İYİ OKUMALAR ^_^
19.Bölüm
Doruk'ta bundan hoşlanmadığını belli edercesine kaşlarını çatmıştı ama sonra yüzünü düzeltip sabit bir ifadeyle beni ondan ayıran halama ''Günaydın Selma Hanım.'' dedi.
Halama baktığımda o cevap vermek yerine çarptığım o adama bakıp ''Hoş geldin Kutay evladım.'' dedi. Ama Doruk vardı önce sırada hala, duymadı mı acaba onun sesini?
''Hoş buldum Selma Teyze. Yeğeninle tanıştık sanırım.'' Halamdan dönüp bana baktığında tekrar Doruk yaklaştı yanıma tekrar. Ama halamın bakışlarını görünce bile tereddüt edecek sandım ama geri gitmedi.
''Merhaba Nehir. Tanıştığımıza sevindim.''
Cevap vermek yerine korkuyla Doruk'a baktım o ise ellerini yumruk yapmış sıkıyordu. Ellerine kahve çekirdeği versem havanda dövmüş kadar yapardı galiba. Doruk gözlerini bana indirdiğinde tanımıyorum dedim fısıltıyla. O ise bana ''Sonra Nehir ''deyip gitti. Ah hala ne haltlar karıştırıyorsun sen anlamadım ki!
Halam, Kutay denen ilişkimin ortasına incir ağacı diken o yeşil gözlüyü alıp giderken yüzünü bile dönmeden bana ''''Hadi kızım, yürüsene!'' diye seslemişti. Doruk'un arkasından içimde büyük bir boşlukla bakarken minik adımlarla halamların arkasından yürümeye başladım. En kısa zamanda şu halamın olayını ve davetsiz misafirin sebebini öğrenmem gerekiyordu. Hayır misafirdir tamam benim olamaz ki Doruk izin vermez kesinlikle o bakışlardan sonra, halamın başı üstünde yeri var ama adam resmen bana kur yaptı kuşlar gibi. Canına mı susadı yoksa göz renginden mi manidar bilmiyorum. Zira yeşil gözleri mora çalına bilirdi Doruk gitmemiş olsaydı.
Birlikte kahvaltı yapmak için bahçeye çıktığımızda annemleri de görmüştüm. Esra da yanlarında çoktan kahvaltıya başlamıştı. Çifte kumrular da bu gün teşrif etmişlerdi aile soframıza sonunda. Kıskanmıyorum artık sizi, benimde arkasından melül melül gidişini izlediğim bir sevgilim var. Söz içinde kullanırken sorun yokta Doruk'a sevgilim diyerek aşk böcekleri gibi seslenmek olmuyordu, yapamıyordum. Ağzımda plastik tadı yaratıyordu öyle söylemek. Ancak bu sorunu en kısa sürede aşmam gerekiyordu hem de kısa sürede.
Masaya oturduğumuzda halam zorla Kutay ve beni yan yana oturtturmuş kendisi de karşımıza kurulmuştu. Keyfi tıkırındaydı sevgili halamın ancak misafiri benim güzel geçecek günümün içine limon sıkmıştı gelir gelmez! Hayır kimin neyi , neyin fesi onu da bilmiyorum. İyice öfkeleniyorum bu defa da.
''Nermin bak bu komşumun yeğeni Kutay. İnşaat mühendisi. Burada işleri varmış bende davet ettim gelsin görüşelim diye. Çok severim yosun gözlümü.''
Kutay dudaklarını kıvırıp dişlerini göstermeden beyefendi gülümsemesiyle bizimkilere bakıyordu. Annem vitrinden elbise seçiyor da sanki elini çenesine yaslamış halamın yosun gözlüsünü süzüyor. Ay yosun mu, hiç sevmem. Hele denizde ayağıma dolaşıyor ya işte o an çığlık atarak kaçıyorum bulunduğum yerden. Tamda şimdi yapmak istediğim ancak yeltenirsem sonuçlarında kötü şeyler karşılaşacağım hissiyatından kımıldayamıyordum sandalyemden.
''Selma Teyzemi kırar mıyım hiç, atladım geldim hemen. Emeği çoktur bende.''
''Bende de çoktur halamın emekleri ama sevdiklerime de size gösterdiği yakınlığı gösterse keşke!'' diye sitemle söylendim. Kollarımı kavuşturup somurtarak halamın gülen yüzünün solmasını izledim. Fakat o çabuk toparlanmış cevabı yapıştırmıştı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA 'DÜŞÜŞ' (Tamamlandı)
RomanceHer yazın 'güzel' bir hikayesi vardır... Her gün yeni bir umut, yeni bir ufuk ve yeni bir macera demekti onlar için.. Onlar sert zeminli, oldukça lüks kokan, bu zamana dek öğretmen birinin oldukça tuzlu olan o konaklama fiyatını ödeyemeyeceği...