Emir kapanmak üzere olan gözleriyle bana bakıp yere yığıldı. Gözlerimdeki yaşları silip Emir'in yanına diz çökütüm. Ve korkuyla yüzüne baktım. Çok fena olmuştu çünkü suratı. Dudağı, kaşı patlamıştı. Elmacık kemimiklerinin üstü mosmor olmuştu. Ve suratının bazı yerlerin de çizikler vardı.
Titreyen ellerimle Emir'in omzuna hafifçe dokundum. Ama hiç bir tepki vermedi. Derin bir nefes alıp titreten ellerim ile koltuk altlarından tutup çektim. Yavaş yavaş onu içeriye getirdim. Zorlukla da koltuğa yatırınca hemen gidip yüzüne pansuman yapmak için bir kaç şey aldım.
Tam pansuman yapacakken Emir gözlerini araladı hafifçe. Yaşlı gözlerimi silip Emir'e baktım.
"E-emir? Canın çok y-yanıyor mu? Ben ş-şimdi pansuman y-yapacağım sana. A-ama istersen h-hastaneye gidelim. Evet. G-gidelim." Emir kafasını iki yana salladı. "H-hayır." Kafamı sallayıp pansuman yapmaya başladım.
Çok dikkatli bir şekilde Emir'e pansuman yaparken bir yandan da canını yakmamaya çalışıyordum. Gözümde biriken yaşlar ile gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Kırpıştırırken bir damla da Emir'in yanağının üzerine düşmüştü.
Emir'e baktığım da dikkatli bir şekil de bana baktığını gördüm. "Ağlama." Kafamı eğdim. Emir eli ile çenemi tutup kaldırdı. "Ağlama dedim Sakar Kız."
"Ama... Ama canın yanıyor. Acıyor değil mi?" Emir koltukta dikelince ona baktım korkuyla. "Emir yat dinlen. Çok kötü görünüyorsun zaten." Kafasını iki yana salladı. "Zaten pansumanı yaptın. İyiyim."
"Emir? Ne oldu böyle? Hakan... Hakan mı yaptı?" Gözlerim dolunca Emir belimden tutup beni kendine çekti. "Şşh. Düşünme şimdi bunları sen." Kafamı iki yana salladım. "Ama Emir-" "Ne dedim ben sana Sakar Kız. Düşünme." Zorla kafamı salladım.
Ağladığım için gözlerim kapanıyordu. Emir'i öyle görünce çok kötü olmuştum. Kapı çalınca Emir beni yavaşça koltuğa yatırdı. Gözlerim kapanmıştı ama henüz uyuyamamıştım.
İçeriye bir topuklu ayakkabı sesi ve Hazal'ın cırlak sesini duymuştum. Hiç yerimden kımıldamadan uyuyor numarası yapmaya devam ettim.
"Neden geldin Hazal?" Emir'in böyle demesiyle şaşırdım. Emir ile Hazal sevgili olmamış mıydı? "Senin ile konuşmaya gelmiştim Emir." "Benim senin ile konuşacak bir şeyim yok."
"Bak. Ben sadece seni merak ettiğim için geldim ama sen ise yine bu kızın yanındasın." "Sana ne Hazal. Sana ne."
"Emir? Bugün isteseydin Hakan'ı döverdin. Neden dayak yedin?" Bir gözümü hafifçe araladım. Zaten bana bakmıyorlardı. Emir sırıttı.
"Neden biliyor musun? Çünkü ben Deniz'e söz verdim. Kavga etmeyeceğim diye. Ve ben sözlerimi tutarım Hazal."
Hazal ağzı açık bir şekilde Emir'e bakarken benim gözlerim doldu. Benim yüzümden olmuştu. "Sen o kız için E-" Emir Hazal'ın kolunda tuttu. "Hadi Hazal. Hadi." Deyip onu kapıya doğru götürdü.
Ayağa kalktığım da Emir karşım da dikilmiş bana bakıyordu. Gözümden bir damla yaş aktığında Emir kaşlarını çattı. "Niye ağlıyorsun yine Sakar Kız. Ağlama demedim mi ben sana."
"Ama... ama Emir b-benim yüzümden o-oldu." Deyip hıçkırdım. "B-benim yüzümden dövdüler s-seni." Emir gelip bana sarıldı. "Şhh. Ağlama. Senin yüzünden değil. Sakın böyle düşünme Deniz. Hem bak eğer ben Hakan ile kavga etseydim daha da kötü olabilirdi. Biraz dayak yedim sadece. Bunda bir şey yok. Ağlama."
"Ama ben s-sana demiştim sö-" "Deniz. Artık unut bunu. Bitti gitti. Bir daha söyleme bir şey. Tamam mı?" Kafamı salladım sadece.
Emir'den ayrılıp koltuğa oturdum. O da yanıma oturdu. "Ben gerçekten özür-" Bana döndü. "Hayda. Kızım özür dilemek yok. Bak bir daha özür dilersen ayıcıklarının kafasını uçururum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR KIZ
Teen FictionYanımda duran barmenden bana soğuk su vermesini istedikten sonra dans eden Emir ve arkadaşını(!) izlemeye koyuldum. Yanıma bir bardak bırakılınca hemen bardağı alıp içtim. İçmemle boğazım da yanmaya başladı. Yanlış bardağı mı içtim ben?! Barmen ya...