20 • 'Seni Öperim!'

132K 9.9K 8.8K
                                    

Multimedya: Rita Ora | Your Song

Keyifli Okumalar...

(Yeni bölüm diye neredeyse kapıma dayanacaklar, yorumlarda sizi görmezsem canınıza okurum 😂😘)


Akın Korutürk

Günlerdir Şeyda meselesiyle uğraşmaktan canım çıkmıştı. O bar meselesini öylece kapatacağımı sanan sinsi kız bir gün sonra yine dibimde bitmişti. Ona biraz ilgi gösterince de sapır sapır dökülmüştü. Asi'ye verdiği meyve kokteyline sakinleştirici atmış geri zekalı. Öfkemi belli etmeden devam etmesini istemiştim çünkü asıl amacının ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Eğer ki o amaç büyük bir iğrençlik içeriyorsa zaten onu elimden kimse alamazdı ama kız saf bir şeydi. O kadarına cesaret edeceğini sanmıyordum. Zaten o da sadece Asi'yi arka sokağa çekip onu biraz pataklamak istediğini söylemişti.

Yine de o gün dövdüğüm çocuğu bulup onu biraz daha benzeterek bunu tasdiklemiştim. Bir de barmeni dövmüştüm tabii akabinde çünkü onun da işin içinde olduğunu düşünüyordum. Gerçi herifin hiçbir şeyden haberi yokmuş ama yine de onu dövdüğüme pişman değildim. Asi akıllılık edip Şeyda'nın verdiği içeceği içmese de şerefsiz barmenin işgüzarlığı yüzünden iki bardakla madara olmuştu.

Bu Şeyda'yı aklamamıştı elbette, aklayamazdı da. Onun biletini de bir kaç gün içinde kesmiştim zaten. Onu Engin'e götürüp yaptığı her şeyi ona itiraf etmesini istemiştim. Elbette ki yapmamıştı, bir de üstüne yalanlamıştı ama ben işimi her zaman garantiye alırdım. İtirafını çoktan kaydetmiştim zaten, sadece ona bunu kendisinin yapması için bir fırsat tanımıştım. Şeyda o şansı kendi elleriyle itmişti. Engin duyduklarıyla bir ala bir mora dönerken Şeyda yanında pusup kalmıştı. Ondan sonra da Şeyda'yı bir daha görmemiştim çünkü Engin onu yurtdışına postalamıştı. Bu takıntılıkta kızın gelebileceği en son noktaydı zaten ve Engin de bunun farkındaydı.

Şimdi ise günlerce uğruna ter döktüğüm o kız karşımdaydı ve ben karşımdaki iki yüze de bakarken hayatım boyunca hiç duymadığım bir şekilde öfke doluydum. Esra nasıl oluyor da bu evde olurdu aklım almıyordu. Dahası şu an bulundukları durum içime yakıcı bir öfke serpiyordu ki bu evi darmaduman etsem yine de o ateş sönmeyecek gibiydi.

"Şey..." dedi Asi biraz tedirgin olarak. "Benim biraz içim geçmiş." Göz devirdi. "Yine."

Burak güldü. "Masanın üzerinde uyumana gönlüm razı olmadı."

Ne masası be? Ne masası?

Asi'nin yanakları kızardı ve "Ha! Şey... Sağ ol... Yani salona götürmüşsün."

Lan bir de bu herif onu salona mı taşımıştı? Sakin ol Akın! Derin nefesler al... Evet, derin nefesler.

"Önemli değil," dedi Burak sırıtarak.

Asi'nin yanakları daha da kızardı. "Çorba tamamdır. İçine biraz limon sıkarsın, soğuk algınlığına birebir gelir."

"Teşekkür ederim," dedi Burak.

Ne çorbası diye düşünürken Burak hapşırdı. Kısılan gözlerimle bu kez onu inceledim. Burnu ve yanakları kızarmış, yüzü bunun haricinde solgundu. Bir haftadır onunla konuşmak bir yana aynı masaya bile oturmamıştım. Burak bunu yadırgasa da sınavlardan olsa gerek kafası fazlasıyla dalgındı ya da şerefsizin evladı o bir haftada tam da bu karşımdaki olayın planlarını yapmıştı ve benim kafamda sorular cevap bulmak için sıraya girmişti adeta.

1. Bu hastalık bir numara mı?

2. Burak ne zamandır eve kız atmak için böylesine ucuz numaralara başvuruyor?

KÜFÜR YOK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin