İYİ OKUMALAR ^^
20.Bölüm
Yaz güneşi diğer mevsimlere nazaran göz kamaştırıcı ışınlarıyla beni kapalı göz kapaklarımın ardında bile rahatsız edebiliyordu. Yüzümü ekşitirken, uyanmak şöyle dursun gözlerimi dahi açmak istemiyordum. Yerim rahattı bir kere. En kaliteli parfüm reyonları arasındaydım sanki. Etrafımı saran yoğun bir parfüm kokusu yoktu tam aksine limon çiçeği, beyaz kakule ve birazda serinletici yeşil bitkilerden selvi ve de sedir ağacı kokusu vardı. Bütün bu bilgileri bilmeme sebep olansa tatile gitmek için babamı ikna etme konusunda benimle ağız birliği yapan babaannem sayesindeydi.
Babaannem çiçek kokularıyla büyümüş hayatının her anında da kullanmayı seven birisiydi. Gerek kokusu olsun gerekse motif olarak. Eğer bir şey alacaksa içinde mutlaka çiçek deseni olsun isterdi. Evindeki duvar kağıtlarındaki minik çiçek desenleri içeriye sıcak bir ambiyans sağlarken aynı zamanda gözlerimizi o alışık olduğumuz beyaz badana duvarların esirinden kurtarıyordu, halle alemine katıyordu.
Enseme dolan sıcak, iç gıcıklayıcı ve tüylerimi ürperten nefes uyanmak konusundaki tüm duvarlarımı yıkmıştı. Karşımdaki keçiye geçmesi için yol verip köprünün yıkılmasını engellerken uyku namına bir şey kalmamıştı üzerimde. Saatler öncesinde uyanmış birisi kadar dinç hissediyordum kendimi.
Yalnız olmaya alışık olduğum yatakta bir başka nefes hissetmek yalnızlığımı egale etmek demekti. Biraz daha yatağıma odaklanıp duyularıma kulak verdiğimde aslında yatağımın arkasının hafifçe çöktüğünü de hissede biliyordum. Yanımda uyuklayan kişiye Esra olma ihtimalini bile vermiyordum çünkü koku erkek parfümüydü. Eğer sırf erkek parfümü takıntısı olup onu sıkıp, erkek arkadaşıyla yada eşiyle buluşmaya gittiği zaman adamın yanına aslında atıyorum Gönül gelmesini beklerken Gökhan'ı bulması gibi bir olasılıktı bu.
Dehşete düşmüş halde gözlerim odayı kızıl ötesi ışınlarla tararken aslında az önceden beri çok yanlış ihtimaller arkasında düşündüğümü fark ettim. Kendi odamda değildim ki! Burası Doruk'un odasıydı! Doğruya biz dün akşam birlikte uyukluyorduk hatırlayabildiğimce. Gecenin bir yarısı ayaklanıp odaya gidemeyeceğime göre hepsinden de önemlisi Doruk'un gitmeme izin vermeyeceğini KDV olarak hesaba katınca doğal olarak burada sabahlamıştım.
Şaşkın az birazda korkmuş halimden geriye tabakta sonu sıyrılan yemek artıkları kadar izler kalmıştı, şimdi gülümsüyordum yada sırıtıyordum. Peki ama halamın ya yine spor yapacağı yahut sıkılıp katları gezeceği tutarda bu kata çıkarsa? İşte o an sıyrılan tabağımı gören annem sanki dayanamamış, aç kalır yavrum korkusuyla bir kaşık daha yemek koymasıyla dolmuştu. Silinen, temizlenen korkularım şimdi yeniden doğmuştu tabağımdaki nohut yemeği olup! Annem nohut yemeğini diğerleriyle kıyaslayınca çok severdi ve sık sık yapardı! Aramızdaki bu aç kalma mevzusu da daha çok bu yemekte açığa çıkar, tekrara düşerdi. Özetsiz yeni bölümüyle denilen diziler gibiydik biz annemle. Başka yok son dese de yine tabağımı dolduruyordu. Dizi yayını yapan kanallarda öyle. Özetsiz yeni bölüm diyorlar ama hala özet dönüyor ekranda, büyük ironi!
Tam arkamda nefesini baş döndürücü kokusuyla harmanlayıp, kendine has bir homojen karışım yapmış olan Doruk'un varlığıyla daha çok heyecanlanmıştım. İçimi kanserli hücre misali saran panik ve Doruk etkisiyle hareket etmeden duramıyordum. Arkamı dönmek için yeltendiğimde duraksamıştım. Çünkü bu adamın bana normal çiftlerin yaptığı gibi hiç olmadı dün akşam yaptığı gibi sarılıyor olması gerekirdi şuan! Oysa biz ne yapıyorduk kardeş kardeş yatıyorduk. Ben Esra ile bile yatarken şimdikinden daha çok sarmaş dolaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA 'DÜŞÜŞ' (Tamamlandı)
RomansaHer yazın 'güzel' bir hikayesi vardır... Her gün yeni bir umut, yeni bir ufuk ve yeni bir macera demekti onlar için.. Onlar sert zeminli, oldukça lüks kokan, bu zamana dek öğretmen birinin oldukça tuzlu olan o konaklama fiyatını ödeyemeyeceği...