18.Bölüm ''Yeşil Göz''

19.9K 679 67
                                    

Bazı zamanlar okula gitmek için kurduğum saat uğursuzca, kargadan beter melodisiyle çalmaya başladığında onu kapattığımı sanıyorum ama gerçekte yok öyle bir şey. Onları hayal dünyamda gerçekleştiriyormuşum meğer. Şuan öyle bir durum içerisindeyim ki acaba hayal mi kuruyorum yoksa yine düşünmeden edemiyordum. Başımı yasladığım yabancı bir sıcaklık, kulaklarım altında dakikada ortalama  80 defa atan bir kalp, apayrı birisini duyumsuyorum. O pili eriyip ayarları bozulasıca saatime bakıyorum sanki daha işe gitmeme yarım saat var, işte o mutlulukla uyuyacak olmanın sevinciyle tekrar başı yaslıyordum saate, ya şimdi de öyleyse?

Ellerim komutunu benden değil de bir başkasında alıyormuş gibi sarmalandığım kolları ulaştığında, Esra'yı yapmaması konusunda ikaz ettiğim ancak hala yaptığı o iğne cimciklerden birini attım. Belki onun kadar olmadı ama fazlasıyla tatmıştım o hissi. Başta bir iğne batması, ardında bir ağrı başlıyor. İşte şimdi aynısını Doruk'a atmıştım oda içini çekerek irkilmişti.

''Nehir iyi misin sen, kolumu niye sıkıyorsun?''

''Gerçek misin sanal mısın diye bakıyorum. Hologram yada benim uydurduğum bir hayalde miyiz diye merak ettim ama sen kanlı, canlı Doruk'sun. ''

''Hayallerini mi işgal ediyorum?''

Hayallerimi işgal etmiyorsun ki. Çünkü bana hayal kurmaya vakit kalmıyor seninle olmaktan. Tatile değil de sanki senin evine ziyarete gelen bir yakınınım, hep karşılaşıyoruz. Ama şikayetçi değilim hep böyle yakın olalım.

''Tek hayallerimi olsa yine iyi. Sen hayatımı kontrol altına aldın, sensiz olmama izin vermiyorsun ki. Ama korkuyorum da, yalan yok. Niye derse, sanki birazdan külkedisinin saat gece yarısını bulunca büyüsü bozulacak, sen gideceksin diye şüpheleniyorum. Ya sende bal kabağı arabasından köpeğe dönüşürsen?''

Hayatımda kime böyle sarılıp leylak bahçesinde uzandım kolları arasına? Google amca geçmişi sorgulasa da bulamaz olumlu bir yanıt. Erkeklere karşı hep mesafeli durdum ben. Birkaç defa çıkma teklifi de aldım ama hiç kimsede böylesine heyecanlanmadım. Bana bakınca bile kalbim dört nala umursamazca koşuyor. Ne arkasında bıraktıklarını düşünüyor nede ileride yolunu kesebilecek haydutları. İnsan aşık olunca sahiden de beynini alıp buzluğa mı atıyor? Ona söylediklerimi düşünüyorum da biri bana gelip sen ileride çakma batmane bunları bunları söyleyeceksin dese onlara ağzımla değil kıçımla gülerim desem haksız sayılmam.

''Köpek mi? Zaten senin normal olduğunu düşünmedim hiç. O yüzden bana sevgilim demeni de beklemezdim. Ama köpek ne Nehir? Çakma Batman daha iyiydi, ciddiyim.''

''Biz rollerimizi mi değiştik Doruk? Doğru olan benim köpek lafına takılmam olurdu, senin değil.''

''Sen bulaşıcısın Nehir. Kendini her yere yayıyorsun, elimde değil.''

Saatler geçip giderken biz konuşmuyor sadece birbirine daha yeni alışmaya başlayan bedenlerimize zaman tanıyorduk. Mesela o belimde baş parmağını rahatça gezdirmesine rağmen ben kımıldayamıyordum bile tünediğim kucağında. Sıcaklığıyla kendimden geçmeye başladığımda gözlerim usul usul kapanmaya başlıyordu. Huyum kurusun misafirliğe gittiğimizde de salonun ortasında halının üzerinde uyurdum zaten hep!

***Doruk***

Kendimi telefonu bulan Grahambel, ampulü bulan Edison gibi hissediyordum. Yaklaşık  2 yılımı harcama sebep olan iş hayatım şimdi bana en büyük ödülü veriyordu. Kollarımdaki kadını ben keşfetmiştim. Kimsenin öneriyle yada zorundalıklardan değil. Kendi isteğimle onun peşine takılmış, yalanlarına alet olmuş, peşimde sürüklemiş, kalbimi rahatça açmıştım.

AŞKA 'DÜŞÜŞ' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin