18. Mektup/ 1996, Çarşamba. (Carine'nin Harry'e gönderdiği mektup.)
Kumandanım, biliyorum. Siz de benim kadar şaşkınsınız. Hala daha bu satırları nasıl yazabildiğimi bilmiyorum. Bu mektubu size gönderecek olmam bile kalbimi hızlandırmaya yetiyor. Birkaç gündür konuşmadığımız ve göz göze gelmediğimiz için çok mutsuzum. Balo gecesi sizinle mükemmel bir şekilde dans ettik. Ve duydum ki sonrasında çıkan dedikodular sizin rütbenizi etkilediği için olaylar çıkmış. Kumandanım, ne kadar üzgün ve mahçup olduğumu bilemezsiniz. Keşke o gece sizinle dans etmeseydik diye düşünüp duruyorum. Tabi... sonra bu düşüncem aklımdan siliniveriyor. Kollarınızın belimi nasıl sarmaladığını, kokunuzu, nazikliğinizi zihnimden silemiyorum. Şu an farkediyorum ki, bu mektup size olan duygularımı bir nevi açıklığa kavuşturmamı sağlıyor. Ki, sizin benim duygularımdan haberdar olduğunuzu tahmin ediyorum.
Kumandanım, eskisi gibi olmamızı istiyorum. İsterseniz benimle konuşmayın ama gözlerimiz birbirine çarptığında gülümseyin yeter. Ya da sabahları 'günaydın hemşire' deyin. Bende size 'günaydın kumandanım' diye karşılık vereyim.
Başka türlü nasıl olacağını inanın bilmiyorum. Kalbim acıyor. Size öyle bir tutulmuşum ki, kalbim bile bunu taşıyamıyor. Kendimi, bana gülümseyişlerinizi hatırlayarak avutmaya çalışıyorum. Ama olmuyor. Sizin karşılık vermeyeceğinizi biliyorum, okuduğunuzu bilmek bile bana yeter.
Sizin aşkınızla kavrulan Carine Hemşire.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Myself || h.s
FanfictionSiz güzel bir kumandandınız. Ben ise güzel bir hemşire. Gönlüm size kapılırken bana sormadığı için bazen kızsam da susuyorum. Çünkü, sizi gördüğüm her yerde tuhaf hissetmekten gönlümde bende mutluyuz.