37 • 'Dayı'

92.1K 8.1K 4.1K
                                    

Multimedya: Kazım Koyuncu - Ella Ella

Keyifli Okumalar...

Esra Yağmurlu

🍀

Boynumdaki elleri nefesimi şiddetle keserken gücüm yettiğince debelenmeye başladım. Neredeydi bu domuz herif? Samanlık evin biraz uzağında kalsa da yüksek seslerin ulaşamayacağı kadar da değildi. O an kafama bir şey dank etti. Bu herif küfürle çalışıyordu. Küfür ise benim uzmanlık alanımdı ama yine de Gül'ün hatırından hakaretle de yetinebilirdim. Alamadığım nefesler sonum olacaktı ki zor bela, "Allah'ın belası... Domuz herif!" diye bağırmaya çalıştım ama sesim o kadar kısık çıkmıştı ki ben bile zor duyabilmiştim.

Gözlerim kararmaya başladığında Gencer hızla uçarcasına ileri savruldu. Şiddetle öksürmeye başlarken üzerinde yer eden bedeni fark edebilmiştim. Sonra ise gürleyen sesini duydum. "Allah'ın belası domuz herif, canını almaya geldi piç!"

Azman ona ardı ardına yumruk atmaya başlarken başka bir ses kulaklarıma doldu. "Tuana! Hadi güzelim, aç gözlerini!" Berraklaşan görüşüm duvar dibindeki ikiliyi bulduğunda öksürüklerim de kesilmişti. Ellerimden destek alarak Tuana'ya doğru yönelmeye çalışsam da hala tam manasıyla kendimi toparlayamadığımdan ve şerefsiz herifin sıkmaktan uyuşturduğu bileklerimde güç kalmadığından başaramadım. Zaten bileğimdeki alçıyı salaklığımdan çıkardığımdan şimdi sağ bileğimde zonkluyordu.

Azman'ın yumruk sesleriyle Tuana gözlerini kırpıştırarak araladı. Hem Nick hem de ben o an sesli birer nefes aldık. "Ah! Tanrıya şükür!" dedi Nick onu göğsüne bastırırken.

"Allah'ım!" diye inledi o an Tuana ve Nick yüzüne bakmak için onu hafifçe geri çekti. "Allah'ım!" diye yine inledi Tuana. "Cennette de bana bu herifi verdiğin için sana ne kadar teşekkür etsem az. Sonunda verdiğim sadakaların işe yarayacağını biliyordum."

"Tuana iyi misin?" dedi Nick telaşlı sesiyle.

"Ölümüme dayanamayıp arkamdan intihar ettin değil mi?" dedi Tuana hüzünlü bir sesle.

"Evet!" dedi Nick, hala telaşlı olsa da hafifçe gülümseyerek. "Hiç durur muyum sensiz? Atladım geldim hemen. Hem trafik de yoktu şansıma."

"Sırat köprüsünde de mi?"

"Sırat neyi?" dedi Nick.

"Boş ver, boş ver," dedi Tuana. "Zaten ben de görmedim daha. Ay, bakarsın ikimiz beraber geçeriz. Ya çok romantik!" Sert çarpmıştı duvara tabii. Bu gidişle de sayesinde hepimiz çarpılacaktık.

"Başlarım romantikliğine!" diye birden patladı ecnebiboy. "Ben sana ne demiştim kızım? Ne demiştim?"

"Ölüme de beraber yürürüz mü?

"Hayır!" dedi Nick öfkeli bir sesle. "Ben yanında yokken ölmek yok demiştim."

"Ha! Şey... Çok pardon aşkım ya! Planlanmış bir şey değildi. Tamamen kendiliğinden gelişti."

Nick gülüp tekrar ona sarıldı ama birden panikle elini çekip avucundaki kızıllığa baktı. "Yaralandın mı sen? Tuana yaralandın mı?"

Tuana'nın bir şey söylemesine fırsat vermeden onu dizlerine yatırıp üzerindeki asker yeşili tişörtü çıkardı ve onu tekrar doğrultup önce başını kontrol etti, sonra tişörtü başının altına bastırdı. "Neyse ki..." dedi rahatlayarak. "Büyük bir şey gibi durmuyor. Yine de ayağa kalkma sakın! Uzan biraz daha."

Tuana iç çekip, "Allah'ım!" dedi yine. O Nick'i dinlemek yerine bambaşka âlemlerdeydi şu an. Sapıklık âlemlerinde... "Keşke ölmeden önce şu baklavaların tadına baksaydım. O son dilenciye inanmayıp sadaka vermediğim için mi bu ceza?" Elini zorlanarak kaldırıp Nick'in çıplak gövdesine götürdü ama dokunmadı. Birden bir diziden alıntı yaparak sesini yükselti. "Rabbim! Ne büyük acılar bunlar? Buradasın ama dokunamıyorum. İçim gidiyor ama sarılamıyorum. Çok saçma!"

KÜFÜR YOK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin