17. Mektup/ 1996, Pazartesi.
Kumandanım, buraya ellerim titreyerek yazıyorum. Kendimi çok üzgün ve mutsuz hissediyorum. Geceleri sizi düşünmekten uyuyamıyorum. Sabahları uykusuz ve yorgun olduğum için de revirde hiçbir şeyi düzgün yapamıyorum. Nasıl kendimi anlatacağımı bilmiyorum kumandanım. Ama, kalbime bir sürü iğne batırılıyormuş gibi hissediyorum.
Bu sabah sizinle kahvaltıda göz göze geldik. Gözlerinizle bir süre yüzümü taradınız. Ama sonra gözlerinizi benden çektiniz, böyle olmasını istemezdim. Her zamanki gibi hafifçe gülümseyip 'günaydın hemşire' demenizi isterdim.
Johanna size bir mektup göndermem konusunda ısrarcı davranıyor. Oysa size bir sürü mektup yazdığımı bilmiyor bile. Aslında, aklımdan size bir mektup göndermek geçti. Sanırım bu gece iyice düşünüp karar vereceğim. Bana geri bir mektupla karşılık vermeyeceğinizi bilsem bile duygularımı bilmenizi isterim.
Ah ve de kumandanım... üzgün ve mutsuz olmam size olan aşkımın bittiği anlamına gelmiyor. Gözleriniz beni hala daha kavurmaya devam ediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Myself || h.s
FanfictionSiz güzel bir kumandandınız. Ben ise güzel bir hemşire. Gönlüm size kapılırken bana sormadığı için bazen kızsam da susuyorum. Çünkü, sizi gördüğüm her yerde tuhaf hissetmekten gönlümde bende mutluyuz.