Medya: Cenk
Babaannem koltuğun tepesine çıkmış bağarıyordu!
"Hadi Ogeday! Ben sizi tutuyorum! Kazanın şu ödülü!"
Babaannemin yanına gittim. "Babaanne ne oluyor?" Babaannem koltuğa oturdu ve "Kız bak. Survivor başladı. Dur şimdi konuşma. Bakalım kazanacak mı Ogeday." Babaannem pür dikkat Survivor izlerken bende izlemeye başladım.
(Yazarınızın babaannesi de böyle😅)
Uykum gelmeye başlayınca babaanneme döndüm. "Babaanne ben yatıyorum iyi geceler." Babaannem hala izlerken kafasını salladı ve "İyi geceler yavrum."dedi.
Odama gidip yatağıma atladım. Uykum gelmişti. Gözlerim de yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.
***
Okulun bahçesine girdiğimde ayağımın önüme bir tane top gelmişti. Topa ayağım ile vurduğumda birinin kafasına vurmuştu. Vurduğum kişeye baktığımda yutkundum. Çünkü kafasına top ile vurduğum kiş bizim okulun en sinirli en kaslı ve en acımasız çocuğu Meteydi.Mete sinirli bir şekilde arkasını döndü ve "Kim attı lan bu topu!"diye kükredi. Korkuyla Mete'ye baktım. "Ş-şey ben ö-özür dilerim." Mete sinirle yanıma geldi ve beni ittirdi. Dengemi sağlayamayıp yere düştüğümde canım gerçekten çok acımıştı. "Bana bak küçük kız ve hatta anne ve babası ölmüş zavallı kız! Hareketlerine dikkat et! Yoksa çok kötü olur." Ne kadar acımasızdı böyle?! Anne ve babamı bana böyle hatırlatması ve böyle konuşması gerçekten çok kötüydü.
Yerden kalkmaya çalıştım. Ama canım çok acıyordu. Zorla yerden kalkıp ağlayarak okuldan çıktım. Bu halde derse falan giremezdim.
Canım çok yanıyordu ama kalbim daha da çok acıyordu. Sahile doğru adımladım. Belki biraz rahatlardım.
Ellerime baktığımda hep soyulmuştu ve kanıyordu. Dizimde çok acıyordu.
Sahile geldiğimde kayalıkların üzerine oturdum. Telefonum çaldığında arayana baktım. Damla arıyordu. Damla'yı meraklandırmamak için aramayı cevapladım.
"Deniz! Nerdesin sen?! Bak Mete'nin yaptıklarını anlattılar! Nered-" "Damla. Ben sadece yanlız kalmak istiyorum. Lütfen." Damla üzgünce konuştu. "Peki. Bir şey olursa ara beni. Şimdi dışardasındır da sen. Çok durma dışarda hava soğuk." Burukça gülümsedim. "İyi ki varsın Damla." "Sende iyi ki varsın canım." Telefonu kapattım ve cebime koydum.
Hava gerçekten soğuktu ve montum olduğu halde çok üşümüştüm. Artık yavaş yavaş titremeye başlamıştım. Kayalıklardan kalktım. Karşıya baktığımıda elinde içki şişesi olan bir adam bana doğru yürümeye başlamıştı.
Hızlı hızlı yürürken cebimden telefonumu çıkardım. Hemen bir kişiyi aradım. "Alo?" Emir'di. "Emir. Peşimde bir adam var. Sahildeyim. Yard-" Telefon elimden hızla alındığında alan kişiye baktım. Sarhoş adamdı. "Hop. Kimseyi aramak yok güzelim." Geri çekilmeye çalıştım. "B-bırak beni." Adam bileklerimden tuttuğunda gözlerimden yaşlar boşalmaya başlamıştı.
Adamın bacak arasına tekme attım. Adam acı ile kıvranırken ben kaçmaya başlamıştım. Ama ayağıma takılan taş sonucu yine yerdeyim.
Yerden kalkacağım sırada bir el saçlarımdan tutup hızla ayağı kaldırdı. Çığlık attım. "Sen çok oldun ama." Elini kaldırmış bana vuracakken bir el adamın kolunı tuttu ve geriye çekti.
Emir sinirle adama kafa attıktan sonra yumruk atmaya başlafı. "Gücün kıza mı yetiyor lan! Nasıl el kaldırırsın ona! Şerefsiz!" Emir adamı biraz daha dövüp bayılttıktan sonra yanıma geldi.
"İyi misin? Bir şey yapmadı değil mi sana?" "H-hayır bir şey yapmadı. S-sadece üşüyorum." Emir beni kucağına aldı ve arabasına götürdü. Beni koltuğa oturtturup kendiside sürücü koltuğuna oturdu.
Üzerindeki deri ceketi çıkartıp benim üzerime koydu ve arabanın klimasını çalıştırdı.
"Burada ne yapıyorsun ya sen? Okula da gelmedin. Bir şey mi oldu." Mete'nin söyledikleri aklıma gelince gözlerim dolmaya başladı. Ama şimdi ağlayamazdım. "Emir. Beni eve götürebilir misin?" Emir kafasını sallayıp beni onayladı ve benim evime doğru sürmeye başladı.
Evin önüne geldiğinde arabadan indim. "Her şey için teşekkürler." Birden başım dönünce gözlerimi kapattım ve elimle başımı tuttum. Emir yanıma geldi ve beni tuttu. "İyi misin?" Kafamı aşağı yukarı salladım. "Hadi o zaman yürü evine kadar götüreceğim seni." "Yok. Gelme sen. Sakın gelme. Benim ayaklarım var. Bak ben kendim gi-" diyemeden yere düşecektim ki son anda dengemi sağladım. "Ya ya. Çok gidebiliyorsun." Oflayarak apartmanın içine girdik.
Kapının önüne geldiğimizde Emir'e döndüm. "Hadi git artık. Babaannem seni görmesin." Emir kafasını sallayıp gitti. Ben de kapıya vurdum. Babaannem kapıyı açıp beni gördüğünde kaşları çatıldı. "Sen niye erken geldin?" " Imm. Dersler boştu." Babaannem kafasını salladı. Ben de içeriye girdim.
Odama çıktığımda üzerime baktım Emir'in deri ceketi hala üzerimdeydi. Odamın kapısı açıldığında içeriye babaannem geldi ve beni süzdü. "Kız. Kimin bu ceket." Yutkundum. Ne diyecektim ben? "Şey. Imm. Ben-" Babaannem telefonu çaldığında babaannem odadan çıktı. Oh ucuz yırttım.
Üzerimi çıkartıp yatağıma yattım. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Uykum gelmişti.
Gözlerimi yavaşça araladığım sırada içeriye Damla girdi. "Sen neden geldin? Okul bitmedi daha." "Aklım sen de kaldı. Aslında daha erken gelecektim ama çok kötü şeyler oldu."
"Ne oldu ya?!" Damla yanıma gelip oturdu. "İlk sen anlat. Mete'nin yaptıkları doğru mu?" Kafamı sallayıp Damla'yı onayladım. "Damla. Sadece kafasına yanlışlıkla top attığım için beni itti. Bu da yetmezmiş gibi bana anne ve baba-" Damla bana sarıldı. "Tamam. Anlatma. Üzülme artık tamam mı?" Damla ayağa kalkıp dolabımın önüne geçti ve abur cubur çekmecemi açtı.
İçinden abur cuburlarımı çıkartıp önüme koydu. "Al ye. Belki moralin biraz düzelir." Kaşlarımı çattım. "İyi de. Sen benim abur cubur zulamı nereden biliyorsun?" "Ben daha neleri biliyorum da. Neyse. Ben buraya gelmeden neler oldu bir bilsen?"
"Ne oldu?"diye sordum merakla. "Emir sınıfa geldi. Ama sonradan gelmişti. Sen de yoktun zaten. Sınıfa kızlar geldi işte dediler ki 'Off. Gördün mü Mete nasıl da itti Deniz'i. Neler dedi öyle.'gibi şeyler söylediler. Emir sınıftan çıktı ve Mete'nin yanına gitti. Mete ile kavga ettiler. Ama Emir çok sinirlemişti. Mete'nin yüzü falan hep kan olmuştu zaten. Sonra da Emir Mete'ye seni daha bu okulda görmeyeceğim dedi. Sonra da ben işte buraya geldim." Şaşkınlıktan konuşamıyordum. Neler olmuştu böyle. Damla elini gözümün önünde salladı. "Beni Emir eve bırakmıştı. O zaman beni eve bıtaktıktan sonra okula gitti ve Mete ile kavga etti."
Damla kaşlarını çattı. "Nasıl Emir seni eve bıraktı? Ben bile gelmedim yanına." "Ya öyle değil. Bazı olaylar oldu işte. Boş ver." Babaannem odanın kapısını açtı. "Hadi yemeğe. Bu yatağın üzerindeki abur cuburlar ne? Ben kaç kere dedim yemekte önce yemeyin diye. Bir de yatağın üzerinde yemişsiniz." Babaannemin bizi azarlaması bittikten sonra hep birlikte mutfağa gittik.
Yemeğimiz bittikten sonra Damla evine gitti. Salona geçtim ve bir kanalda durup dizi izlemeye başladım.
Babaannem elinde çekirdekler ile geldi. "Kız. Aç bakıyım Survivor'ı. Başlamıştır." Başımı sallayıp açtım ve odama çıktım ve uyudum.
***
Okulun önüne geldiğimde biraz tırsmıştım açıkçası. Ya Mete buradaysa. Emir ona bir daha gelme demiş olsa da korkuyordum yani.
Okul'un içine girip hızlıca sınıfa doğru adımladım. Bugün erken uyanmıştı ve erken gelmiştim okula. Sınıfın önüne geldiğimde bağırışma sesleri geliyordu.
Emir ve Hakan'dı. Hakan'ın söylediği cümleyle yerimde kalakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR KIZ
Novela JuvenilYanımda duran barmenden bana soğuk su vermesini istedikten sonra dans eden Emir ve arkadaşını(!) izlemeye koyuldum. Yanıma bir bardak bırakılınca hemen bardağı alıp içtim. İçmemle boğazım da yanmaya başladı. Yanlış bardağı mı içtim ben?! Barmen ya...