İYİ OKUMALAR ^_^ Resimdeki Doruk <325.Bölüm
Gece devam ederken bizde salona dönmüştük birlikte. Etrafta içki bardakları, iş görüşmeler almış başına gidiyordu. Evet anlaşılan bu akşam için hazırlanan organizasyon amacına ulaşmıştı. Görüşmeler için oluşturulan grup sürekli görüşme halindeydi iş adamlarıyla. İş adamı demişken çakma batmanda yardımcı olurdu değil mi bize?
''Doruk...sen görüştün hiç görevli biriyle?''
Olumsuz anlamda başını sağa sola salladığında tek kaşımı kaldırıp çantamı küçük ama yüksek gövdesi olan masaya bırakıp ona döndün.
''Nasıl görüşmedim? İyi ben buradayım Sayın Başer, bize yardım edecek misiniz projemizde? Geriye dönüp baktığınızda iyi ki yapmışım dediğim somut bir şey bırakmak istemez misiniz dünyaya?''
Sarı renkli sıvı , büyük ihtimalle beyaz şaraptı, dolu ince belli bardağına uzanıp az önce dudaklarımın arasında olan dudakları cam yüzeye dokundu ve birkaç yudum aldı. Dudaklarını birbirine bastırıp beğendiğine dair başını salladı. Herhangi bir tepki vermeden hala soruma cevap beklerken bardağı masaya bıraktı ve bana döndü en sonunda.
''Önce şu aramızdaki siz biz olayını tamamen kaldıralım olur mu? Her ne olursa olsun..ister iş görüşmesi, istersen kırgın olduğumuz zaman ki sohbetlerimizden biri hiçbir zaman aramıza mesafe koymayacaksın Nehir...yoksa gün gelir bir de bakmışız birbirimize ulaşmak için köprülere ihtiyaç duyuyoruz.''
Haklıydı. Sonu kadar haklıydı. Ama böyle düşündüğünü tahmin etmemiştim. Sonuçta oda bir davetliydi ve saygı görmek ister düşüncesiyle böyle konuşmuştum. Fakat şu kırgın olduğumuz zaman da sizli bizli konuşarak çocukça davrandığım gözümden kaçmamıştı.
''Pekala Çakma batman...daha çok gelecek kurtarmak için var mısın?''
Hafif bir tebessümle cevabını bildiğim soruyu bir kez daha dillendirdim. Gözleri muziplikle parladı ve aramızdaki mesafeyi milimetrelere indirinceye kadar sokuldu yanıma. Bir eli cebinde hafifçe üzerime doğru eğildi ve ''Varım...seninle bir ara baş başa detayları konuşsak iyi olur.'' Dediğinde çapkın sırıtışlarından biri hakimdi dudaklarınca. Hain!yanaklarım hafiften yanmaya başlamıştı, kızarıyordum. Dibim tutacaktı bir gün bu adam yüzünde! Birkaç saniye için bile ciddi olamıyorduk biz.
Uzaklaşmak için boş bir anını kolluyordum ancak gözleri muziplikle parlıyor, üzerimden ayrılmıyordu UV ışınları yayan gözleri. Etrafımızda birçok yabancı sima varken ona yakın olmak istemiyordum. Bilmiyorum utanıyordum...herkesin gözü önünde bana kur yapışı başkaları tarafından izlenirken benim kaçacak delik arayan fare gibi kıvranmamı izlemelerini istemiyordum işte. O her şeyiyle benim ilklerim olmuşken,basit bir şeymiş gibi hemen kabullenemiyordum bu yüzden ilişkimizi.
Hafifçe öksürerek uzaklaştığımda başımı öne eğerek ''Doruk, herkes bize bakıyor! Yapma şöyle...'' diye mırıldandıktan sonra normal bir şey söylemişim gibi bakışlarımı diğer konukların üzerinde gezdirdim. Hafif bir kahkaha sesi yükseldikten sonra ''Çok utangaçsın...baş başa görüşmelerde ne yapacaksın bilmiyorum. Bil ki o günü iple çekiyor olacağım Nehir Er.'' dediğinde yuvaları dar gelmiş, öne fırlayan gözlerim bana komik bir görüntü kazandırmıştı bile. Fazla açık sözlüydü. Ki kendini bu denli aşikar etmesi onun zararına. Daha da o görüşmelere gitmezdim ben! olacakları düşünmek karnıma minik minik iğneler batırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA 'DÜŞÜŞ' (Tamamlandı)
RomanceHer yazın 'güzel' bir hikayesi vardır... Her gün yeni bir umut, yeni bir ufuk ve yeni bir macera demekti onlar için.. Onlar sert zeminli, oldukça lüks kokan, bu zamana dek öğretmen birinin oldukça tuzlu olan o konaklama fiyatını ödeyemeyeceği...