe Hanım yesinler," dedi Pelin. İnci ona şaşkın bakınca da, "Tabii İnci'ciğim, keki ben alırım, aşağıda görüşürüz," diyerek çıktı odadan.
Pelin Hemşire, ona ve dedesine kısa sürede uyum sağlamıştı. İşini büyük bir ciddiyetle yapıyordu. Son derece disiplinliydi. Ama duygusal olarak naif bir kişiliği vardı. Bazen safça yaptığı yorumlar İnci'yi çok güldürüyordu. Onu sanki gerçek kız kardeşim gibi seviyorum, inşallah Murat'la çok mutlu olur, diye içinden geçirdi.
Sahilde Aslan, tekneden bir görevli ve küçük bir Zodyak onları bekliyordu. Kızlar Zodyak'a bindiler ve denize açıldılar. Aslan'ın, "İnci, kırmızı sana çok yakışmış," demesiyle kızların keyfi yerine geldi. Pelin bilmiş bilmiş gülümseyince, "Siz de maviler içinde çok hoşsunuz Pelin Ablacığım," diye ekledi. İnci, bu çocuk gerçekten çok nazik, üstelik kadın ruhundan anlıyor. Amcasından ne kadar farklı, acaba veliaht da bugün bizlerle olacak mı? diye düşündü.
Zodyak ilerideki burunu geçince karşılarına dev bir yat çıktı. Lacivert, üç katlı, son derece modern bir yattı. "Tekne derken ben tekne sandım. Bu ne böyle, dev anası!" diye Pelin yorum yapınca, İnci ister istemez bir kahkaha attı, "Ben de böyle bir şey beklemiyordum. Bilseydik, Nezihe Hanıma beş kek filan daha yaptırırdık,"
"Beş bile az kalır, bu ne ya, belediye sarayı!" diye yine ilginç bir tanımlama yaptı Pelin.
Zodyak'taki görevli yata çıkmalarına yardımcı olduktan sonra gözden kayboldu. Burcu onları öperek karşıladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğin Kanatları
Genel KurguPeri masalı gibi başlayıp artan bir gerilimle okuyucuyu şaşırtan modern bir aşk hikayesine hazırlayın kendinizi. Güzel ve özel yetiştirilmiş nadide bir genç kadınla, zengin ve yakışıklı genç bir veliahdın aşkına şahitlik edeceksiniz. Ancak şu çağd...