Final • 'Babaoliysan!'

91K 6.5K 5.7K
                                    

Multimedya: Aydın Kurtoğlu - Deli Fişek

Keyifli Okumalar...

Instagram: e.s.mare
Twitter: e_smare

Bulaşıklar tamamdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bulaşıklar tamamdı. Ev de toplanmış ve süpürülüp silinmişti. Pencereler... Aman onlar da kirli dursun canım. Belki eski ev arkadaşlarım, yeni komşularım Aynasız Elif ve Anakonda Şirine Gül'ü çağırıp camları onlara sildirtirdim. Sonra hemen bu düşünceden vazgeçtim. Elif oklavayla beni döve döve o camları yine bana sildirtirdi. En iyisi camları olduğu gibi bırakmak olacaktı.

Temizliği bitirmiş olmanın haklı gururuyla demlediğim çayı ince belli bir bardağa döktüm ve salona doğru ilerledim. Hafta sonu olduğundan okul yoktu. O yüzden sevgili odunus kocam hala uyuyordu. Ben de o uyanana kadar kahvaltıyı biraz ertelemeye karar verdim. Çayı koltuğun ahşap kısmına koyup televizyonu açtım. Bin küsur bölümlük o saçma dizinin yarısına yetişmiştim, çok şükür. Ne kadar az izlersek o kadar kârdı.

Dakikalar sonra esas oğlanın kızı yerden yere, yerden de duvarlara çarptığı kısımda yerimden hafifçe doğruldum. Kız ağlarken bir de baktım benim de gözlerim dolmuş. Hayır, bu salak kız bunu yarım bölüm sonra affedecek de bana ne oluyorsa? Kanalı değiştirip bir belgesel kanalında karar kıldım bu kez. Belgeseller masumdu, belgeseller candı. Tabii bu düşüncem kısa süre sonra tuzla buz oldu. Zavallı kertenkele yılanların arasından sıyrılıp tam kurtuldu derken hop bir yılanın midesine indi.

"Ay, Allah sizi kahretmesin ya!" derken bu kez neden ağladığımı yine bilmiyordum. "Ne istediniz ya o minicik kertenkeleden? Anası, babası, çoluğu çocuğu vardı belki. Bir yuvaya ateş düşürdünüz."

"Asi'm!"

Duyduğum sesle sürekli akan ama bir o kadar da çabuk dolan gözlerimi yatak odasının kapısına çevirdim. Azman'ım yine üzerinde sadece pijama altıyla kapıda dikiliyordu, saçları biraz daha uzamıştı. Uzun halini daha çok sevdiğimi ona söylediğimden beri makas vurdurmuyordu ama sakala karşıydım. O yüzden neredeyse her gün tıraş oluyordu çünkü sakal eşittir öpücük yok demekti.

Ona bakınca endişeli gözlerle gelip önümde diz çöktü ve ellerimi elleri arasına aldı. "Ne oldu sevgilim yine?"

"Bırak ya!" deyip ellerimi ellerinden kurtardım. Sanki kertenkeleyi yiyen benim kocamdı. "Yediler minicik kertenkeleyi. Acımasızlar! Caniler!"

"Kertenkele mi?" dedi televizyona bir bakış atarak. "Aşkım belgesel o. Belgeselde illa bir hayvan diğerini yer yani. Buna mı ağlıyorsun?"

"Sus sus!" dedim ve onu geri ittim. Poposunun üzerine düşerken yüzünü buruşturdu. "Siz erkekler hep böylesiniz işte?"

"Nasıl ya?" dedi allak bullak olmuş bir yüzle. "Konu nasıl biz erkeklere geldi ki şimdi?"

"Sen hala konuşuyor musun ya? Git kahvaltı hazırla! Bu evde her şeyi ben mi yapacağım?" Koltuğun arasından gözüme çarpan çorabı alıp ona savurdum. "Bu ne?"

KÜFÜR YOK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin