^40^

1.8K 101 7
                                    

Lütfen oylamayı unutmayın:*
**********************************

Arabada eve dönerken başım tam anlamıyla çatlıyordu. Şu an istediğim tek şey sıcak bir duş alıp uyumaktı. Kafamı camdan kaldırıp Yoongi'ye çevirdim. Gözleri ile yorgunca bir yolu bir de aynaları takip ediyordu. Kızarmış burnu onu olduğundan daha da tatlı yapmışken, uzun parmakları gevşekçe direksyonu kavramıştı.

Evin bahçesine girdiğimizde arabayı yavaşça park etti. Kapıya doğru ilerlerken ikimizin de anahtarı almadığını fark edip olduğum yerde kaldım. O ise benim yanında olmadığını fark edince, az ileride durmuştu. 

"Anahtarı unut.." Cümlesiyle lafımı kesti. 

"Annenler gitmemişler." 

Ağzımdan istemsizce bir 'oh' çıktı.

Zili çalmasıyla annem hemen heyecanla kapıyı açtı.

"Kızım hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk annecim."

Yoongi kafasıyla selam verip direk odasına gitti.

Ben de annem ardarda sorular sorarken onu geçiştirip babamla ikisini evden atmakla meşguldum.

Sonunda ısrar etmeyi kesti ve gittiler. Eve göz atınca masanın toplanmış olduğunu gördüm. Dudaklarım kıvrıldı.

Yoongi'nin odasına gidip kapının önünde durdum. Hiç bir ses gelmiyordu. Tıktıkladım. Yine bir ses gelmeyince kulpu yavaşça açıp içeri girdim.

Beyaz geniş yatağın üzerinde telefonu ve ceketi vardı. Köeşedeki kapıdan gelen su sesi dikkatimi çekince odasında banyo olduğunu anladım. Aklıma gelen fikirle hafifçe sırıttım.

Yoongi'nin Ağzından

 Soyunup kendimi direk duşa attığımda aklımda binlerce düşünce vardı. Ama en önde olanı annemdi. Kanser olduğunu öğrendiğim zamanlarda daha küçük olduğum için olacaklardan haberim yoktu. Farkedebildiğim tek şey zamanla kel olmaya başlayıp çirkinleştiğiydi. İstemsizce onun bu halinden korkup uzaklaşmıştım ondan. Hayatımdaki en büyük pişmanlığım bu olablirdi. Keşke diyordum her zaman keşke öğrendiğimde daha büyük olsaydım. Bazı şeylerin farkına varabilecek bir yaşta.

Göz yaşım tepemden gelen suyla karışırken bugün ne çok ağladığımı düşündüm. Eunha'yı da baya üzmüştüm bundan dolayı.

Düşüncelerim açılan kapı sesi ile bölündü. Duşa kabinin kapağını ittirip kapıya baktım. Kesinlike iç çamaşırlı bir Eunha görmeyi beklemiyordum.

Ona fazla bakmış olacağım ki boğazını temizleyip kafasını yana eğdi.

"Gelebilir miyim?"

"Bir de soruyor musun?"

Kafasını yeğe eğip gülümsedi. Gülümsedim.

Neden hala gelmediğini düşünürken kafasını kaldırdı. Elleri yavaşça sırtına giderken ne yapacağını anladım. 

Gözlerimi yere düşen südyenden alıp tekrardan ona çevirdim. Bu sefer de iç çamaşırını sinir bozan bir yavaşlıkla çıkarttı. Sonra ise minik adımlarla duşa girdi.

Gözlerimi gözlerinden alıp vücudundan akan suya çevirdim. Saçlarını şampuanlarken ben de kafasındaki köpüklerden alıp vücuduna sürüyordum. 

Gülümseyerek bana baktı.

"Nee? Yıkanmana yardımcı oluyorum." deyip sırıttım. Gülümsemesi yüzüne yayıldı.

Saçlarını ve vücudunu durularken hala onu izliyordum. Birden başlığı alıp suyu suratıma doğru tutmaya başladı. 

"O gözlerin de az değil Yoongi bey!"

Başlığı bu sefer elinden alıp ben ona tuttuğumda kıkırdamaları kesildi.

"Ya dur. Yaa"

Çığırması ile başlığı eski yerine koyup sırıtmaya başladım. Gözlerini açıp bana baktığında ilk başta sinirli olsa da o da benim gibi gülümsedi. 

Yaklaşıp kollarını bana doladığında ben de ona sarıldım. 'Seni seviyorum.' deyip ıslak saçlarından öptüm. 'Ben de seni seviyorum.' demesi ile daha da gülümsedim.

"Hadi artık çıkalım." Deyince tamam deyip suyu kapattım. Ama sıkıntı şuydu ki bir banyoda bir havlu vardı. Bunu fark eden Eunha hemen benden önce atlayıp havluyu vücuduna sardı.

"Ben sana getiririm hemen." deyip öpücük atıp kaçıverdi. Onun bu haline gülüp beklemeye başladım. 

Neden hala gelmemişti bu?

"Eunha hadi nerde kaldınn?!"

"Ay tamam tamam geldim." deyip içeri girdi.

Üstünü giyinmişti hanımefendi. Kafasını duvara çevirerek 'al ' diye uzattı. Sanki daha demin beraber banyo yapan biz değidik?

Havluyu ekinden alıp belime doladım. 

Ben üsütümü giyinirken o da bir şeyler hazırlıyordu. Yanına gittiğimde harika bir meyve tabağı ile karşılaştım. Uzattığı çatalı kapıp hemen yemeğe başladım.

Bittiğinde azıcık televizyona baktık. Ama kanallarda hiç güzel bir şey yoktu. Sonra yatmaya karar verdik.

Bu evden ayrılırken odalarımız ayrıydı. Aklıma odasında olanlar gelince utançla yüzümü yere eğdim. O ise benim odama girmişti bile. 

Benimle yatacağı için mutluydum. Yatağın içine girip yanını gösterdi.

"Davetiye mi bekliyorsunuz acabaa?" demesiyle ben de hemen yanına geçtim.

Beline sarılırken saçlarındaki güzel kokuyu içime çektim ve ona sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha anladım. 

Gözlerim kapanırken aklımda tek bir şey vardı.

O.



MINE°MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin