"Ayrılmak istiyorum..."
Ne? Tamam kabul yaptığım şaka çok aptalca va saçmaydı ama bu ayrılmak istemesi için yeterli bir sebep değildi.
"Eunha, sadece bir şakaydı. Bak gerçekten özür dilerim, lütfen sadece seni korkutarak kafamı dağıtmak istedim sanırım. Amacım neydi hiç bir fikrim yok. Lütfen, lütfen çok özür dilerim." deyip ona doğru ilerledim. Bu sefer geri çekilmedi.
Ellerini ellerime alıp bana bakmasını denedim. Ama kafasını yerden kaldırmıyordu. O ciddiydi...
"Eunha, gerçekten çok üzgünüm. B-bak lütfen istediğim her şeyi yaparım ama öyle ayrılmalı şeyler söyleme. Ben seni seviyorum. B-biz birbirimizi seviyoruz."
Hala o aşık olduğum gözlerle bana bakmamakta ısrarcıydı. Cidden kalbim acıyordu. Yanmaya başlayan gözlerim ile ellerimdeki narin ellerine baktım ve gözümden bir damlanın düşmesine izin verdim.
EUNHA'NIN AĞZINDAN
Ben bu adamı öldürücem yaa! Sen gel beni korkut, kalbimi kır saçma sapan laflar ederek sonra şaka de. Evde annesiyle olan kavgadan sonra sinirleri bozuk olduğu için şaka olma ihtimali aklıma geldiği gibi gitmişti.
Ben de ona bir ders vermek için onun başlattığı rolü devam ettirmeliydim. Dışarıya çıkıp koşturmaya başladığımda aklıma ilk gelen şeyi ona söyledim. Ayrılmak. Kelime bile tüylerimi ürpertiyodu. Onunla ayrılmak. Her ne kadar düşüncesi her şeyden korkunç olsa bile ona dersini vermeliydim.
Ard arda özür dilemeye başladığında bu tatlılığına ve samimiyetine dediği o kötü şeylerden sonra inandığım için kendimi mutlu hissettim. Sırf gülümsediğimi anlamasın diye o güzelim yüzünü göremiyordum bile.
Birden burun çekme sesi gelince düşündüğüm şey olmamasını dileyerek yüzüne baktım. Karşılaştığım görüntü ile içim burkuldu.
"Y-yoongi?"
"Gerçekten Eunha inan bana..."cümlesini bitiremeden ağzından çıkan hıçkırık ve artmaya başlayan gözyaşları elimi tutan ellerini daha da sıkı tutup onu kendime çektim. Ellerimle pürüssüz yüzünü avuçlayıp yanaklarındaki yaşları sildim. Ama bitmiyorlardı.
"Y-yoongi, tamam bebeğim anladım şaka yaptığını pek komik olmasa da öne-..."
"...Özür dilerim. B-biliyorum komik değildi. Ahhşş çok aptalım."
"Hayır, hayır beni dinle..."
Ağlaması arttıkça konuşamayacak hale geldim. Onu her zamanki güçlü ve yıkılmaz Yoongi'yi önümde titreyerek ağlamasını görmek içimi yakıyordu.
Ağzımı açıcakken dudaklarından çıkan sözler ile durdum.
"B-biz ..." Derin bir nefes aldı.
"Biz a-ayrılmayacağız değil mi?"
Hıçkırığını durdurmak için ağzını kapadı ama pek bir faydası olmadı.
Hassiktirr. Ona öyle bir şey dediğim aklımdan gitmişti bile.
"H-hayır tabiki de. B-ben de senin gibi şaka yapmaya çalışıyordum. Sırf sana ders vermek için. Ben de özür dilerim birtanem. "
Verdiğim cevapla tatmin olmuşa benzerken bile ağlamaya devam ediyordu. Yüzümü onunkine yaklaştırıp alınlarımızı buluşturdum.
"Lütfen... Lütfen ağlama..."
Dediğim şey onu daha da üzmüşcesine daha da ağladı. Yüzündeki ellerimi indirip bana sıkıca sarıldı. Normalde bana böyle sarılsa kemiklerimin kırılmasıyla ilgili laflar edip ona sataşırdım. Ama şu an benim de buna onun kadar ihtiyacım vardı.
Boyu benden uzun olmasına rağmen yüzünü omzuma koymuş boynuma doğru ağlıyordu.
Yumuşacık saçlarını okşarken ona artık ağlamamasını söylüyordum. Derken derin nefeslerinin arasında o cümleyi duydum.
"Hepsi onun yüzünden." O kimse hatırlamak iyi gelmemiş gibi biraz daha sokuldu. Boynumdaki ıslaklaklıların arttığını hissedebiliyordum.
"Kimin yüzünden? Yoongi ne diyorsun ?" Birden geri çekilip yüzünü eliyle hızlıca silmeye başladı. Burnunu çeke çeke bir hal olmuştu.
Ağlamaktan gözleri şişmiş, burnu kıpkırmızı olmuş bir Yoongi'den aldığım cevap hiç tatmin edici değildi.
"Kimse. Boşver. H-hadi gidelim artık."
"Yoongi!"
Derin bir nefes verip ayaklarına baktı. Biri olduğunu biliyordum. Söylemekte çok isteksizdi.
Aklıma gelen kişi ile donarak hala ayaklarını yere sürten Yoongi'ye baktım.
"Yoksa...?"
Gözlerini hemen bana kaldırıp yüzümde gezdirdi. Anlayıp anlamadığı mı anlamaya çalışıyordu.
"...annen mi?"
Bütün sinirlenip dışarıya çıkması annesiyle olan kavgası yüzündendi. Annesine olan saygısızlığından dolayı onu bir ara uyarmayı aklıma not ettim.
"Hayır." diyerek soğuk bir şekilde cevapladı. Gözleri yerde kilitlenmişti.
"O benim annem değil."
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Vote layıp yorum yazmayı unutmayıın.
YB yazmanız bile yeter:)
Öpüldünüzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MINE°MYG
FanfictionElimdeki siyah, dantelli geceliği havaya kaldırırken Yoongi'ye dönüp "Bu ne böyle?!" dedim. O ise sırıtarak "Valizi annemler hazırlamış. Belki işimize yarar diye koy..." Sözünü bitiremeden yanımdaki yastığı kafasına geçirdim. . . . .