14

420 58 19
                                    

14. Mektup/ 1996, cuma.

Kumandanım, buraya her zamankinden daha heyecanlı bir biçimde yazıyorum. Bu sabah kalktık ve Johannah ile reviri biraz toparladıktan sonra kahvaltıya indik. Askerler ve siz hararetli bir biçimde konuşuyordunuz. Haşhaşlı ekmeğiniz önünüzdeydi ve arada parçalar kopararak yiyordunuz. Gözleriniz bir anlığına etrafta dolaştıktan sonra beni buldu. Dudaklarınızda ufak bir gülümseme oluşmaya başlayınca yavaşça yutkundum ve bende tebessüm ettim. Tanrım, birileri bizim birbirimize böyle gülümsediğimizi görecek diye ödüm kopuyordu. Gözlerinizi benden çektiniz ve tekrar askerlere döndünüz. Johanna yanımda kıkırdayınca ona döndüm. Gözleriyle sizi ve beni işaret edip tekrar ve tekrar kıkırdadı. Yüzümü bir sıcaklık basarken 'şşşt' diyerek onu susturdum. 

Kahvaltı etmek için oturduk. Siz, önünüzdeki haşhaşlı ekmeğinizi elinize alarak, arkanızdaki askerlerle birlikte yürümeye başladınız. Ama bir anda ilerlediğiniz yönü değiştirerek bize doğru yürüdünüz. Herkesin gözlerinin bize döndüğünü hissettim. Ama siz umursamadan, önümde durdunuz ve konuştunuz.

"Bu gece bir balo düzenleniyor hemşire. Sizde dahil herkes katılacak." 

Kaşlarım yukarıya kalkarken hızla kafamı salladım. Her ay ya da iki ayda bir böyle balolar düzenlenirdi. Ben kafamı sallayınca hafifçe gülümsediniz ve elinizdeki haşhaşlı ekmeği bana uzattınız. O an kalbimin durduğunu hissettim. Çok sevdiğiniz ekmeğinizi benimle paylaşıyordunuz. Ellerimin titrememesi için dua ederek ekmeği aldım. Gülümsediniz ve konuştunuz.

"Afiyet olsun hemşire."

Save Myself || h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin