Selam millet! Ne zamandır dedikodu yapıyoruz nasılsınız? Bende iyiyim çok şükür yine 1 ay sonra bölüm yazayım dedim. Şuan şu duruma en uygun cümle 'UZUN ZAMANDIR YOKTUM BİRİLERİ DEMİŞ ÖLDÜ ŞİMDİ YAZSINLAR KRAL GERİ DÖNDÜ' ya da öyle bir şey djdjdjskdhsm. Neyse ben sizi fazla tutmayayım. Zaten %80'iniz buralarını okumuyo ki bu duruma ben dahilim. Şuan kendimden utandım be! Neysem okuyun hadi.
Multi: Şu aralar ruh halim ve okuyunca sizin ruh haliniz dldkndnsnsbmd.
İkinci multi: Yazarken bu şarkıyı dinliyordum. O yüzden böyle saçma bir şey çıktı.
İYİ OKUMALAR 💝
Çağan'a "de siktir lo" deyip. Aldığımız kalemlerin yarısını Hayriye aşkıma doldurdum. Yarısını Çağan'a bıraktım yazık o da kullansın ama şimdi diğerlerinde de gözüm kaldı. Çağan gözlerini devirip "diğerlerinde al gözün kaldı" dediğinde sırıtıp "vallah mı?" diye sorunca o da sırıttı ve "valla" dedi. Heyt kankim be!
Projenin tasarımı bittiğinde sadece bize kalan kısımları vardı onları da bir ara yazarız. Etrafı toparlayıp Çağan'dan kadeh çıkarmasını istedim ardından aldığımız elma sularını kadehlere doldurdum. Sonra aaa çok güzelmiş diye yapıştığım ve Çağan'ı uzun uğraşlarım sonucu almaya ikna ettiğim sigara sakızları çıkardım. Aslında efkar yapınca genelde Yaren ile kağıttan yapıyoruz. Evet kağıttan sigara yapıyoruz böylede manyak ruhlu psikopatlarız. Çağan şaşkınlıkla bana bakarken bende sırıtıp "ben efkarlanıcam sende bana yardım et" dediğimde Çağan'da telefonundan Müslüm Gürses açtı.
"AFFET BENİ AKŞAM ÜSTÜ GÖLGEM UZARKEĞĞEĞN ÖĞLEDEN SONRA AFFET NE ZAMAN İSTEĞEĞEĞERSEN" diye bağırarak şarkıya eşlik ederken Çağan eli ile ağzımı kapatıp "Kız sus kulak bu kanıyo" diye söylendiğinde sahte oyunculukla trip atıp "sen benim sesine kötü mü diyorsun?" diye sorduğumda korkuyla bakıp "Güneş kankim açıklayabilirim" dedi. Sırıtıp "açıkla" dediğimde bahane ararmış gibi bir yüz ifadesine büründü ve "evet sesin çok kötü" dedi. Dudağımı büzerek "haklısın" dediğimde güldü. Sonra ciddileşip "Güneş" diye seslendi. Ağzımı masanın üzerindeki citoslar ile doldurduğum için "Hö" diye bir ses çıktı. Pek takılmayarak "Bir haftadır tanıdığım biri ile nasil bu kadar yakın olabiliyosun nasıl güvenip sevdiğin insanı falan anlatabiliyosun?" diye sorduğunda kaşlarım çatıldı. Bugün bu soruyu ikinci kes soruyordu. "Bu soruyu bana ikinci kez soruyorsun. Bi şey mi var yani istememe durumu falan?" diye sordum ona dönerek. "Hayır öyle değil ne bileyim daha yeni tanıştık ve hemen benimle arkadaş oldun sevdiğini falan anlattın her insana hemen güvenir misin?" diye sordu. Aslında hayır bizim kızlar dışında hiç güvendiğim kardeşim dediğim arkadaşım olmadı ama nedense Çağan'a güveniyorum. Omuzlarını 'bilmiyorum' dercesine silkip. "Aslında her insana güvenmem ama sen güven veriyosun nedenini bilmiyorum" dediğinde. Anladığını belirten mırıltılar çıkardı. "Sizinkinler beni neden sevmiyor hiç düşündün mü?" diye sordu bu kez de. Aslında hiç düşünmedim ama neden bu kadar sevmiyolar ki hiç biri öyle insanları yargılamazlar ama Çağan'a en başından beri tepkilerini koydular. Kafamı olumsuzca sallayıp "hiç düşünmedim" dedim. Gülümsedi ama öyle seviç ile değil, histerik bir gülümsemeydi "Uzay'ın kardeşi Duru benim yüzünden öldü" dedi. Hassiktir ne? Nasıl hani intihar etmişti. Belki de Çağan'a aşkından intihar etti. Soru soran gözlerle Çağan'a baktım. "Duru bana aşıktı. Tabi o zaman 7. sınıftı kim inanır ki 7. sınıftaki kızın aşkına. Bende seviyorum ama bir yaş büyüktüm. Aynı okuldaydık bilirsin Uzay ile yakındık hatta çok fazla." deyip elma suyunu yudumladı. Duru'nun bahsettiği Uzay'ın yakın arkadaşı olan çocuk Çağan mıydı? Duru ile konuşurduk abisini sevdiğimi bilirdi. Hatta çok yardımı dokundu. Uzay beni hesabından engellediği zaman -şaçmalamayın neden feyk hesaplardan rahatsız edeyim Allah Allah(!)- kendi adına feyk hesap açıp bana vemişti stalklamam için. Çok severdim neşe ile dolu bir kızdı. "Birgün işte Uzay'a anlatmış beni aralarından su sızmazdı zaten her şeyini Uzay'a anlatırdı. Demir ile o kadar yakın değildi. Eskiden tam tersiydi durumlar Demir öküzün maçonun önde gideni Uzay ise şimdi ki Demir gibiydi. Neyse işte Uzay bana geldi. Dedi 'kardeşim senden çok hoşlanıyor yardım et lütfen' falan. Kardeşi için her şeyi yapardı öyle seviyordu. Çok iyi bir abiydi. Bende zaten hoşlanıyorum kızdan acayip mutlu oldum. Sevgili falan olduk. Çok güzeldi be melek gibi yüzü vardı. Dupduru su gibi. Anlayacağın aynı adı gibi bir insandı" gülümsedim. Evet cidden çok güzeldi. Kıskanırdım bazen valla Elif teyze ve Hakan amcada acayip genler varmış. "Neyse gel zaman git zaman bende tutuldum buna baya mutluyuz her şey harika sonra Demir öğrendi dedim ya maçonun önde gideniydi. Beni bir dövmüş valla Uzay ve Duru zor ayırdı ağzımı burnumu kırdı" dediğinde sırıttım. Aynı Demir'den bahsediyoruz biz ya? Ama evet liseli yıllarında kekonun önde gideniydi. Evet stalkladım ne var? Evet Uzay'ın TC kimlik numarasına kadar biliyorum. Siz hiç sevdiğiniz beyi stalklamıyor musunuz? Tamam sakinim. Kendi de sırıtmıştı o cümleleri söylerken "işte akşamında Duru ikna etmiş Demir'i de ama anne babası çok tutucuydu Uzay belki o zamanlar da senden kaçma nedeni bu olabilir gerçi o işlerle pek uğraşmıyodu onun için dersleri daha önemliydi." He ya kendisi 18 yaşına basacak olsada ruhu 70 yaşında "Sonra işte baya mutluyuz biz git gide bağlanıyoruz git gide Duru'ya bende aşık oluyorum. Yani anlayacağın her şey mükemmel. İşte o zaman anladım işler mükemmel gidince bir boklar olacağını. O zaten kıyamam bana nasıl aşık aynen senin Uzay'a baktığın gibi bakıyor bana. Neyse 5 ay sorunsuz devam etti. Sonra altattım" dediğinde bön bön bakakaldım bu kadar şerefsiz miydi "bide yetmedi ağzına sıçtım" deyince hepten sinirlendim. Eee haklılar bizimkiler şerefizin önde gideni bu. Sonra psikopatça gülümsedi "Tabi sizinkiler oraya kadar biliyo o yüzden nefret ediyorlar ama hikayenin görünmeyen yüzü var" dediğinde dikkatlice dinlemye devam ettim. "Okulun kapanmasına 1 ay kaldı ailesi öğrendi. Çok karıştı ortalık babası bir gün bizim eve geldi işte oğlunuz kızımdan uzak dursun falan dedi baya tehtit etti başka çağrem yoktu. 14 yaşındaki biri nasıl herkesi karşınına alsın ki? Ayrılmak zorundaydım güzelce ayrılalım desem beni o kadar iyi tanıyor ki bir bok olmadan onu bırakmayacağımı biliyo. Tabi o gece bizimkilerden fena sopa yedim. Neymiş rezil etmişim onları. O gece aldım bu kararı hem kardeşimi kaybedecektim hemde sevdiğimi ama yemin ettim biraz büyüyünce Duru bana hala aşık kalırsa karşısına çıkıp konuşacaktım düzelticektim her şeyi. Neyse işte ertesi sabah okula gittim bir kızı ikna ettim Duru yanıma gelirken bana sarılması için. Plan tam tıkırında işledi ve Duru yanıma geldi 'o kız kim neden sarıldınız falan' diye sordu 'sevgilim' dedim ama keşke demez olaydım o gözündeki hayal kırıklığını görmeseydim keşke. 'Neden böyle bi şey yaptın neden duygularımla oynadın' diye sorunca da eğlenir bir sesle 'çünkü çok eğlenceliydi sadece benim için bana sevgilisi getiren oyuncaktın' falan dedim ama ne sözler ve inanır misin hiç birinde gram gerçeklik payı yoktu ama inandı var ya kalbime hançer saplanmış gibi oldu o kadar pişman oldum ki gözünden akan yaşı görünce kendimi öldüresim geldi. Kalan1 ay boyunca her gün okula gelcektik malum ertesi sene gidiyordum okuldan ayrılacaktık anı toplayacaktık işte ama o 1 ay hiç gelmedi sınavları falan zaten bitmişti. Hiç görmedim onu o günden sonra Uzay geldi sonra dedi 'neden üzdün onu?' diyemezdim baban tehtit etti diye hala bilmez bile. Dedim 'eğlendim işte onunda geçer acısı zamanla' falan deyip dalga geçince yumruk attı bana ilk kez o zaman bir insana el kaldırmıştı o da kardeşi için. Ben de zaten kalşılık vermeyip o bana vururken sesimi çıkarmadım. Çünkü haklıydı biliyorum kardeşini ne kadar sevdiğini ve her şeyi onun için göze alabileceğini ama aslında hiç birinin bir boktan haberi yok ben onu hala kardeşim olarak görürüm. Okullar kapandıktan iki hafta sonra Duru'nun intihar ettiğini duydum öyle tarifsiz bir acı ki biliyor musun? Öğrendiğim gece mezarının başına gittim orda uyudum. Arada giderim hala..." dudaklarını yalayarak ıslattı. Gözleri dolmuştu. "Biliyor musun? Hala köpek gibi aşığım Duru'ya başka kim de olmadı zaten ondan başka. O hep benim kalbimde yaşayacak o hep benim ufak cadolozum olarak kalacak." dediğinde gülümsemişti ama gözünden bir damla yaş akmıştı. Benim de onunla beraber akmıştı o yaş. Göz yaşımı silip gülümsedim "sen ne güzel bir insansın" dedim. "Ne fark eder her şeyimi kaybettikten sonra?" diye sorup gözündeki yaşı sildi.Yaa kıyamam ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ SİSTEMİM
General FictionBazen sadece sevmek yetmez sevilmek gerekir. Kocaman Uzay boşluğuna aşıktı Güneş. İçinde onca yıldız varken sıradan bir yıldız olan Güneş'e mi bakacaktı Uzay? Ama hesaba katmadığı şeyler vardı; mesela Güneş zaten Uzay boşluğunun içindeydi. SİZE B...