34 • 'Beni Bırakırsan Eğer...'

107K 8.5K 4.9K
                                    

Multimedya: İmera - Bitmeyen Sevda

Keyufli Okumalar...


Akın Korutürk

Yumruk olan elim yanımdaki piçin yüzüne inmek için titremeye başlarken koluma asılan elle sürüklenmeye başladım. "Çişin gelmişti senin. De haydi! Haydi, çabuk!" diyen Asi öyle bir kuvvetle beni çekiyordu ki ne olduğunu anlamadan kendimi dışarıda buldum yine. Nine ise bu kez bıdılanmakla yetindi.

"Akın!" dediğinde sertçe kolumu kurtardım ve işaret parmağımı ona doğrultup "Sakın!" dedim. "Sakın tek kelime etme! Şimdi o piç ellerimden ölümü tadacak, sen de ben geri gelene kadar bana şöyle güzel bir açıklama hazırlasan iyi olur."

"Akın vallahi bir şey olmadı, olamaz da. Nenem ısrar edince mecbur kaldık-"

"Sen mecbur kaldın!" dedim sesimi yükselterek. "O piç halinden gayet memnun görünüyordu az önce."

"Sesini alçalt lan!" dedi kısık sesle.

"Ulan ben burada kafayı yiyorum, sen sesini alçalt diyorsun. İyi misin sen kızım?"

"Bir şey olmadı diyorum. O yerde yattı, ben yatakta. Bana inanmıyor musun?"

İnanıyordum, herkesten çok ona inanıyordum ben ama sinirlerim yay gibi gerilmişken az önce tamamen kopmuştu. "Sana inanmam o piçi öldürmeyeceğim anlamına gelmiyor."

"Akın, göndereceğim onu en kısa sürede. Bir yolunu bulana kadar sabret. Bana söz verdin hem."

"Yemişim sözü!" dedim kükreyerek. "Ben o herifi öldürmeden bana rahat yo-" Bağıran sesimi susturan onun özlediğim dudakları olurken öylece kaldım. Asi beni kenara çekerken ona itiraz bile etmedim ki itiraz edeceğimden de değildi. Ulan ne seviyordum ben bu kızı? Bir öpüşü aklımı başımdan alıp öfkemi balon gibi söndürüyordu. Bu çektiklerim geçmişimin cezası değilse ne olayım? Elimi kolumu bağlıyordu Asi'm.

Afallamış ruh halim bir kaç sonra silindi ve kendime geldiğim an yüzünü kavradım. Madem beni engellemek için böyle tehlikeli bir yola girmişti, o zaman bunu da o istemişti. Geri çekilmeye yeltendiği o kısacık anda ona bunun artık mümkün olmadığını kanıtlayacak şekilde onu öpmeye başladım. Özlemiştim, onu öylesine özlemiştim ki uzak durmak fazlasıyla zordu.

Asi nefessiz kaldığından mı yoksa nenesi gelir diye korktuğundan mı bilmem sonunda beni geri itmeyi başardı. "Vur dedik öldürdün ya!" diye söylendi ama yüzündeki saklamaya çalıştığı gülümsemeyi seçebilmiştim.

"Sen başlattın!" deyip tekrar dudaklarına uzandığımda ellerini omuzlarıma koyup başını geri yatırdı.

"Kaşinma! Kaşinma!" dedi yöresel ağzını sevdiğim.

"Kaşisana gız!" dedim yine yaklaşmaya yeltenerek.

Sinirli bakmaya çalışsa da güldü, sonra gülüşü silinerek yüzü ciddiyetle örtüldü. "Seni seviyorum ben Akın. Lütfen bana güven! Bir şey olmaya-"

Az önceki yumuşamış halim silinirken yine sinirlenerek sözünü kestim. "Ne yani? Senin o herifle aynı odada yatmana göz mü yumayım? Bak Esra! O herife zerre güvenim yok ve bunu kabullenmemi sakın bekleme! Sakın! Bilmediğin şeyler var üstelik. Dinle de sana..."

"Asiye!" diye bağıran nineyle sert bir şekilde beni itti. Nine sen benim düşmanım mısın ya? Bir rahat ver be kadın, bir rahat ver gözünü seveyim.

Asi ne diyeceğini düşünürken nine gelip tam onun önünde durdu. Yüzü sinirle kasılmışken elindeki bastonunu sıkı sıkıya tutuyordu. "Seni etepsız (edepsiz)!" dedi ve bastonu Asi'nin poposuna vurmaya başladı.

KÜFÜR YOK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin