Gözlerimi annemin dokunuşlarıyla açtım. Saçlarımda parmaklarını dolaştırıyordu. Sonunda Mardine gelmiştik.
Uçaktan inmemle sıcak havanın tenimi okşaması bir oldu.
İçimde olan sıkıntının yanında bugün iyi bir şey oldu kot şortum siyah göbeği açık bluzum ve siyah vanslarım havayla çok uyumlu şansa bak ama (!)Başımı anneme ve babama çevirdiğimde 3 gündür oldupu gibi gözleri yine kan çanağı sebebini soruyorum yorgunuz diyorlar ama ben bu olayı Mardine gelmemize bağlıyorum.
Babamın anlattıklarına göre Mardin de iki büyük aliret varmış. Bu iki aşiret birbirlerinden pek haz etmezlermiş birisi Dervishi aşireti diğeride babamların aşireti yanı Koçakoğulları. Babam koçakoğulları aliretinin en büyük erkek çocuğuymuş ve ağa olmak babama düşüyormuş babamın ağalıkta gözü yokmuş ama o yüzden çocuğum olana kadar erteleyin bu işi diyip durmuş dedeme en sonunda kabul etmiş dedem çocuğu olduktan sonra babam ağa olacakmış. Annem ve babam evlendiklerinde ilk 6 ay çocukları olmamış. Aşiret kuma demeye başlayınca babamda annemi alıp bir gece yarısı tüm ailesini geride bırakıp yeni bir hayat kurmaya karar vermiş. Babam annemi alıp İzmir'e gelmiş. 2 ay sonrada ben olmuşum zaten. Ben 10 - 12 yaşlarımdayken de İstanbul'a yerleşmişiz.
20 yıldır babamın bu topraklara ayağı değmemiş. Çünkü kaçmanın cezası ölümmüş.Ben hepsini bir takım zırvalık olarak görüyordum sonra bir hukuk öğrencisi olarak yoğun bi araştırma yaptım. Oralarda hersey burdakine göre ters işlermiş polis o iki aşiretten korkarmış. Bende bu yüzden son zamanlarda bir proje hazırladım töre kurbanları ile ilgili. Mesleğimi elime aldığımda töreyi bitireceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNDAN -bir töre hikayesi-
General FictionMardin güzel şehir... İçinde binlerce kadının çığlıklarını yaşatan ey güzel Mardin.. Töreye kurban gidip sesi duyulmayan kadınların şehri Mardin.. O sessiz çığlıklar ne zaman duyulacak Mardin? 14 15 yaşlarında olan küçük kadınların sesi ne zaman duy...