Medya: Hazal
"Benim kardeşim öldü lan! Öldü!"
Yerimden kıpırdayamıyordum. Hakan'ın kardeşi ölmüştü. Emir ile ne alakası olduğunu hala anlayamamıştım. Emir bir şey yapmamıştır değil mi? İnşallah yapmamıştır.
Kapıyı açıp içeriye girdim. Hakan'a döndüm. Yanına gittim. "Hakan. Kardeşin...öl-" Hakan'ın gözleri yaşlıydı. "Sus! Konuşma!" Hakan sinirle dışarıya çıktığında Emir'e döndüm.
"Emir?" Bana baktı. "Hakan'ın kardeşine... Sen bir şey yapmadın değil mi?" Emir hızla kafasını sağa sola salladı. "Hayır. Ben bir şey yapmadım." Sonra yalvaran gözler ile bana bakmaya. "Sakar kız. Lütfen.. lütfen sen de bana arkanı dönme. İnan bana. Ben bir şey yapmadım."
Emir'e inanıyordum sanırım. Ama inşallah bana yalan söylemiyordur.
Sırama doğru ilerleyip oturdum. Emir de yanıma gelip oturdu. Sınıfın kapısı açıldığında içeriye mini etekli ve yüzünün tamamı boya olan Hazal geldi.
Hazal gelip bizim sıranın üzerine oturdu ve o minici eteği biraz daha açıldı. Oha yani! Bu kızda hiç utanma yok mu? Ben daha o eteği giyemezken o eteğini daha da açıyordu.
Emir Hazal'a umursamazca baktı. "Burası senin sıran değil Hazal. Kalk kendi sırana otur." Hazal biraz bozulmuştu ama çaktırmamaya çalıştı. Ve kendi yerine geçip oturduu.
Emir sırıtarak bana döndü. "Kıskandın beni değil mi?" "Kim? Ben mi? Kimden kıskanıcağım seni be. Kıskanmıyorum." Emir güldü. "Tamam sakar kız ben seni anladım." Oflayarak önüme döndüm.
Bizimkiler sınıfa gelince Ulaş yine imalı bir bakışla Emir ile bana bakmaya başladı. Ya bu çocuk neden hep böyle bakıyor?
"Ooo. Nabersiniz gençler. Sizi keşke yanlız bıraksaydık belki özel şeyler konuşurdunuz." Sinirle Ulaş'a baktım tam bir şey diyecektim ki Emir Ulaş'ın kulağına bir iki şey söyledi. "Yani özel şey konuşmayın. Konuşun. Ben öyle dedim ama ders konuşun dedim. Yanlız kalıp ders çalışın ders ya..." Ulaşın bu haline kahkahalar ile gülerken hoca içeriye girdi.
***
Sıkıcı bir okul gününün ardından eve gelip yatağıma uzandım. Babaannem gülümseyerek odama girdiğinde ben de gülümsedim. Arkasında da bir şey saklıyordu sanki. "Deniz. Gözlerini kapat." Kaşlarımı hafif çattım ve gözlerimi kapattım. Babaannem "Aç"dediğinde gözlerimi açtım.Gözümün önünde duran pamuk ile gözlerim irice açıldı. "Babaanne! Nasıl buldun pamuğu?!" Sevinçle pamuğu alıp sarıldım ve babaanneme de sarıldım. Pamuk benim ayıcığımdı ve annemler ile birlikte almıştık. Daha sonra kaybolmuştu ve gerçekten çok üzülmüştüm.
Babaannem odadan çıkınca pamuğu yatağımın üzerine koydum. Ne zamandır ders çalışmıyordum. Çalışsam iyi olurdu.
Bir kaç saat ders çalıştıktan sonra telefonum çalmaya başladı. Emir arıyrdu.
"Alo?" Sakar kız. Naber?" "İyi." "Aşağıya gel." "Yok gelemem ben. Yarın okul da görüşürüz." "İyi o zaman ben gelirim sizin eve." "Ya yeter. Gelme bizim eve. Ne kadar meraklısın bizim eve gelmeye. Git kendi evine." "Artık çok geç aşağıdayım. Gelirsen gel. Yoksa ben geliyorum."
Telefon kapandığında sinirle cama doğru gittim ve aşağıya baktım. Emir kafasını kaldırıp bana baktı ve sırıttı. Odamdan çıkıp babaannemin yanına gittim. "Babaannem Damlalara gidebilir miyim?" Babaannem kaşlarını çattı. "Geç oldu ama." "Hadi babaannecim lütfen." Babaannem kafasını salladı. "İyi tamam. Ama çok geç kalma." Kafamı salladım. Odama gidip üzerimi değiştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR KIZ
Teen FictionYanımda duran barmenden bana soğuk su vermesini istedikten sonra dans eden Emir ve arkadaşını(!) izlemeye koyuldum. Yanıma bir bardak bırakılınca hemen bardağı alıp içtim. İçmemle boğazım da yanmaya başladı. Yanlış bardağı mı içtim ben?! Barmen ya...