Kaşlarımı çatıp karşımda duran Hazal'a bir de elinde tuttuğu makasa baktım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağarıp saçlarıma tutup baktım. "Saçlarımı mı kestin?" dediğimde gözlerini devirdi. Ben onun o gözlerini oyarım.
Elinde tuttuğu makası alıp saçlarına yaklaştırdım. "Ne yapıyorsun sen? Ben senin saçlarını falan kesmedim." Ayağa kalktım. "Ama uyanmasaydım kesecektin."
Hazal geri geri gitmeye başlayınca ben de üzerine doğru yürüdüm. O koşmaya başlayınca ben de peşinden koşmaya başladım. Bu ders sanırsam boş dersti ve sınıfta bu yüzden kimse yoktu. "Gel buraya Hazal." Ben koşarken birden birisi belimden yakaladı. "Ya bıraksana beni be. Bırak."
"Ne oluyor burada?" diye söylenen ve beni belimden tutmuş olan Emir belimi bıraktığında bir iki adım ilerleyip Hazal'ın yanına gidiyordum ki Emir bileğimden beni yakalayıp durdurdu ve tekrar beni belimden tuttu. "Bırak beni Emir de şu kızın o çakma sarı saçlarını teker teker yolayım."
Hazal ufak bir kahkaha atıp bana bir bakış attı. "Sen mi yolacaksın benim saçlarımı? Gel yol kolaysa." Sinirle Emir'in kollarında tepindim. "Ya Emir! Bırak beni de, şuna gününü göstereyim." Sinirle Hazal'a bakarken Emir "Tamam artık Hazal uzatma ve git artık." Hazal tam ağzını açıp bir şey diyecekken "Hadi Hazal. Git." Emir'in Hazal'a git demesi ile mutlu olurken Hazal bana sinirle bakıp kapıyı çarparak dışarı çıktı.
Emir'in belimdeki ellerini tuttum ve kafamı hafifçe arkaya çevirip ona baktım. "Bırakacam mısın?" diye sorunca kaşları biraz çatıldı. "Neyi?" Ellerinin üzerine vurunca aklına gelmiş olacak ki ellerini belimden çekti.
Cebimden telefonumu çıkartıp saate baktığım da diğer dersin başlamasına daha vardı. "Hadi aşağıya inelim. Zaten sonraki ders beden." Emir bana bakıp kafasını sallayınca birlikte sınıftan çıktık. Merdivenlerden inerken son üç basamak kala atlamaya çalıştım ama birden karşıdaki duvara doğru uçarken Emir beni ensemden yakaladı.
"Kızım sen iyi misin? Zaten sakarın tekisin ne diye merdivenlerden atlıyorsun?" Omuz silktim. "Atlarım. Hem sen tutmasaydın da ben kendi dengemi sağlayabilirdim." dediğimde Emir sağ kaşını havaya kaldırdı ve yürümeye devam etti. Pis çocuk. Ben sağ kaşımı kaldıramazdım. Sadece sol kaşımı kaldırabiliyorum. O da azıcık. Minicik kaldırıyorum.
Emir önümde yürürken ben de sağ kaşımı kaldırmaya çalışıyordum. Oflayıp elimle kaşımı tutup kaldırdım ama tabi ki yine durmadı. Emir'e baktığım da sırıtarak bana baktığını gördüm. "Ne? Komik mi? Herkes senin gibi sağ kaşını kaldıramıyor. Ne yapalım yani." deyip önüne geçtim ve yürümeye devam ettim.
Kantine girip bizimkilerin oturduğu masaya geçip oturdum. Ulaş çikolatalarından tıkınırken ben de bir tanesini alıp yemeye başladım. Ulaş'ın gözleri ışık hızıyla bana döndü bana öyle bir bakmıştı ki ağzıma götürdüğüm çikolata havada ağzım ise açık kalmıştı. Ulaş'ın bakışlaeı yumuşadı. "Sen miydin Deniz kankim. Ye ye. Yarasın benim kankime." dedi. Gülümseyip yemeye devam ettim.
***
Beden dersin de hocamız ilk ders bizi koşturmuş şimdi de bizi serbest bırakmıştı. Erkekler aralarında maç ederken biz de kızlarla bahçedeki bankaların birine oturmuştuk. Merve ile Damla dedikodu ederken ben de bizimkileri izliyordum. Maç yapmayı çok severdim ve oynardım da. Bir ara kursuna da gitmiştim. O yüzden güzel oynardım.
"Değil mi Deniz?" Damla'nın beni dürtmesiyle kendime geldim "Hı? Ney? Ne değil mi?" Bana gözlerini devirdikten sonra "Ay sen beni dinlemiyor musun?" diye söylendi.
Ayağıma top geldiğinde elime alıp bizimkilerin yanına gittim. Emir ile bizim sınıftan Gökhan bir şey konuşuyolardı. "Bir kişi fazlasınız s-" Emir'in sözünü kesen Gökhan bana baktı. "E Deniz de sizden olur." Emir bana tuhaf bir şekilde bakınca tekrar Gökhan'a döndü. "Erkek olan bir Deniz'den bahsediyorsun heralde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR KIZ
Teen FictionYanımda duran barmenden bana soğuk su vermesini istedikten sonra dans eden Emir ve arkadaşını(!) izlemeye koyuldum. Yanıma bir bardak bırakılınca hemen bardağı alıp içtim. İçmemle boğazım da yanmaya başladı. Yanlış bardağı mı içtim ben?! Barmen ya...