√ 46. BÖLÜM

19K 986 112
                                    



Keyifli okumalar...

🌹

Derin bir rüyanın içerisinde hapsolmuştuk. İyi şeyler oluyordu. Sonra kötü şeyler oluyordu. Karanlıkta ortaya çıkan ay ışığıyla silüetlerimiz göz gözeydi. Elimi uzatıp tam karşımda bulunan yüzüne dokunmak istedim. Duhan da aynısını yaptı. Karşılaştığım cam duvarla neye uğradığımı şaşırdım. Şaşırdık. Diğer elimizi de cam duvara yaslayıp ne olduğunu anlamaya çalıştık. Bakışlarım yukarıya doğru tırmanırken cam duvarın sonsuzluğa uzandığını gördüm. Aniden cam duvarda oynayan görüntülerle yüzümde bir gülümseme oluştu.

Evimizde, bahçemizde büyük minderlerin üzerinde canavarlar oyun oynuyorlardı. Ben topuklu ayakkabılarımı çıkarıp canavarlara doğru ilerleyip mindere bağdaş kurdum.

Ellerindeki oyuncakları bırakmadan bana gülümseyip önüne dönen canavarlarla ben de onlara kocaman gülümsedim.

"Meleğim."

Duhan'ın sesi kulaklarıma ulaşırken gülümseyerek sesin geldiği yöne döndüm. Duhan elinde küçük köpekle bize gülümseyerek bakarken çok mutlu olduğumu hissettim.

"Gel sevgilim." deyip yanımdaki mindere birkaç kez vurup onu yanımda hissetmek istedim.

Duhan elindeki köpeği bırakınca köpek koşarak gelip kucağıma kuruldu. Kıvırcık tüylerini okşayıp mutlulukla gülümsedim.

"Köpük." Köpeğin havlayarak canavarların arasına karışmasını izledim.

Yanımda hissettiğim nefes Duhan'ın yanıma kurulduğunu gösteriyordu. Beni göğsüne hapsedip geriye doğru devrildi. Minderlerle bulaşan vücudumuzla saçlarım Duhan'ın yüzüne doğru saçıldı. Birbirimize gülümseyerek bakarken üzerimizde hissettiğimiz gölgeyle bakışlarımız kollarını omzunda birleştirmiş Duman'la birleşti.

"Anne, bizi niye çağırmıyorsunuz yanınıza?"

Ben görüntülere gözlerimdeki yaşlarla bakarken görüntüde oynayan ben Duman'dan gelen anne kelimesini garipsememişti.

"Gel buraya anneciğim." Kollarını havaya kaldıran kadının ve babasının üzerine atlayan görüntüyle bakışlarımı ekrandaki görüntüyü benim gibi izleyen Duhan'a çevirdim.

"Köpük, hadi annemle babamın yanına gidelim." Aycan'ın neşeli çığlığıyla canavarlar koşarak annesiyle babasının koynuna girdi. Köpük'ün de üzerlerine atlayıp onları küçük diliyle yalamaya çalışmalarıyla kıkırdamama engel olamadım.

Birden ekrandaki görüntü kapandı. Cam duvar ortadan ikiye ayrıldı. Duhan kollarını bana açtı, ben kocaman bir adım atıp güvenli göğsüne sığındım.

Karanlık aydınlığa karışırken, mutlu bir nefes aldım.

Birkaç saniye sonra Duhan'ın göğsündeki gerginliği hissettim. Merakla geri çekilip Duhan'ı izlerken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Benden bir adım geri daha geriye gitti.

"Bana yaptıklarını unutamıyorum. Senden onlar gibisin. Ailem gibi. Benim yerime karar vermek yerine, fikrimi sormalıydın."

Duhan'a doğru bir adım atmamla ellerimin üzerindeki cam duvarın varlığıyla sarsıldım.

Bana bakıp kafasını sağa sola sallayan Duhan'ın görüntüsüne özlemle baktım. Ellerimi cam duvara vurup oluşan sesi dinledim.

"Duhan, gitme."

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin