İYİ OKUMALAR👯Sabahın körüne okul koyan sistemin taa... Neyse sorun yok sakinim. Her sabah aynı şekilde okula sövmekten asla vazgeçmeyeceğim. İşkence gibi ya. Şimdi böyle atıp tutyorumda yarın öbürgün anneler okuldan almaya kalksa götümü yırtarım okuyacağım diye. Böyle saçma bir gençlik yetişiyor işte. Başımda zır zır alarm öterken ben hala 5 dakika daha uyumanın derdindeydim. Ben kendi halimle uğraşırken aniden odanın kapısının açılması ile yataktan sıçrayıp yere yapıştım. Ah canım popom çok severdim. Babam neşe ile hem şarkı söylüyodu hemde "hadi sabah oldu kalk" dedi. Hayır sabahın köründe bu ne neşe? Gece annemle ne neler yaptınız siz? Babam neşe ile ıslık öttüre öttüre odadan çıkarken oflayarak yerden kalkıp popomu ovuşturdum. Acıdı ama ya! Hayır lak diye dalınır mı bir leydinin odasına? Üzerime okul lakosumu altımada siyah pantalon giydim. Sevmiyorum okul pantalonunu. Zaten lakostan başka okul ile ilgili bi şey giymiyodum. Bir ay sonra lakosuda sallamayacağım. Beylede bed görlüm. Saçımı aşkamdan ördüğüm için düz saçların dalga dalda olmuştu düzeltim kendi haline bıraktım. İşim bitince kahvaltıya indiğinde babam ve Rüzgar başlamıştı bile bir beni bekleyin biraz saygı ya! "Günaydın yakışıklılar" diyerek neşe ile oturdum masaya. "Sanada günaydın prensesim" dedi babam burnumu sıkarak. Bu adamın bana prenses demesine bayılıyorum ya. Rüzgar ağzındaki ekmeği yutup "günaydın" dedi. Evet ben o kadar övdüm ya insan bir hayrına güzellik falan der. Bana yaptığın öküzlüğü götün yiyosa Meltem'e yapsana bak nasıl burnundan getiriyor.
Kahvaltıyı yaptıktan babam bizi okula bırakacağını söyleyip arabaya doğru ilerledi. Tabi babam yerini almış gitmeye hazırlanırken bizde Rüzgar ile ön kavgası yapıyoduk. Her normal kardeş gibi bizde hiçbir şey paylaşamıyoruz. Babam camı açıp "ikinizde arkaya" diye talimat verince yanaklarımı şişirip arkaya oturdum benimle beraber aynı şekilde Rüzgar'da yanıma oturdu.
Okula geldiğimizde babama bizide iş yerine -hastaneye- götürmesi için baya uzun konuşmalar yaptık lakin babam "okumayacaksanız okuldan alayım sonuçta ülkeye çöpçüde şart" deyince göz devirip arabadan indik yani bu planda başarısızdı. Bizimkiler yine bankta toplanmıştı. Ayrıca yanlarında Uzay ve Buğra'da vardı. Uzayaşkımı görünce keyfim yerine geldi ve Hande Yener'in Emrine Amade şarkısını mırıldanmaya başlamıştım. "Bak gözlere bak bu ne endam adam lafı hafif kalır yanında" dediğimde Rüzgar sırıtıp "konu adamlıktan açıldı bana müsade" deyip yürümeye devam ederken gülüp kafasına vurdum aptal ya. Kızların arasına oturup "Selaaam" dedim neşe ile. Buğra uykulu bir sesle "amına koyayım sabah sabah bu ne neşe" diye söylenince kafasını masaya koymuş Uzay "lan Siktirip gidin hepiniz uyucam burada ben" demişti. Ah uykuluyken bile yakışıklı hay maşallah. "Buğra?" diye seslendiğimde gözlerini bıkkınca bana dikip 'ne var aq' bakışı attı. "Senin kaşar eridi mi hayırdır?" diye sorduğumda Yaren ile yumruklarınızı tokuşturduk. Buğra umursamazca "canım sıkıldı ayrıldım" dediğinde Yaren kaşını kaldırıp "dün ona bakıyo diye adam dövdüğün kızdan bugün ayrılman ayrı bir fantezi" dediğinde sırıttım. Aslında dün kü olaydan sonra Yaren Buğra'dan utanır yüzüne bakamaz sanıyodum ama Yaren'de o yüz nerde? Artı olarak dikkatimi çeken şey ise Buğra'yı 6 yıldır Uzay'ı 7 yıldır tanırım. İkisi ile bir 'merhabamız' olmamıştır. Hatta bizi her gördükleri yerde lanet okurlar -ki sanırım o yüzden her işim ters- şimdi aynı masada oturuyoruz. Ne alaka aq? Buğra Yaren'e dönüp "Benim yanımdaysa benim demektir ve benim olana kimse yanlış yapamaz" dedi. Çocuğun içinden bir keko çıktı. Rüzgar'da araya girip "helal lan! Erkek dediğin masaya yumruğunu vuracak!" deyip tam yumruğunu masaya geçirilen durdu ve Meltem'e dönüp "Vurabilir miyim aşkım?" diye sordu. Meltem kafasını olumsuzca sallayıp "Vurmazsın" deyince kafasını eğip ellerini birleştirdi ve "sen nedersen o dur hanımım" dedi. Biz kahkaha atarken Meltem Buğra'ya döndü ve "sorcam sorcam soramadım. Siz neden buraya geldiniz ki?" diye sordu. Valla tam içindekileri sordu o sormasaydı ben sorardım herhalde. "Para veriyom lan ben bunlara istediğim yere otururum sizene ayol" sonundaki 'ayol' tuaf kaçınca Uzay mahmur gözlerle gülümseyip "erkekliğimizi sorgulamayın ayol" deyince gülümsedim. O kadar tatlı gözüküyordu ki... Bir insana Gülümsemek bu kadar mı yakışır? Hele çıkan gamzesi öyle belediye çukuru gibi değil ama yakışıyo ona. Saçları dağnıktı zaten genelde saçları ile pek uğraşmaz. Üzerinde kapşonlu hırkası vardı kapşununu taktığı için saçlarının dağnık olduğu çok belli değildi. Onlar lakos giymiyo bir ben bi de Meltem giyiyoz neden mi? Hiçbir fikrim yok. Rüzgar bile serbest kıyafet ile geliyor. Uzay'ı incelemeye devam ederken o da bana bakıyodu. Tövbe Estağfurullah. Bu bana genelde 'Güneş bi sg git' bakışı atar lakin bu bakış anlattığım bakışa hiç benzemiyo. Daha önce hiç yüzünde görmediğim bakış. Evet sevdiğim beyin bakışlarını adlandırıyodum. Ay acaba kullanıyordu mu hala şu lanet uyuşturucuyu? Kullanmıyodur bence. Ne gerek var ki? Çöpe atarım valla! Olmadı telefonunu alır bırakana kadar vermem banane! Okula yeni gelen Çağan'ı fark edince ellimi sallayarak selam verdim. O da aynı şekilde selam verip okula ilerledi. Saatte baktığımda dersin başlamasına az kaldığını görünce kalkıp masadakilerin garip bakışları eşliğinde Çağan'ın peşine takıldım. Hayır ponçik bir çocuk neresini sevmiyolar anlamadım? "Kız oturup sevdiceğini kessene mal mısın peşime dolanıyon?" diye sitem etti Çağan. "Ay Çağan bu bana bakıp duruyor" dedim kolunu boynuna atıp. Çağan arkasına dönüp bizimkiler baktığında bende döndüm. Oha hepsi bize bakıyo hemde baya sinirli gibiler. "Sıçtık Cafer bez getir" dedim önüme dönüp. "Kanki bunlar bak bizi çiğ çiğ yer ben korkuyom" dedi Çağan da. Sırtına vurup " korkma aslanım ben senin arkandayım" dediğimde "hadi oradan bi şey yapmaya kalksalar önce bir artistlik yapar sonra bir bok olmayacağını anlayıp hepsi Çağan'ın suçu diye üstüme atıverirsin bi de." dediğinde alkışlayıp "helal lan beni çok doğru tanımışsın" dedim. Çağan sırıtıp okulun içine girdi bende peşinden kuyruk gibi onu takip ettim ve en sonunda sınıfa girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ SİSTEMİM
General FictionBazen sadece sevmek yetmez sevilmek gerekir. Kocaman Uzay boşluğuna aşıktı Güneş. İçinde onca yıldız varken sıradan bir yıldız olan Güneş'e mi bakacaktı Uzay? Ama hesaba katmadığı şeyler vardı; mesela Güneş zaten Uzay boşluğunun içindeydi. SİZE B...