✨Dayımla, Fatoş ve ailesini zor da olsa ikna etmeyi başarıp dayımlarda kalmaya ikna etmiştik. Şimdi ise dayımların evinin önünde halamın kapıyı açmasını bekliyorduk. Kapının ardından, "Geldim." halamın sesi geldikten bir kaç saniye sonra evin kapısı yavaş yavaş halamın güler yüzüyle beraber açıldı.
Dayımı görünce mutlulukla dolan yüzü beni görünce şaşkınlıkla yer değiştirdi. Daha sonra Fatoşları fark eden halam soru işaretleriyle dolan yüzünü dayıma çevirdi.
"Hoş geldiniz." diyen halam kapıdan geçmemiz için bize yer açarken ilk önce ben girdim eve. Benim ardımdan Fatoş ve ailesi gelirken en son dayım kapıdan girdikten sonra evin kapısı kapandı.
Halam gelen misafirlere terlik uzatırken bana uzatmayışına gülümsedim. Terlikle dolaşmayı sevmediğimi unutmamıştı.
"Buyrun bu taraftan." Halamın ardından biz de salona doğru yürümeye başladık.
Fatoş ve ben ikili koltuklardan birine geçerken, halamla Fatoş'un annesi bir diğer ikili koltuğa, dayımla Fatoş'un babası tekli koltuklara oturmuştu.
"Aycan, Fatoş ve ailesi bir süre misafirimiz olacak." diyen dayımla, halam gülümseyerek Fatoş ve ailesine döndü.
"Tabii ki tekrar hoş geldiniz." diyen halamla gülümsemem yüzüme yayıldı.
"Efendim biz rahatsız etmek istemezdik ama Esmeray kızım ve Melih bey çok ısrar ettiler." diyen Mehmet amcaya dayım, "Olur mu Mehmet Bey! Ne rahatsızlığı!" diye yanıt verdi.
Halam bana kaş göz yapıp mutfağa çağırırken, "Ben bir çay koyayım." diyip ayağa kalktı, ben de ardından, "Ben de yardım edeyim." diyerek kalktım.
Mutfağa girer girmez kolları göğsünde halam karşıladı beni.
"Kuzum neler oluyor? Anlat bakalım şu işin aslını astarını. Ayrıca siz dayınla ne zaman barıştınız? Çabuk, çabuk anlat hemen."
Aycanımın aynı halam Aycan'a benzediği bu soru yağmurunda bile gözlerimin önüne gelmesi gülümsememe neden oldu.
Halam çay suyunu demliğe koyarken ben de mutfak masasının oradaki sandalyeye oturup anlatmaya başladım.
"Fatoş çok zor zamanlar geçirmiş hala. Dayım sana ayrıntısını anlatır ama şunu bil ki benim Fatoş'a ve ailesine yardım etmem gerek."
"Söyle ki yardım edelim, Fatoş'u kıracak bir davranışta bulunmayalım kuzum." diyen halamla ilk başta ne diyeceğimi bilemedim.
"Hala, Fatoş tecavüze uğramış."
Halamın tepkileri dondu kaldı. Gözlerinden yaşlar akarken benim de gözlerimden damlalar akmaya başladı.
"Vah kuzum, daha çok küçük yaşta başına neler gelmiş." Zoraki konuşmak için konuşan halamı dinlemekle yetindim. Halamın yüreği öyle güzeldi ki ben artık Fatoş'a kendi kızı gibi davranacağından emindim.
Ağlaması yavaşlayan halam bana bakıp devamını anlatmam için bekledi.
"Şerefsiz, bir zamanlar sevdiği adammış. Arkası sağlammış. Ben Türkiye'ye yeni geldiğim zamanlar Mehmet amca kapı kapı dolaşıp avukat arıyordu. Benim vicdanım el vermedi Mehmet amcayı öyle görünce. İlk karşılaştığımızda Fatoş o kadar kötü bir haldeydi ki, öyle çaresizdi ki. Ne olursa olsun o kıza yardım edeceğim dedim. Benim de çocuklarım var hala artık. İnsan anne olunca anlıyormuş, çocuklarına kıyamamayı. Ama işte Fatma'ya bir zamanlar sevdiği adam kıymış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Kalpler Senfonisi •TAMAMLANDI•
General Fiction"Hadi anneciğim bir dilek tutun." diyerek üçüzlerimin gözlerinden okunan heyecanlarına ortak oldum. Biliyorum geçen yıl olduğu gibi bu yılda ortak bir dilek dileyecekler. Ellerini birleştirip pastanın mumlarını üflerlerken beni pişman edecek bir di...