30.Mektup / 1996, cuma.
Kumandanım,
Bu gün, revire çok uzun süredir dönmemiş olan askerlerden birkaçı geldi. Johannah ile yaralı olanlara baktıktan sonra iyi olanları kontrol ettik. Siz, birkaç dakika sonra askerlere bakmak için revire girdiniz.
Gözlerim girdiğiniz anda sizin gözlerinizle buluştu. Bana hafifçe tebessüm ettiniz ve askerlerin yanına ilerlediniz.
Askerlerle konuşurken Johannah size baktığımı görüp kıkırdadı ve omzuyla omzumu itti. Yutkunup gözlerimi sizden çekmek için uğraştım. Siz ben gözlerimi çekemeden önce bana döndünüz ve dudaklarınızı yalayıp bana doğru yaklaştınız. Kaşlarım havalanırken önümde durdunuz.
"Hemşire?" Boğazımı hafifçe temizledim. "Kumandanım?"
Gözlerinizi benden çekmeden gamzelerinizi gösterecek şekilde güldünüz. Sonra elinizi ceketinizin cebine uzatıp kırmızı bir gül çıkardınız. Gözlerim irileşirken gülü bana uzattınız ve başınızla selam verip revirin çıkışına ilerlediniz. Askerlerin önünde bana gül vermeniz kalbimi son hızla attırırken ne yapacağımı bilemeden gülü burnuma götürüp kokladım.
Siz kapıdan çıkmadan önce istemsizce gülümsemeye başlamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Myself || h.s
FanfictionSiz güzel bir kumandandınız. Ben ise güzel bir hemşire. Gönlüm size kapılırken bana sormadığı için bazen kızsam da susuyorum. Çünkü, sizi gördüğüm her yerde tuhaf hissetmekten gönlümde bende mutluyuz.