√ 25. BÖLÜM

34.3K 1.6K 195
                                    

Geçmişten bir bölümle merhaba. 

Yorum sayısı ne kadar fazla olursa bölüm o kadar erken gelecektir.

🌹


Hangi anlarda kendimizi savunmasız hissederiz?

En basiti küçükken düştüğümüzde... Veya ilk kez aşık olduğumuzda.

Yine de bir şekilde düştüğümüzde ayağa kalkmayı başarırız. Yanımızda birisi veya birileri olsa da olmasada ayağa kalkman gerektiğini bilirsin. İlk aşık olduğunda ise kalbin göğsüne sığmaz. Duyguların yönetir seni. Hareketlerini kontrol edemezsin, kimi zaman kendini bir camın arkasından izliyor hissine kapılırsın. İşte tam bu noktada duygularını kontrol edememek insana kendimi çaresiz hissettirir. Ama...Bu sefer ayağa kalkman zaman alır. Kendinle savaşırsın, kapılmaktan korkarsın. Kontrolü ele almaya çalışırsın, çabalarsın ama en çok canının yandığı an ise kontrolü ele alamayacağını anladığın andır.

Hep canın yanmaz, işte bu noktada hayat sana bir mucize verir. Birine kendinden daha çok güvenmeyi öğretir, kalbinin yönünü bulabileceğini gösterir. Çaresizliğe çâre bulmayı öğretir hayat.

Ben Duhanla tanıştıktan sonra aşkı tattım, kontrolü her zaman elimde bulunduramayacağımı anladım. Babam beni her zaman kontrollü olarak yetiştirse de  insanların kontrolsüz olduğu anlarda olduğunu anladım. Sevdaya tutulmak beni çaresiz hissettirdi evet ama, ben sevdama tutunarak kendime çare buldum.

İşte o çâre de benim canavarlarımdı.

Çaresizliğim aşkım, çârem canavarlarımdı.

"Sevgilim, beğendin mi?"

Duhanla geçen dolu dolu üç ayım vardı. Üç aydır birlikteydik. Babamın kontrollü olmam gerektiğine dair sözlerini geri plana atıp bir kerecikte olsa birine güvenmeyi tercih etmiştim. O kişi de Duhandı. Ben ona aşık oldum. Onun yanında huzuru hissediyordum. Onun yanındayken kalbim göğüs kafesimden çıkmak için çabalıyordu. Daha önce böyle hissetmemiştim.

Şimdi de üçüncü ayımızı kutlamak için ailesinin dağ evine gelmiştik. Etraf yemyeşil, şehrin kalabalığından uzak birbirimizle vakit geçirebileceğimiz birkaç gün için bu dağ evine kaçmıştık.

Babamdan okuldan tanıdığı bir arkadaşımda ders çalışmak için zar zor izin alabilmiştim. Zor olmuştu ama bugüne değeceğini biliyordum.

Koyu kahve tonlarındaki bu küçük evi gördükten sonra buraya vurulmuştum.

"Evet sevgilim, çok güzel."

Elleri belimde yerini alırken sırtım göğsüne  yaslıydı. Saçlarımın arasında hissettiğim nefesi beni huylandırmakla birlikte heyecanlandırmıştı.

"Senden güzel olmasın meleğim."

Saçlarımın arasına konulan öpücük ile yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Hım...Güzel iltifatlar bunlar." Sırtımı sırtından ayırıp kollarımı boynuna doladım. Şimdi kalbim kalbine sığınmıştı.

"Konu sen olunca iltifatlar bile yetersiz oluyor." Birbirimize sarılmış odanın ortasında dururken benden biraz uzaklaşıp, "Hadi bakalım ilk önce yemek yiyelim, sonra biraz etrafı dolaşırız." Dedi. Dudağıma konan öpücüğe karşılık verirken tutkulu bir öpücük olmuştu.

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin