~21~

59 6 0
                                    

Selam yeni bölümle karşınızdayım sınav haftası başlamadan atayım dedidim bayadır atmıyordum neyse fazla uzatmayayım.
Multi:Büşra Periz feat İlyas Yalçıntaş -- Olmazsa Olmazımsın

♣İYİ OKUMALAR♣

Araba Masal'ın üstübe doğru gelirken nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde koşarak yanına gidip onu ittirdim. Tabi ikimizde yere kapaklandığımızda herkes şokla bize bakıyordu. Araba önümüzden muhteşem bir hızlı şekilde geçtiğinde durumu anlamışlardı. Masal alta ben üste üst üste düştüğümüzden elim kafasının altındaydı. Yavaşça ayağa kalktığımda Masal'ı da kaldırdım. Masal hala şoktayken ben de yaralanan dizlerime bakıp dudağımı büktüm. Zavallı dizlerim sizi severdim. Uzay Masal'a sarılıp "şşt geçti" dediğinde kalbimde bir miktar yaralandı. Çağan yanıma geldi ve "iyi misin güzelim?" diye sorduğunda kafamı olumlu anlamda salladım. Arkamdan "Güneş" diye seslenen Uzay'ın güzel sesini duyduğumda ona döndüm. Adım ne güzel yakışıyor len ağızına popişini yerim senin. Ona döndüğümde "he" diye bir ses çıkardım "Teşekkürler" dediğinde ikisinde imalı bir bakış atarak "Önemli değil" dedim. Dizlerimde bir sızı hissettiğimde ne olduğuna bakmak için eğildim. Çağan dizlerime dokunmuştu. "Ovv birazcık kötü olmuş" dediğimde omuz silktim hobi olarak zaten düşüyorum yarasız kaldığı zaman yok ki dizlerimin. Uzay "şu karşıdaki marketten yara bandı falan alıp temizleyin mikrop kapmasın" dediğinde Çağan onaylayarak "tamam siz girin içeriye biz de geliyoruz" dedi. O sırada Yarenler falan gelmişti Rüzgar "Ne oldu?" diye sorduğunda Çağan konuşmama izin vermeden "siz girin içeriye Uzay veya Masal anlatır size biz geleceğiz birazdan" deyip markete doğru ilerledik. Bahçesine girdiğimizde Çağan beni banklardan birine oturtturdu ve "beni burada bekle tamam mı?" diye sorduğunda başımı salladım. O sırada telefonum çaldığında Su kuşum olduğunu gördüm. Açtığımda konuşmama izin vermeden "Güneş'im Uzay'ın anlattıkları dopru mu? İyi misin sen?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim ve "Bu söylediklerimi Uzay'a ilet tamam mı?" diye sorduğunda "hoparlör de herekes duyuyor" demişti o gürültüde nasıl duyuyorlar lan? Gerçi bahçede falan olabilirler şarkı sesi falan gelmiyor zaten. "Senin ağzına sıçayım etrafı niye velveleye veriyonuz lan alt tarafı sevgilini kurtardım" demiştim. Yaren araya girip "Ulan bu gerizekalı sakat için bırak dizini yaralamayı saçının telinin kopmasına gerek yok lan zaten oksijen israfı" dediğinde gülerek "sussana sen" derken Çağan gelmişti. "Kim?" diye sorduğunda "Su kuşum" demiştim. "Nolmuş?" diye sorduğunda"ortalığı velveleye vermişker ne olacak" dediğimde güldü. Yaren oradan "Çağan eniştem mi o?" diye sordu. "Hee" derken Çağan dizlerimi alkollü ıslak mendil ile silip yara bandını yapıştırdı. "Hee birazcık doktorculuk oynuyoruz da" dediğimde Yaren gülerek "oldu o zaman size kolay gelsin" diyerek kapattı ulan kesin yanlış anladı amk şerefsizi. Çağan edepsiz bir sırıtışla "demek doktorculuk?" diye sorduğunda omzuna vurdum. Çapan utandığımı anlayınca "gel bak sana ne göstereceğim" dediğinde peşine takılmıştım.

Yeşillik bir parka geldiğimizde Çağan gülümseyerek ufak bir tepeceği işaret etti. "Uzay ile arada evden kaçıp buraya gelirdik bazen üzgün olduğumuzda gelir günlüklere nedenini yazıp sonra gömerdik" dediğinde tepeye bakmıştım. "Çıkmak ister misin?" diye sorduğunda bir kendime baktım bir tepeye bir de Çağan'a "bu kılıkta mı?" diye sorduğunda o gülerek "ne varmış kılığında" diye sorarak kolumdan tutup koşturarak oraya çıkarttı.

"Ulan Çağan bok mu vardı çıkartıyon buraya?" diye söylenirken topuklu ayakkabılarla zar zor tırmanmıştım. Ah zavallı ayaklarım! Çok geçmeden zirveye çıktığımızda Etrafa baktım. Her şey harika görünüyordu kesinlinle o eziyete değerdi. Ufak bir kaya parçasının önüne geldiğimizde üzerine çivi ya da onun gibi bir şeyle D♥Ç kazınmıştı. Elimi üzerlerinen geçirerek gülümsedim. "Bunları buraya son gelişemizde kazımıştım. Hatta brn kazırken Uzay gülerek 'ulan ne klişesiniz bari git ağaçlara kazı kaya ne lan' demişti. Sonra biraz oturduk günlükleri yazdık ve haftaya yine aynı gün aynı saatte geleceğiz diye sözleştik. Tabi ikimizde son olduğunu bilmiyoruz. Ertesi gün işte Duru'nun annesi ve babası öğrenmiş sonrasını biliyorsun" dedi ve ufak kayayı kaldırıp içinden iki tane günlük çıkardı. Defterlerin ikiside aynıydı ikiside arabalıydı tek farkları birinin üzerine U harfi ötekine ise Ç harfi kazınmış. Çağan üzerinde U harfi olan defteri bana uzattı ve ve "son sayfalarınu buraya son geldiğimiz gün yazmıştık ve bitirmiştik." demişti. Defter uzun zaman kayanın altında olduğundan yıpranmıştı hatta bazı sayfalarındaki yazılar silik silikti. Birkaç sayfasını okuduğumda defteri tutmaya 3. Sınıfta başlamış ve 7. Sınıfın başlarından sonra sayfaların yırtıldığı gördüm. Çağan'a dönüp "kanka bu defterin sayfaları yırtık" dediğimde Çağan garipsemiş bir şekilde kendi defterini okumayı bıraktı ve bana döndü "hiç yırtmadan aynı sayfalardaydık sürekli hiç birimiz daha fazla ya da eksik yazmadık nasıl eksik?" diye sorduğunda defteri gösterip "bilmiyoruma ama bak yırtılmış 7. Sınfın ortalarından sonra" Çağan durdu ve "hassiktir doğruymuş o zaman" dediğinde "ne doğruymuş kanka?" diye sordum. "Uzay o zamanlar bir kızdan hoşlanıyorum falan derdi ama kim olduğunu söylemezdi. O kız sanırım sensin" dediğinde durdum. "Nereden anladın ki?" diye sorduğumda Çünkü Uzay Duru öldükten sonra buraya hiç gelmedi. Ta kii ben bizim okula nakil aldırıncaya kadar. O gün geldi 1 saat falan kaldı ve gitti." dediğinde tek kaşımı kalfırdım. "Sormadan söyleyeyim evet çoğu zaman Uzay'ı izliyorum ve yediği çoğu boktan haberim var ve bundan sanırım onunda haberi var galiba uyuşturucu kullandığını dolaylı yoldan ailesine haber verip kaldığı rehabilitasyon merkezine gizlice gidip iyi mi diye bakarken yakayı ele verdim" dediğinde yine aklıma o zamanlar gelmişti. O kadar zor alıyordum ki haberini. Sınıfından bir kızla arkadaş olmuştum o bildiği kadarıyla anlatırdı. O kadar dua ettim ki Allah'a onun acılarının hepsini bana versin diye. "Çağan çok mu fazla kötüydü ben haber alamıyordum o zamanlar" dediğimde başını salladı "sandığından daha kötü" dedi. Gözlerim dolmuştu sevdiğim adam o kadar acı çekerken neredeyse hiçbir şryden haberim olmadığı için. "Onun yanında olmayı o kadar çok isterdim ki Çağan O orada o kadar şey yaşarken neredeyse hiçbir şeyden haberim yoktu" dediğimde gözümden bir damla yaş firar etmişti "şştt ağlama makyajın bozulmasın elimizde makyaj mazemesi falan da yok zaten hem bundan sonra onun hep yanında olacaksın" dediğinde başımı salladım. Bırakanı siksinler. Çağan'a başımı salladım ve "defterini alayım mı?" diye sorduğumda gülerek "al zamanı gelince 20 liralık kalemiyle beraber geri iade edersin" dedi. Söylediği şeyle ben de gülmüştüm. Salak çoluğumuzun çocuğumuzun rıskını nelere harcıyor ya.

GÜNEŞ SİSTEMİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin