Bilmem nasıl anlatsam meramımı. Doğru kelimeler, sihirli sözcükler neler bilmiyorum. Gerçi ben şu sıralar hiçbir şey bilmiyorum ya neyse. Uzun, yorucu ve meşakkatli bir yolculuktu bu kurgum. Yol nereye çıktı nereden başladı derseniz eğer yine hiçlikten doğup hiçlikte durdu. İtiraf etmeliyim ki kurgum bu şekilde değildi. En azından bana göre bu kadar sert olmamalıydı yani en azından ilk bölümü yazarken böyle düşünceler içerisindeydim. Lakin bir gün canım kardeşim 0_0uncookie le gıybetin ortasındayken birden bire aklıma böyle bir final geldi. O an karar verdim buna konuşma esnasında çıkan bir fikirle. Ama heyhat, bir yıl sonraya kısmetmiş bu satırları yazmak. Bu teşekkür ve açıklama bölümü zaten irem için -irem diyince yine bir kötü oldum-
Her zaman yanımda olan, bölüm atmadigim için unutup yeniden okuyan en büyük sırdaşım, teşekkür ederim her şey için.
Ben normal değilim. Bunu her zaman kabul ediyorum ve edeceğim. Ne ararsanız bulabilirsiniz bende. Yeri geldiğinde ağır başlı bir dinleyici, öğüt verici. Bazen uçuk, kaçık, manyak, deli. Bazen bir anı bir anını tutmayan ne ûdü belirsiz bir kız. Sevdiğim şeyleri yapmaktan kaçarım. Mesela bir şarkıyı çok seviyorsam eğer bıkmayım diye çok dinlemem. Yahut yazmak. Yazmak benim için terapi gibi bir şey. Çünkü kalemim acılarla, sıkıntılarla doluyor, ne zaman mürekkebimden satırlar boşalsa benim içim ferahlıyor. O yüzdendir ki bu kadar geç aralıklarla bölüm atmam. Yazmak istemekle olmuyor işte. Belki de yine o yüzdendir ki hikâyemdeki bu ağır dramatik hava kim bilir.
Ben ilk bölümü yazdığım zaman ailemle karar vermiştim karakterlere. Tabii o sıralar annemle baya takım Müge Anlı ablamıza. Uyuşturucuyu pazarlamaydı hep onların aklından çıkma. Karakterlerin isimleri bile yazılırken karar verildi, yani hepsi bir anda olup bitti. Zaten benim hayatımdaki bütün her şey bir anda oluyor. Öykü yazmaya başlamam, yarışmalara katılmam hatta tüm yaşantımı etkileyecek olan kapanmam bile saniyelik kararlar neticesinde çıkmıştır. Şimdi düşündümde cidden tuhaf biriyim. Neyse.
İki yeni kurgum var aslında ama üşengeçliğimden midir yoksa korkularımdan mıdır bilinmez yayımlamayacağım şimdilik. Belki ani gelen bir cesaretle sizlere sunarım bilmiyorum. Ben bu sıralar baya bir şeyi bilmiyormuşum onu anladım.
İtiraf etmek gerekirse Asel'i hiç sevemedim. Yazarken dahi sinir olduğum sırf sinir olduğumdan dolayı acı çektirdiğim yerler olmadı değil. Ama Mert başkaydı benim için. Onun hakkında daha acayip planlarım, kurgularım vardı. Belki hikayemi düzenlemeye alır yazarım. Belli de olmaz benim işim.
0_0uncookie canımın en içi. Bin bir çeşitli gülüşü olan yegane dostum. Sen olmasaydın ben herhalde hiç devam ettiremezdim bunu-tüm hayatımı-. İyi ki varsın kardeşim.
Bu arada bir şey daha itiraf edeceğim. Hani bir yer atlatırken °•°•° bundan koyuyordum ya. Hah ben bunu pandaya benzetip çok tatlı bulduğum için yapıyorum. Jsnsndnsnsjsj tamam bu kurguya hele de bu finale olmadı ama napıyım benzemiyor mu yani?
Sevgili ve değerli okuyucularım, belki şu an pek kimsecikler yok ama sizler iyi ki varsınız. Siz desteğiniz beni cidden çok mutlu ediyor. Ve belki beni bu yazdıklarımı kurgumu unutacaksınız ama şunu asla ama asla unutmayın. Bu dünya da sadece bir tane sen varsın, senden daha özel ve önemli hiç kimse yok bunu unutma bak.
Çok uzattım gece gece bu sıcakta çekiliyorum. O yüzden hepinize iyi geceler hoşça kalın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL
Genç Kız EdebiyatıUmut, maviyle birleşti. Kırmızı, tutkuyla harmanlandı. Beyaz, masumluğa bağlandı. Siyah ise kötülükle cezalandırıldı. Oysa belki de siyah bu hikayede en masum olandı. •