MINE°MYG

♧30♧

Videoyu izlemeniz şiddetle tavsiye edilir. ⬆⤴⬆⤴⬆🔞
İyi okumalar beybiler😚😍...
************************
Ellerini gözlerimin üstüne koyup arkama geçti. Karşılaşacağım şeyin ne olduğunu bilmediğim için kendimi tüm seçeneklere hazırlıyordum.

Biraz ilerledikten sonra ayağım biyere çarpınca 'Ahh!!' Diyip ayağımı dizimi bükecek şekilde kaldırıp hala kapalı olan gözlerimle çarpan parmağımı yavaşça ovuşturdum. Üff ya en minik olandı. Ama o diğerlerine göre daha çok acıyo yaa!?...

Yoongi endişeli bir şekilde önümde eğilip parmağıma baktı. Doğal olarak gözlerim de açıldı.

"Ya üf aptal kafam. Merdiveni görmediğini unutmuşum . Söylemeliydim. Uf çok acıyor mu?! Kıpırdatabiliyor musun bari?!" Deyip parmağıma doğru üflemeye başladı.

Onun bu korkmuş halleri diğer halleri gibi çok tatlı olduğu için acımı bi anlığına unutup gülmeme engel olamadım. Kafasını kaldırdı,ve şaşkın gözleri beni buldu. Off ama bu da çok tatlı.

"Bişey olmaz Yoongi. Geçer birazdan. Hem bak gözlerim açıldı. Hemen kapat bence yoksa bugünkü 2. süprizimi görmüş olucam." Dediğimde dediğim gibi vakit kaybetmeden arkama geçip tekrardan gözlerimi kapadı.

Ben de bu sefer önümde merdiven olduğunu bilerek dikkat ve Yoongi'nin yönlendirmeleriyle merdivenleri çıktım. Ayağımı yavaşça ileri ittirdiğimde bittiğini anladım . Kalbim birden küt küt atmaya başladı. Ama emin olduğum bir şey varsa o da ne olursa olsun mutlu olucağımdı.

Tanrım tabi ki mutlu olacaktım. Yanımdaki kişi Yoongi'ydi. Benim için en iyisini hazırladığına emindim. Aslında en iyisi olmasına gerek yoktu. Ne verse beğenirdim ben (fesatlar çıldırıyor fwfwff😂😂😋).

"Tamam şimdi gözlerini açıyorum. " dedi yavaşca.  Kalbim sanki olabilir gibi daha da hızlı  attı. Zaten yanı başımda olan Yoongi'nin kalbimin deli gibi atan sesini duyduğuna adım gibi emindim.

Damarlı ve beyaz ellerini yüzümden çekti. Karşımda gördüğüm kapıya bakakaldım. İzin ve onay beklercesine ona baktım. Yüzündeki tebessümle kafasını aşağı yukarı salladı.

Elimi tedirgince kapının kulpuna doğru kaldırdım . Titrediğini o an fark etmiştim zaten.

Derin bir nefes aldım ve kulpu indirdim. İndirdim indirmesine de kapıyı açmadım daha doğrusu açamadım. Gözlerimi kapattım ve karşılaşacağım şeyin en fazla ne olabileceğini tekrardan gözden geçirdim.

Ve kapıyı açtım.İlk gördüğüm şey pembeye boyanmış odanın köşesinde olan bebek beşiği oldu. Kapıyı tamamen araladığımda odanın tamamını gözlerimle taradım.

Gözlerimle anlamla büyürken hayal mi görüyorum diye gözlerimi birkaç kez kırpıştırdıktan sonra odayı tekrar inceledim.

Evet... Burası bir bebek odasıydı. Beşiğin karşısında büyük beyaz bir gardırop vardı. Üstünde pembe boyayla işlenmiş yerler odayla daha da uyumlu olmuştu.

Dolabın sağ tarafındaki prenses ve altındaki tek boynuzlu at da dikkatimden kaçmamıştı.

Bebek beşiği de pembe beyazdı. Yanları tülle örtülmüştü. Üstünde tam prenseslere uygun görkemli bir taç vardı. Bu tabiki de takmak için değildi. Sadece dolaptaki prenses figürüyle uyumlu olsun diye konulmuştu. Kısacası süs amaçlıydı.

Pencere tarafındaki komidinde bebek bezinden tutun da daha birçok bebek malzemesi ve oyuncağı vardı.

Bu muhteşem odaya bakıp o günü düşledim. Bebek sahibi olucağım günü...