İyi okumalar ^^Mustafa Bey eşine telaş yapma dese de kendisinin de hanımından pek bir farkı yoktu şu durumdayken. İçini burkan, tam göğüs kafesinin altındaki şiddetli sancıya neyin sebep olduğunu pekâlâ biliyordu. Kızının yokluğu evlerinden sadece neşelerini, huzurlarını değil aynı zamanda kendisinden de parçalar alıp götürmüştü. Her parça ailelerine ait eski bir video kasediydi aslında.
Üzerinde tarihlerin yazılı olduğu, içlerinde günlük gibi her anı kaydettikleri , biriktirdikleri anılar dolu kasetlerdi bunlar. Şimdi her ihtimale karşı bunların devamını getiremeyecek olma korkusuyla yüzleşmek Mustafa Bey için çok ağır bir yük bindirmişti omuzlarına.
Bunca zaman ailenin koca çınarı olan Mustafa Bey şimdilerde yorulmuş,pes etmiş gibi dallarını bükmüştü. Koca çınar devrilmenin eşiğine yaklaşmış, kökleri son bir gayretle toprağa, özüne, ailesine, tutunuyordu. Fakat karısı da kendisiyle aynı duyguları paylaşırken çınar pes ederse ne olurdu halleri? Herkes bir yana dağılır, bölük pörçük, ayrı gayrı düşmez miydi? Bu yüzden Mustafa Bey her ne kadar karısına imreniyor olsa da ağlamıyor, kendisine bu eylem hakkında net çizgiler çekiyordu.
Bu aile yine eskisi gibi bir arada, güzel günler geçirecekti...bunca zaman bunun için çalışmışken vazgeçmek hayatının amacını da kaybetmek olurdu. Bu yüzden su koy vermek yoktu, olmayacaktı da!
Nermin Hanım biten telefon görüşmesinden sonra oturduğu koltuktan yavaşça ayaklanmıştı. Gideceklerdi. Üzerindeki ev içinde giydiği rahat kıyafetleri değiştirmesi gerekiyordu. Aheste adımlar atarak odasına kadar ilerledi. Üzerine dışarı çıkmaya uygun gündelik bir gömlek ve kot giyip uyuşuk hareketlerle hazırlanmıştı. Eve uyuşmuş gibiydi her bir uzvu. Kollarında sanki yıllardır birikmiş laktik asit aniden ortaya çıkmış ve kadına müthiş bir yorgunluk hissi kazandırmıştı.
Aynadaki aksi baktı. Oradaki kadın tam anlamıyla dakikalar içinde çöken bir Nermin'den ibaretti. Gözlerinin ağlamaktan kızarmış, beyaz yerindeki kılcal damarları ince çizgiler halinde belirginleşmiş, kaşları yerçekimine yenilmiş gibi aşağı doğru bükülmüş kuyrukları...tükenmiş bir hali vardı acılı annenin. İçinde fırtınalar koparken bağırmak, çağırmak istiyordu. İnanılmaz bir baskı yüreğinin tam üstünde birikmişti adeta. Ağlamaktan çenesi tutulmuş, hıçkırıklarının yarısı dışarı özgürce çıkarken geri kalanını da yutuyordu gözü yaşlı kadın. Bir şeyi çok iyi biliyordu: şu hayatta en son razı olacağı şey evlat acısıyla sınanmaktı...kızını kendinden ayıranların canına okuyacaktı! Kadın başıyla hepsini yerle bir esip, içinde kopan fırtınaların arasına atacaktı onları!
Kolundaki son güç kırıntılarıyla odasının kapısını açtı ve usulca çıktı yatak odasından. Koridorun sonunda, hafif aralık kapısıyla kızının odasını görmek henüz durulmuş çeşmelerini açtırmıştı yeniden.
Nehir'in odasını görmek içindeki boşluğu genişletmesine neden olmuştu annede. Sallanan bedeniyle yavaşça kapıyı açtı ve buram buram her solukta kızı kokan odaya girdi. Girdi girmesine ama Nehir'siz bu oda gözünde kazılmış boş bir çukurdan farksızdı gözünde. Kendisi aslında bir odaya değil boş bir mezara girmişti şimdi. Ne farkı vardı ki odaya girdiğinde aradığını bulamadığı için çekmeceleri alt üst edip sonra annesi içeri girince suçlu bakışlarla dudağını kemiren Nehir'i göremeyişinin mezara girmekle? Kızı için nefes alıyor, onun için çalışıp çabalamıyor muydu sanki?
Keşke duvarların dili olsa da Nehir sinen sesleri fısıldasalardı gözü yaşlı annesinin kulağına. Genel de evde peşinde dolanıp hararetli hararetli kendisine bir şeyler anlatan kızının varlığını hissedememek kadını tarifsiz bir acının kollarına itiyordu. İçine derince, titrek birkaç nefes çekti...kokusunu çekerken bile korkuyordu Nermin Hanım. Ya bu ondana geri kalan son izlerse? Ya kokusu da bitip giderse? İşte o zaman kendisi de biterdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA 'DÜŞÜŞ' (Tamamlandı)
RomanceHer yazın 'güzel' bir hikayesi vardır... Her gün yeni bir umut, yeni bir ufuk ve yeni bir macera demekti onlar için.. Onlar sert zeminli, oldukça lüks kokan, bu zamana dek öğretmen birinin oldukça tuzlu olan o konaklama fiyatını ödeyemeyeceği...