12.Bölüm ''Sarhoş''

21.6K 855 64
                                    

 Keyifli okumalar =)

**Doruk**

Yol boyunca nedenini hala çözemediğim şekilde ikimizde sessiz oluyorduk. Sadece arabanın asfalt yola sürten tekerlerin sesi ve ikimizin nefes alışverişleri. Ekstra olarak arada birde korna sesleri o kadar. Aynı yolu izlemekten sıkılıp kırmızı ışıkta durduğumda gözlerim onu bulmuş, kesintisiz onu izliyordum. Üstü açık araba yüzünden dağılan saçlarını el yordamıyla tararken dudaklarında keyifli, huzur dolu olduğunu düşündüğüm bir gülümseme vardı. Gözlerini açtığında onu izlediğimi fark ettiğinde huzurlu halinden geriye kırıntılar dahi kalmamıştı. Benden utanıyor muydu yoksa rahatsız mı oluyordu? Ayırt edemiyordum.

''Hey, bir sorun mu var niye öyle garip bakıyorsun yüzüme?''

''Evet var, dikkatimi dağıtıyorsun!''

Keyfinin kaçmasının sebebini ona yükler gibi sesimi yükselttiğimde oturduğu yere sinip gözleri korkuyla irileşti, daha çok kırpmaya başladı gözlerini.

''Sen iyi misin sahiden? Kahvaltıda yediğin bir şey mi dokundu?''Değilim dert tasası değilim! Benden ürkmenden, keyfini kaçırıyormuşum gibi davranmandan sinir oluyorum.

Cevap vermeme zaman kalmadan yeşil ışık yandı ve arkadaki araçlardan tabak haneye bir şey yetiştirecek olanlar durmaksızın kornaya basmaya başlamıştı. Gaza yüklendiğimden tekerler önce boşa döndü daha sonra birden öne atılıp hız kesmeden yola devam ettik. Zorunda mıydı sanki yanımda sahilde kuzenleriyle eğlenirken güldüğü gülmek için? Değildi elbette!

Otelin bahçesine girdiğimizde anahtarı arabanın üzerinde bırakıp aşağı indim. Nehir acelesi varmış gibi hızla arabadan indiğinde gözlerimi devirmeden edemedim. Bana inat olsun diye mi böyle gözüme sokuyordu yanımdaki rahatsızlığını? Biraz da olsa keyif almayı deneyemez miydin Nehir?

Yanından geçtiğimiz bahçeye hüzünle baktığında aklından yine ne geçtiğini merak ediyordum. Yine ne için üzülmüştü acaba? Öyle değişik bir mekanizması var ki en olmadık anda olayları çok farklı yönlerden görebiliyordu ya da safa yatıyordu. Kızsam da o saf halleri hoşuma gidiyordu lanet olsun ki!

Kolumda hissettiğim elleriyle o küçük bedeninden beklenmeyecek bir performansla beni koluma asılıp durmamı sağladığında istemsizce dudaklarıma yayılan gülümsememi engelleyememişti. Başımı geriye atıp derin bir nefes alıp sırıtışımı dudaklarımdan zorda olsa kazıdığımda ona döndüm. Parmaklarıyla girdiği hararetli oyun, odaklanmayı beceremeyen yeşil gözleri ve açılıp kapanan dudaklarından bir şey söylemek istediği aşikardı.

''Nehir...ne söylemek istiyorsun rahatça söyle! Karşımda kıvranıp durma öyle.''

''Müşteri memnuniyeti ilken hala geçerli değil mi?''

''En son sorduğundan beri misyonumuzu değiştirmedik Sayın Er.''

''İyi o halde ben bu bahçeden leylak ağaçları görmek istiyorum. Tekrar oteline tatile gelmemizi istiyorsan bu bahçede o ağaçların dikildiğini görmem gerek önce.''

Tüm o sıkıntılı halinin sebebi bu muydu yani? Leylak ağacı mı?

''En kısa zamanda dikilmesini sağlayacağım.'' Memnuniyetle ışıldayan gözleri çok sürmedi belki bir iki saniye hemen sonra odağından beni çıkarmıştı. Niye bu kadar çok takıyordum ki bana bakmasını, yanımdayken mutlu olmasını, rahatça konuşmasını sanki? Bundan böyle sana senin istediğin gibi davranacağım Nehir Er!

AŞKA 'DÜŞÜŞ' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin