~20~

55 8 2
                                    

Helloooo! Nasılsınız bakalım mükemmel okuyucularım. Yeni bir bölümle karşınızdayım ay umarım beğenirsiniz bayadır atmıyordum atayım dedim. Neyse ben sizi fazla tutmadan başlayayım.

Multi:Yüksek Sadakat-Katil&Maktül

İYİ OKUMALAR 🌸

Ramzan ayına girdiğimizden dersler boştu ve hiçbir ders işlemiyorduk. O yüzden 4.derste eve göndermişlerdi. Tabi bizim işimize gelmişti çünkü daha annemden izin bile almamıştık. Ayrıca Çağan'ı da ikna etmeye çalışıyordum. Linç yicem diye korktuğundan kabul etmiyordu. Herkes evlerine dağıldığında Rüzgar Çağan ve ben kalmıştık Rüzgar "kardeşim naz yapma işte ya en fazla dayak yersin" deyip hönkürmeye başladı. Çağan "saol ya içimi rahatlattın" dediğinde Rüzgar gülerek böğrüne vurdu eyw cnm" dediğinde onlara garip bakışlar atıyordum. "Ulan daha üç hafta önce Çağan ile günahlı şeyle yaptım diye ağzıma sıçtın şimdi çocukla KANKASIN AQ" son söylediğim şeyle sesim yükselmişti. Çağan dudaklarını büzerek "hayat gatip çokta takılma" dediğinde Rüzgar "yav şimdi hayatı bırakın da Çağan sen geliyon mu?" diye sorduğunda Çağan "ulan sanki kabul etmesem zorla kabul ettirmeyeceksiniz" dediğinde Rüzgar ile çak çak yaptık ve "bizde buluşacağız diğerleride erken gelecekmiş" dediğinde bizim annemden izin almadığımız gerçeği yüzüme tokat misali çarptığında Rüzgar'a döndüm "Rüzgar biz annemlerden izin almadık" dediğimde Çağan gülerek "ulan daha annenizden izin alamamışsınız bana yalvarıyonuz ya" dediğinde Çağan'a dönerek "o iş kolay biz ikimiz birleşince tek ayak üzerinde dizi çekip o retinglerle köşeyi döneriz be" dediğimde Çağan "bak o doğru ulan senin yüzünden cehenneme vip bilet kazandım" dediğinde gözlerimi devirerek "ulan gazı sen verdin it" dediğimde gülerek "true" demişti. Rüzgar "ulan susun lak lak hadi daha hazırlanacaksın iki saat giyinemiyorsun" dediğinde ona kötü kötü bakıyordum ama pek takmadı.

"Ya anne nolur ya" demişti Rüzgar annemin ayaklarının dibine çöküp. Annem "Rüzgar rezil oluyoruz" dediğinde ben ise araya girip "ya izin ver o zaman hadi nolur ya" dediğimde annem "babanıza sorun izin verirse gidin" dediğinde Rüzgar "ya adam ameliyatta çıkması en az bir saat bu kızının hazırlanması iki saat geç kalacağız ya" demişti. Annem "ben karışmam Rüzgar baban çıkınca sorarsın" demişti. Oflayarak koltuğa oturduk. Karının bir bokunu yemediğimiz kaldı ya. Rüzgar bir iki kere ameliyathaneye girip sormayı düşünsede annem ile beraber kafasına vurup "adam oyun oynamıyo insanların canı ile uğraşıyo salak salak şeyler yapma" deyip götünün üzerine oturtmuştuk. Yaklaşık yarım saat sonra babam yanımıza gelmişti. Bizi gördüğüne şaşırmıştı ama toparlayıp "hayırdır yolunuz buralara pek düşmez" dediğinde en şirin yüz ifademle "babacım şimdi Su kuşumun sevgilisi var ya heh ona doğum günü partisi hazırlamış bir barda dedi ki 'Güneş'im Rüzgar'ım siz olmazsanız olmaz' biz dedik annemler izin vermez ama çok yalvardı dayanamadık soralım dedik izin verir misin?" diye olayı tek nefeste anlatmıştım. Babam gözlerini devirerek net bir dille "hayır" demişti. Rüzgar ile birbirimize bakıp derin nefes verdik ve Rüzgar "ya baba lütfen ya" dediğinde babam "hayır ya barlarda kimin olduğu belli değil iti var kopuğu var" dediğinde anneme dönüp "ya anne Şengül teyze bile Meltem'e izin verdi hem Su öyle çirkin bir yer olsa orada kutlamaz ki" dediğimde annem ve babam birbirlerine baktılar bir süre babam bize dönüp "saat 12 de evde olun" dediğinde babamın boynuna atlamıştık. Annemide öptükten sonra Rüzgar ile çak çak yapıp eve doğru yol aldık.

Eve varır varmaz direk odama uçtum ve dolabımı açıp ne giyebilirim diye bakıyordum. Gözüme Uzay'ın seçtiği elbise takılınca askısından onu alıp yatağıma serdim. Üzerime giyip maşam ile saçlarıma dalgalar atarken makyajımıda yapıyordum. Kapı tıklatılınca "Rüzgar bekle ya makyajım bitmedi." diye bağırdığımda içeriye Meltem ve Yaren girdiler. Bana ezikleyici bakışlar atıp "ulan daha hazır değil misin sen?" dediklerinde oje sürüyordum. Meltem yanıma gelip "ver ben süreyim geç kalacağız" dediğinde Yaren de yanıma geldi ve gözlerime aylaynır çekiyordu. "Kanka geç kalmasak bile aşağıda kan çıkacak ya Uzay, Çağan'ı sikecek ya da Rüzgar, Berat'ı. Bizim de Masal'ı sikmememiz için Buğra buraya gönderdi " derken işi bitmişti ve bana bakıyordu. "Ay çok güzel oldun kız" derken Meltem'de ojeleri sürmüştü ve "oje de tamam" demişti. Ben rujumu sürdükten sonra Yaren etrafımdan iki üç tur parfümle döndüğünde "oh valla Uzay olsam sana verirdim" demişti. Ona kötü kötü bakarken Meltem ise gülerek "pardon Çağan diyecekti" dedi. İşleri bittiğinde tablo incelermiş gibi bana bakıyolardı. Yaren "Ulan bu neden bu kadar güzel oldu?" diye sorduğunda ben de onlara bakıyordum. Bana diyolardı ama ikiside çok güzel olmuştu götleri kalkar diye söylemedim. Meltem de kısık sesle "sus kız götü kalkacak" demişti. Ben de gülerek "hadi hadi kan çıkmadan şunların yanına uçalım." dediğimde ikiside beni onaylamışlardı. Salona indiğimizde merdivenlerde Buğra bizi görüp Yaren'in elini tuttu ve "ulan bir hazırlanamadın Güneş!" dedi şaka ile karışık Berat Meltem in elini öptüğünde Rüzgar kırmızı görmüş boğa gibiydi. Gerçi ben de Uzay ile el ele tutuşan Masal'ı gördükçe öyle oluyorum. Allah'ım artık şunu dövdüğüm sahneye geçsek ya. Çağan durumu fark edip yanıma geldi ve elimi tutup öperek"Aman Güneş hanım bu ne güzellik" dediğinde gülümseyerek "o sizin güzel bakışınızdan Çağan bey" demiştim. Uzay ise benim iki dakika önceki halim gibiydi ve "aşkınız bittiyse çıkabilir miyiz?" diye sorduğunda Buğra kolunu Uzay'ın omzuna atıp oğlunu everen teyzeler edasıyla "Çok yakışmıyorlar mı?" diye sordu. Uzay "hıı baya" derken biz arkada Çağan ile gülmemek için zor dururken Rüzgar patladı. Ya mal bu çocuk diyorum inanmıyorsunuz bana. Berat "hayırdır kardeşim" diye sorduğunda Rüzgar omuz silkti ve soğuk bir sesle "yok bir şey" demişti. Daha sonra telefonu çaldığında "ya amına koyayım Güneş sardın başıma bunu" dediğinde Meltem sinirle Rüzgar'a bakıyordu. Hele tipe bak tipe. Ulan kendin çocuğun nefret ettiği çocuğun koluna giriyon it! Gülerek telefonu elinden alıp böğrüme vurdum ve"o iş bende" diyerek dışarıya yürümeye başladık. Açıp "Kimsiniz?" diye sanki bilmiyormuş gibi sordum. "Ben Rüzgar ile görüşecektim" dediğinde "Ben sevgilisiyim sorun ne?" demiştim. Kız durdu ve "bir dakika bir dakika sen üzerime kahve döken kızsın" demişti. Ulan bu hala unutmadı mı onu? "Evet oyum ve sevgilimi bir daha rahatsız edersen senin o çakma sarı saçlarını yolarak götüne sokarım duydun mu beni?" diyerek kapattım ve numarayı engelledim."amına kodumun faişesi! Götünde torpiller patlasın ejderha siksin sevgilisi ile sevişirken sevgilisinin çükü düşsün göt lalesi fok balığı şirret yuvası yarasa boku" Oh be! Merak etme Meltem'im kocan benimle güvende. Ulan gerçi sen değilsin ama olsun o işlede Rüzgar ilgilensin ne yapayım. Ben böyle saydırırken Uzay ağzımı kapattı ve "ulan sus küfür haznem gelişti amına koyayım" demişti. Ay ama sen öyle ağzımı tutarsan ben kalp krizinden ölürüm. Ay eriyorum! Ağla Masal onu ilk ben gördüm ben evleneceğim. Masal'ın delici bakışlarından sonra ağzımı bıraktı Masal vantus misali çocuğu sarıp arabaya çekiştiriyordu. Buğra "şey yapalım Berat, Meltem, Rüzgar Yaren benimle gelsin; Güneş, Çağan,Masal seninle" dediğinde Uzay başını salladı "bana uyar hadi." deyip arabasına girdi uf bu araba mütiş amk. Biz Çağan ile beraber arkaya geçmiştik Masal ise öne hatrı kalır amk kenesi. Uzay ve Buğra bizden bir yaş büyük olduklarından 18 yaşına girer girmez ehliyet almışlardı. Rüzgar'da doğum günümüzden sonra kursa gitmişti hatta sınavı vardı sanırım cumartesi günü. Ben ise hala gircem hey gidi hey. Uzay radyoyu açtığında kısık sesle Yüksek Sadakat'in Katil ve Maktül şarkısı başlamıştı.

GÜNEŞ SİSTEMİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin