**Bir göz yaşı daha aktı içimden. Bir gülümseme daha peyda oldu yüzümde.
Bazı anlar vardır ya hayatımızda, yutkunamadığın. Sevinsen mi? Üzülsen mi? bilemediğin. Hayat, hep beni bu anlarla sınıyor galiba ve bende ne yapacağımı bilemiyorum.
Yaşadığımız olaylar bizi yıpratabilir, yaralayabilir ve hatta bize tutunacak bir dal bile bırakmayabilir.Sığınacak bir dal arıyorum şimdi. Göz yaşlarımı şefkatle silebilecek, gülümsememi kahkahaya çevirecek bir şans istiyorum.
Çok bir şey istemedim ki aslında, küçükken hep mutlu bir aile olmanın hayalini kurardım. Şimdi ise sadece o hayalimi istiyorum.
Hayat, her zaman bu hayalimin olmazlığını bana, hep daha kırıcı bir şekilde gösterdi.
Tam tutunacak bir dalım olduğunu düşündüğümde, o dalın yarısı kırıldı. Diğer yarısı ise hep bende kaldı. Kırılan yarım hayallerimdi, kalan yarım ise canavarlarım.
Biliyorum, kalan yarım hep benimle kalacak.Duhan'ın beni özel olarak çağırdığı toplantıya, katılmak için çalan telefonla geleceğimi belirtip toplantı odasına ilerledim.
**
Kapıyı tıklatıp gel sesini duyduktan sonra toplantı salonuna giriş yaptım.
"Otur, lütfen." diyen Duhan ile toplantı salonunun ortasında duran masanın yanına ilerleyip not defterimi koydum. Sandalyeyi çekip otururken bir yandan da odaya göz gezdiriyordum. Odada dikkatimi çeken nokta ise yalnız olmamızdı.
"Bak, Esmeray! Bugün ki toplantı, şirketimiz için çok önemli bir toplantı olacak. Netice de dizi-film sektörünün öncülüğünü biz yapıyoruz. Senden, bugün ki toplantı için şirketimizin kazançlarını göz önünde tutarak en iyi oyunculardan birini seçmemde yardımcı olmanı istiyorum. Birkaç tane oyuncu olacak ve bunların arasından sadece birkaçı, artık bizim kanalımızı temsil edecek. Almanya'nın en iyi avukatlarından biri olarak, burada da başarılı olacağından eminim. Bugün ki toplantıyı hayatının dönüm noktası olarak hayal et ve ona göre bir karar vermemde yardımcı ol lütfen. " gök mavilerini hiç gözlerimden ayırmadan konuştu. Belki sadece ben öyle hissediyorum, belki sadece ben heyecanlanıyorum bilmiyorum ama onun bir cümle de isminin geçmesi bile beni gülümsetiyor.
"Peki! Duhan Bey!"
Masada duran dosyalardan birini elime alıp okumaya başladım.
**
Çalan kapının sesiyle kafamı kaldırdığımda ilk önce Duhan ile göz göze geldim. Yüzündeki küçük gülümsemeyle bana bakıyordu. Duruşunu ve yüz ifadesini düzeltti. Duhan gel dedikten sonra odaya sekreter gelip,oyuncuların geldiğini söyledi. Duhan'ın odadan çıkmasıyla son oyuncuya bakamadan dosyayı kaldırmak zorunda kaldım.
Saate baktığımda ise neredeyse kırk beş dakikadır dosyaları incelediğimin farkına vardım.Bu sırada bir şey daha dikkatimi çekti. Duhan'ın önünde dosya olmadığına göre,bu kadar zamandır beni mi izledi yani?**
Şirket avukatlarının toplantı salonunda yerini almasıyla odaya ilk önce Duhan, arkasından oyuncular ve avukatları en son olarak ise Duhan'ın asistanı Burcu girdi.
Gülümseyerek oyunculara "Hoşgeldiniz" derken o sırada boğazım kurudu ve konuşamadım. Hariman ile göz göze geldim. Ellerim terlemişti ve elimi çaktırmadan elbiseme sürtüp elimi Hariman'a uzatıp "Hoşgeldiniz!" dedim.
Gülümsememi sabit tutmaya çalışırken Duhan'dan da gözlerimi sakınıyordum. Eğer gök mavileri gözlerime değse, bende ki garipliği anlayacak biliyorum.
Telefonumu sessize alıp toplantıya dönerken ekran görüntüsünden canavarlarıma bakıp onları düşünerek ayakta kalmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Kalpler Senfonisi •TAMAMLANDI•
General Fiction"Hadi anneciğim bir dilek tutun." diyerek üçüzlerimin gözlerinden okunan heyecanlarına ortak oldum. Biliyorum geçen yıl olduğu gibi bu yılda ortak bir dilek dileyecekler. Ellerini birleştirip pastanın mumlarını üflerlerken beni pişman edecek bir di...