26. Mektup / 1996, salı.
Kumandanım,
Ah, ne kadar heyecanlı ve mahçup durumda olduğumu keşke bilseniz.
Karşımdaki kadının anneniz olduğunu öğrendiğimde orada öylece donup kaldım. Düşmemek için ayaklarımı yere sıkıca sabitledim. "Ben..." cümlemin devamını getiremediğim için durdum.
Anneniz gülümsedi ve bana gözleri parlayarak baktı. "Oğlumun anlattığı güzel kadın sen olduğun için mutluyum."
Bir an kalbimin sesi etrafa yayılacak sandım. Beni annenize anlatmıştınız... şaşkınlıkla orada kala kaldım. Dudaklarım yavaşça aralanırken konuşmaya çalıştım. "Ben- yani beni mi anlattı?"
Anneniz ufak bir kahkaha attı. Tanrım, sesiniz ve gamzeleriniz... her şeyiniz aynıydı. Bana biraz yaklaştı ve gülümseyip kolumu tuttu. "Buraya seni görmek için gelmiştim. Harry, revirde olabileceğini söylemişti."
Kaşlarım yukarıya kalkarken iç çektim. Yanaklarımın çoktan kızardığını hissediyordum. Anneniz gülümseyerek konuştu. "Bu akşam hep beraber yemek yemek isterim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Myself || h.s
FanfictionSiz güzel bir kumandandınız. Ben ise güzel bir hemşire. Gönlüm size kapılırken bana sormadığı için bazen kızsam da susuyorum. Çünkü, sizi gördüğüm her yerde tuhaf hissetmekten gönlümde bende mutluyuz.