9. Mektup/ 1996, Pazartesi.
Kumandanım, sözlerime nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Revire gelen asker sayısı azaldı ve sizin savaşta daha az hasar alan taraf olduğunuzu öğrendik. Bunu duyduğum an yüzümdeki gülümsemeye engel olamamıştım. Sizin o kapıdan yaralı girmeyecek olmanız bir nebze beni rahatlatmıştı. Ama, akşam saatlerinde dönen bazı askerlerin konuşmalarını duyunca şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. Sizin, savaştığınız kumandanın kızıyla görüştüğünüzü söylüyorlardı. Meğerse, siz kıza olan aşkınızdan savaştan geri çekilmeyi planlamışsınız. Kumandanım, yemin ederim bunları duyduğumda kalbime büyük bir hançer saplandığını zannettim. Ellerimle tutunacak bir yer aradım. Yere düşeceğimden korktum. Gözlerim dolmuştu ve tek düşündüğüm sizdiniz. Ben sizi beklerken sizin başka biriyle görüştüğünüzü duyunca, sağır olmak istedim. Belki o zaman, bunların hiç birini duymazdım.
Artık, kapıdan girdiğinizde heyecanlanmamalıyım. Ya da sizi beklememeliyim. Gönlünüzde başka biri varken olmazdı kumandanım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Myself || h.s
FanfictionSiz güzel bir kumandandınız. Ben ise güzel bir hemşire. Gönlüm size kapılırken bana sormadığı için bazen kızsam da susuyorum. Çünkü, sizi gördüğüm her yerde tuhaf hissetmekten gönlümde bende mutluyuz.