10.BÖLÜM

7.7K 424 62
                                    

Medya: Serkan

Emir sinirle Serkan'ın yanına geldi. Serkan ise sırıtıyordu. "Ne işin var lan senin burada?!" Emir sinirle Serkan'ın yakasına yapıştı. Serkan geri çekildi. "Beni böyle mi karşılıyorsun Emir." Emir dişlerini sıkmaya başlamıştı.

Serkan bana döndü. "Bu güzel kıza da yazık. Hakan ile konuşuyordum zaten. Senden Canan'ın intikamını çok kötü alacağız. Benim yaşadıklarımı sen de yaşayacaksın. Aşk acısı ne demek anlayacaksın Emir Yaman!"

"Eğer bu kıza bir şey yaparsanız sizi doğduğunuza pişman ederim lan! Bu kıza bir şey yapmayacaksınız!"

Ortam gerilmeye başlıyordu. Emir'in kolunu tuttum. "Emir hadi gidelim." Emir bana baktı ve sonra tekrar Serkan'a döndü.

Emir'i kolundan çekiştirmeye başladım. "Ya hadi gidelim. Lütfen." Emir kafsını salladı. "Seninle sonra görüşeceğiz Serkan." Serkan sırıttı. "Daha çok görüşeceğimize emin olabilirsin."

Emir'i Serkan'ın yanından uzaklaştırdığımda Emir'e baktım. "Senin evinde misafirin var. Evine gitsene sen. Ben kendim giderim eve."

Arkamı dönüp gideceğim sırada Emir kolumdan yakaladı. "Misafir mi? Eğer Hazal'ı diyorsan onu eve ben çağırmadım. Kendisi gelmiş işte."

"Ben evden çıktıktan sonra da gelmedin. Kesin Hazal ile birlikte konuştunuz." "Hazal ile konuşmadım sadece köpeğin yemeğini verdim. Sonra da Hazalı kovdum ve senin peşinden  geldim." Emir biraz durdu. Sonra sırıtmaya başladı. "Sen neden bu kadar taktın ki bu Hazal ile bana. Sen kesin beni seviyorsun."

Gözlerim kocaman açıldı. "Yuh. Sen yine başladın. Seni ne sevceğim be. Alt tarafı merak ettiğimiz için soru soruyoruz. Hem ben açıktım. Getirdin beni evine kahvaltı da edemdik. Ben çok acıktım."

"Tamam. Gel seni bir doyuralım." Emir ile arabaya bindik. Bir yerin önünde durduğumuzda arabadan indik. Hava da çok soğumuştu ve benim montum yoktu. Montum nerede lan? Emirlerin evinde kalmıştı. Evden nasıl çıktıysam artık.

"Hey. Benim montum sizin evde kaldı. Çantam da." "Tamam ben sana getiririm sonra. Benim deri ceketim de sende. Neden bana vermedin. Sen kesin akşamları ona sarılarak uyuyorsundur."

"Ne ego yaptın be. Bir sus da hadi gidip yemek yiyelim." İçeri girip masalardan birine oturduk. Garson yanımıza geldi. Hemen ne alacağımı dedim. "Ben iki tane karışık tost bir de çay alıyım." Emir bana döndü. "Ben de aynılarından."

Yemekler geldiğinde hemen tostumu alıp yemeye başladım. Emir güldü. "Yavaş yesene kızım. Boğulacaksın." Omuz silktim. "Ya açım ben sana ne. Hızlı yerim."

Çayımı alıp içerken dilim yanmaya başladı. Dilimi dışarı çıkarıp elimle hava yaparken Emir gülüyordu.

Ağzımın yanması geçtiğinde sinirle Emir'e baktım. "Ben yanıyorum. Sen gülüyorsun." "Ne yapayım ağlayayım mı?" Gözlerimi kısarak Emir'e baktım. Yemeğimiz bittiğinde ayağı kalktık.

Dışarıya çıktığımız da kollarımı birbirine bağladım. Hava soğuktu. Emir arabayı açtığında hemen içeriye girdim. Arabayı sürmeye başladı. Sessiz bir yolculuğun ardından arabadan indim.

Evin kapısını çaldığımda babaannem kapıyı açtı. "Kız. Kimin arabasından indin sen?" Eyvah! Babaannem Emir'in arabasını görmüş. "A-arkadaşımın babaanne." Babaaannem gözlerini kıstı. "Nasıl bir arladaş bu? Erkek mi yoksa?" "Babaanne nolur oklava vurma. Erkek ama sadece arkadaşım babaanne. Oklavayla vurma. Lütfen. Bak l-" "Kız tamam. Yapmayacağım bir şey de. Sen seviyor musun yoksa bu çocuğu?" Gözlerim irice açıldı. "Yok babaanne. Arkadaşım Emir" "Hmm. Emir ha. Bir gün buraya getir. Tanışayım arkadaşınla."

Odama gidip kapıyı kapattım. Oh be! Babaannem kızmamıştı. Üzerimi değiştirip yatağıma yattım. Odamın kapısı açıldığında Damla içeriye girdi. "Emir ile mi buluştun kız sen?" Yatakta doğruldum. "Sen nereden biliyorsun?" "Ayşe teyzem söyledi şimdi. Bana dedi ki Emir nasıl biri? Ben de ballandıra ballandıra anlattım. Dedim ki Deniz'i çok sever. Onu korur. Çok iyi kalpli. Namuslu. Zengin. Yakışıklı. Oho daha neler neler." Gözlerim kocaman olmuş Damla'ya baktım. "Çüş Damla. Ne diyorsun kadına ya!" "Ya olsun diyeyim. Hem bak siz sevgili de olacaksınız. Aşkınız için yaptım." Damla'nın dediklerine gözlerimi devirdim.

"Ay yarın bir şeyler yapalım mı? Çok sıkıldım." Damla'nın fikrine kafamı sallayarak onayladım. "Sinemaya gideriz. Sen de burada kal. Yarın gideriz birlikte." Damla kafasını salladı.

"Sende var mı bir şeyler?" Damla "Neyler?"dediğinde sırıttım. "Ne bileyim Ulaş'la falan nasıl gidiyor." "Ay Deniz. Daha başlamadı ki gitsin." "Ha yani başlayınca gidecek. Ben bir ara sizin aranızı yapıcam."

***
Damla ile sinemadan çıktıktan sonra eve gitmek için yürümeye başladık. Yürürken birisi kolumdan tuttu. Kafamı çevirip baktığımda Serkan'ı gördüm.

"Ne var ya? Rahat bırak beni." Serkan beni umursamayıp beni çekiştirmeye başladı. "Eğer benimle gelmezsen arkadaşına çok kötü şeyler yaparım." "Ya bırak. Gelmeyeceğim." Cebinden bir şey çıkarttığında Damla'ya doğrulttu. Bıçak doğrultmuştu!

"Tamam. Yapma ona bir şey geleceğim." Serkan beni arabasına bindirdiğinde Damla peşimden geliyordu. Gözleri yaşlıydı. Serkan Damla'yı itip arabaya binince kaşlarımı çattım. "Onu neden ittin?! Pislik!" Serkan güldü. "Bence şu an arkadaşını değil kendini düşünmelisin."

Sinirle önüme döndüm. Acaba bu manyak bana bir şey yapar mıydı? "Merak etme sana bir şey yapmayacağım. En azından şimdilik." Son cümleyi sessiz bir şekilde söylemişti ama ben duymuştum.

Orman gibi bir yere geldiğimizde Serkan arabadan indi. Ben de peşinden indim. Serkan ilerlerken ben de peşinden ilerlemeye başladım. Ben mal mıyım neden peşinden ilerliyorum? "Eğer kaçmaya kalkışırsan sana çok kötü şeyler yaparım.  Eğer kendin umrunda değilsen babaannene de zarar veririm." Kaşlarım çatıldı. "Hey. Sen benim babaannem olduğunu nereden biliyorsun? Ve eğer ona bir şey yaparsan seni öldürürüm."

"Birincisi ben senin hakkında daha çok şey biliyorum. İkincisi babaannene bir şey olsun istemiyorsan rahat dur." Baya bi ilerledikten sonra Serkan durdu ve bana döndü. "Bakalım Emir seni burada bulabilecek mi?" Kaşlarımı çattım.

Serkan eline bez gibi bir şey alıp bana doğru yaklaştırdı. Kaçmaya çalışırken beni tuttu ve bezi burnuma tuttu. Nefes almamaya çalışıyordum ama en sonunda nefessiz kalacağımı anladım ve derin bir nefes aldın. Daha sonra da gözlerim yavaşça kapanmaya başladı.

***
Gözlerimi yavaşça araladığımda çok fazla üşüdüğümü hissettim. Yerden yavaşça kalkmaya çalıştım. Gerçekten de çok üşümüştüm. Zorla yerden kalktıktan sonra yavaşça ilerlemeye başladım.

Orman çok korkutucuydu. Bazı sesler duyduğumda hızımı arttırmaya çalıştım. Ama sonra yere düşmüştüm. Artık ağlamaya başladığımda aklıma cebimi kontrol etmek geldi.

Telefonum cebimdeydi. Geri zekalı telefonumu almayı unutmuştu. Hemen telefonumu açıp Damla'yı aradım. "D-damla" "Deniz! İyi misin? Nerdesin?" Damla ağlamaya başladığında ben de ağlıyordum.

"Alo?" Bu Emir'in sesiydi. "Emir. Y-yardım et. O-ormandayım ben. Lütfen y-yardım et." "Tamam. Sen sakin ol şimdi. Ben almaya geleceğim seni." O görmese de kafamı salladım ve telefonu kapattım.

Serkan neden böyle bir şey yapmıştı? Kesin şu Hakan'ın kardeşi ile ilgili olan olayda onun da bir işi vardı. Emir ne olduğunu anlatmasa da Hakanın kardeşinin öldüğünü biliyordum. Hakan hep Emir'in yüzünden olduğunu söylese de ben Emir'in bir şey yaptığını düşünmüyordum.

Gözüme bir fener ışığı takılınca kafamı kaldırdım. Karşımda duran kişinin Emir olmasını bekliyordum. Ama Emir değildi!

Umarım bölümü beğenmişsinizdir hem bölüm çok erken de geldi. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim.

SAKAR KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin