Merhaba. Nabersiniz. Beybiler. Bu bölümden sonra hikâyenin tabanı oluşmuş olucak. Neyse. İyi okumalar. Öpüldünüz.😍😍😍😘
********************************
Eunha'nin Ağzından
Yoongi işe gittikten sonra ne yapacağımı buldum. Ama bu sefer önceki gibi yemeği ocakta bırakıp gitmeyi planlamıyordum.İlk öncelikle soteli tavuk yapmaya karar verdim. Ya da köri soslu da olabilirdi. Yanına klasik olarak pilav yapıcaktım. Bu arada çorba mercimek çorbasıydı. Yanına internetten baka baka patatesli börek yapmayı da istiyordum. Onun dışında tatlı tiramisu yapmak isterdim ama beceremem diye puding yapmaya karar verdim. Bir de sofrada öyle salata felan olacaktı.
İşte menüm buydu. Bence gayet güzeldi.
Hem Yoongi geçenki yiyemediği yemeğimi yiyecek hem de kayınvalidemin gözünde çok fazla beceriksiz gibi durmayacaktım.Biliyorum Yoongi'ye hep becereksizim,yapamam demiştim ,, o gözünü korkutmak içindi. Ama biraz bile işe yaramamıştı.
İnternete istediğim tarifi yazdıktan sonra ellerimi sıvadım ve yemeği yapmaya başladım.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
+Yoongi şu sürahiyi de götür içeriye.
-Tamam.Yemekleri hazırlamıştım. Yoongi de tadına baktı. Tabiki ilk önce şaşırdı. Ben kötü olduğunu zannettim. Meğerse tadı çok güzel olmuş ve benden böyle bişey beklemiyormuş. Yani anlayacağınız yemekler tamam.
Şimdi beraber masayı hazırlıyorduk.
+Eksik bişey kalmadı gibi.
-Evet kalmadı. Bence beğenicekler.,, dediğinde yüzüme utangaç bı tebessüm yerleşti. Aslında annemi gururlandırmak hoşuma giderdi.Yoongi hala bana bakıyordu.
+Ne bakıyorsun öyle yaa?!
-Hi-Hiiç. Gözüm daldı. Neyse sen git üstünü giyin. Birazdan gelirler.Kafamı sallayıp odama çıktım.
Salona çıktığımda Yoongi bı süre bana baktı. Süzdü, süzdü ve süzdü. Baka baka yedin beni demek isterdim ama boğazımı temizledim.
-Şey. Çok... Çok güzel olmuşsun. Aile ortamında giyilmek için gayet iyi bı elbise.Aile ortamı?! Yani ben bu elbiseyi dışarda giyemem.
+Aynen. Bence dışarda da giyilir. Yani kısaca her yerde giyilir.
-Giyilir. Ama ben giydirtmem. Hem baksana şuna çok kısa bu. Bacakların hep ortada.
+Ya uf giyerim. Hatta yarın dışarı çıkarken bunu giycem.
-Evet. Eminim öyledir. Farkındaysan bı anlaşma yapmıştık . Ve bu anlaşmanın kurallarına göre böyle giyinmene izin vermiyorum.
+Haha. Anlaşma diyor . Pardon da anlaşmamız senin beni o sürtüğün önünde rezil ettiğin gün zaten bitmişti. Hala anlaşma diyorsun yaa!!!.Ağzını açmıştı ki kapının çalınmasıyla hemen yanından geçip kapıyı açtım. Yoongi de yanıma geldi. Aynı anda
+Hoşgeldiniz.,,dedik.
Hoşbulduk, nasılsınız, evlilik nasıl,,gibi muhabbetleri yaptıktan sonra masaya geçtik.Off! Çok heyecanlıydIm. Elimi yelpaze gibi yüzüme doğru yaptım. Terlemiştim şimdiden.
Biz Yoongi ile masanın sağına yanyana oturduk. Karşımızda annelerimiz masanın uçlarında ise babalarımız vardı.
Yemekleri yerken Yoongi'nin annesinin sorusuyla donakaldım.
-Çocuk düşünüyor musunuz?Boğazımdaki yemeği zar zor yuttum. Yoongi ile birbirimize baktık. O da böyle bişey beklemiyor olucak ki benimle aynı yüz ifadesine sahipti.
Birdenbire annesine cevap verdi:
-Bunun seni ilgilendirecegini düşünmüyorum. Olur olmadık her şeye karışma!!Ne bu atar. Anlamadım valla. Kadın burukca gülümseyip bakışlarını tabağına çevirdi.
Bu durumda Yoongi'nin babası bişey söylicek diye ona baktım. Sadece Yoongi'ye bakıp kafasını iki yana salladı. Yoongi ise omuz silkti.
+Şey... Yoongi öyle demek isteme...
-Hayır. Tam da öyle demek istedim.Ayy. Düzeltmeme de izin vermiyor. Anneme yardım diler gözlerle baktım.
-Aslında çok şeker olur bı tane böyle küçük bişey. Düşünsenize . Hem ben de torunum olsun isterim canım.,,, Diyerek toparlamaya çalıştı.Yoongi yine kızgın bı cevap verecek diyordum ki gayet olumlu karşıladı.:
-Şu anlık çocuk düşünmüyoruz. Zaten birden evlendirildiğimiz için ani oldu. Yani hala birbirimize alışıyoruz.O böyle mı düşünüyor? Yani bana alışmadı. Ben ona alışmıştım bile. (Buna Swag Etkisi diyorlar beybisi. Alışmamak elde değil 🎲)
Yine öyle havadan sudan konuştuk. Canım iyice sıkılmıştı.
+Ben bı mutfağa gidim.
Tamam dediler.Su içtim . Yüzüme hafif su çarptım. İçeriye Yoongi'nin annesini geldi. Elindeki tabağı tezgaha bıraktı.
+Şey. Tekrar özür dilerim. Yoongi neden öyle dedi bilmiyorum ama kusura bakmayın.
-Ben neden öyle dediğini biliyorum kızım. Ama artık alıştım. Yani sorun olmuyor.Ne yani Yoongi annesine hep mı öyle davranıyor?
+Neden öyleki?
-Aslinda ben Yoongi'nin gerçek annesi değilim.Ne?!!?!! Ama ...
-Yoongi'nin annesi 3 sene önce akciğer kanserinden öldü. Yoongi tabi doğal olarak yıkıldı. Babası benimle evlendi. Amacı Yoongi'ye destek olan , annesini arattirmicak bı annesi olmasıydı. Ama o kabul etmedi. Bunun için onu yargılanıyorum. Bana böyle cevaplar veriyor. Babasına çok bişey diyemiyor ama babası da onu anlıyor. Bana anlattı. Karısını, aşık olduğu kadını... Hayattayken çok güzel vakit geçirmişler. Çok mutlularmis. Ama ömür bı gün geliyor. Arkanda sadece acı bırakarak alıp götürüyor seni...Demek üvey anne he? Yoongi'yi tabiki o kadar anlamıyorum. Sonuçta ben annemi veya babamı kaybetmedim.
Ayy. Düşüncesi bile çok kötü. İçeriye Yoongi gelince bize baktı.
-Ne konuşuyorsunuz 2 saattir?
+Hiç annen tavuğu çok beğenmiş, tarifi istiyor da.
-İnternet diye bişey var. Gitsin ordan baksın. Sen de gel hadi. Çıkıyorlar annemler.
+Tamam bitanem.,, Dememle gözleri iri iri açıldı. Kendimi bu haline gülmemek için zor tuttum.
+Ne bakıyorsun bitanem hadisene.!..Annemgiller gittikten sonra yine beraber sofrayı topladık. Arada bir onu mutlu etmek için aklıma gelen iğrenç esprileri yaptım. Bana hep'Ciddi misin?' bakışları attı.
İşimiz bittikten sonra bana /iyi mısın?/ Diye sormaya başladı.
Biraz televizyon izledikten sonra odalarımıza geçip uyuduk.
Cidden güzel bir gündü.
****************************************
Nasıldı. Bence coooooooooooook uzundu. İlk defa bu kadar uzun yazdım valla. 830 kelime... Yb +100 oy ve +120 yorumdan sonra. Yazım hatalari için üzgünüm. Öpüldünüz 😍😍😍😘...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MINE°MYG
FanfictionElimdeki siyah, dantelli geceliği havaya kaldırırken Yoongi'ye dönüp "Bu ne böyle?!" dedim. O ise sırıtarak "Valizi annemler hazırlamış. Belki işimize yarar diye koy..." Sözünü bitiremeden yanımdaki yastığı kafasına geçirdim. . . . .