Berkay gittikten sonra üç kişi dört pizzayla savaş verdik. Bir ara Yiğit acılı pizzaya acı sos sürüp yedi ve tuvalete koştu. Biz de Yusuf'la gülme krizine girdik. Sonra Yusuf sırf pislik olsun diye içeri giren bir grup erkeğe ıslık çaldı. Neredeyse dayak yiyorduk ama Yusuf'a attıkları bakış dükkandan kaçıp uzaklaştığımızda nefes nefese hâlimizle bile gülmekten sıçmamıza sebep oldu. Yiğit gerçekten birazcık altına kaçırdı. Saçma sapan bir gün geçirdik açıkcası. Sahilde sigara tüttürdük ve ben üç tane üst üste mentollü sigara içince köşeye çöküp kustum çünkü bünyem kaldırmadı. Sonra marketten viski alıp sırayla kafaya dikmeye başladık. Tabi ben bir daha kustum ama bu sefer yalnız değildim. Duvarına kustuğumuz apartmandan çıkan yaşlı bir amca bizi sokak boyunca kovaladı. Sonra hafif hafif sendeleyerek evlere dağıldık. Sanırım hayatımın en eğlenceli günüydü. Arkadaşlık belkide gerçekten iyi bir şeydi.
"Biz genel olarak böyleyiz. Sen bir de Berkay olunca gör. Biz saçma sapan işler yaparken o tüm ciddiyetiyle ağzımıza sıçıyor. Biz de gülmekten sıçıyoruz." demişti Yiğit.
Yusuf ise kahkaha ata ata "Kanka hatırlıyor musun sınıfça uzun eşek oynayıp akşam Berkay'larda kalmıştık. Sen beş oyun eşek olduğun için gece altına kaçırmıştın. Berkay seni ekmek bıçağıyla kovalamıştı!" Ben tabi domuz sesleri çıkartmaya başlamıştım ve Yiğit önce yüz buruştursa da sonra gülerek bize katılmıştı.
Eve geldiğimde suratımda bir gülümseme vardı. Kapıyı abim açtı. "Hayırdır lan gevşek gevşek sırıtıyorsun?" Ayakkabılarımı çıkarıp içeri alırken bir homurtu çıkarttım.
"Arkadaşlık bahsettiğin kadar güzel, yok, daha güzelmiş." diye mırıldanırken ayakkabılarımı ayakkabılığa bıraktım.
"Gel sen gel." diye mırıldanıp kolumdan çekiştirerek odasına soktu beni. Yatağına oturduk. "Anlat."
"Berkay resimlerini çizdiğimin farkındaymış. Bir de Berkay'ın arkadaşları var Yiğit ve Yusuf. Yusuf'la Yiğit çok yakın ama Yiğit Berkay'a daha yakın. Yani genelde ayrı takılıyorlar ama üçlü de takıldıkları oluyor. Herneyse... Yiğit de fark edip Berkay'a söylemiş bu çocuk seni çiziyor falan diye. Böyle bir muhabbet döndü de Berkay pek sallamadı. Sonra kampa gittik ya biz. Yiğit'le oturduk yolda, arkadaş olduk."
"Yiğit bayağı sosyal herhalde?" Başımla onayladım. Elini çenesine atıp beni dinlemeyi sürdürdü.
"Beni aralarına o soktu gibi bir şey zaten. Biz dördümüz aynı odaya düştük. Berkay hastalanınca ona ben baktım. Öylece Berkay'la da biraz yakınlaştık. Ama arkadaş olarak. Beni bir kızdan korudu." Abimin gözleri kısa bir an alaya büründü ama takmadım. "Sonra... Bunun 8. sınıfta bir kız arkadaşı varmış. Ailesi öğrenince baskıya dayanamayıp intihar etmiş. Berkay bir yıl rehabilitasyon merkezinde kalmış. Sanırım beni o kızla kıyaslamaya başladı. Ve ondan hoşlandığımı anladığı için, kendini eski kız arkadaşına ihanet eder gibi hissediyor. Bu yüzden aramızı açtı. Ama bugün yine kız beni aradığında pizzacıdaydık. Berkay kızla tartıştı telefonda. Benimle arkadaş olmak istiyor ama ondan hoşlandığım için olamıyor sanırım."
"Berkay'ın sana karşı boş olduğuna emin miyiz? Yoksa ihanet ne alaka ki?"
"Berkay hetero." diye mırıldandım omuz silkerken. "Homo olsaydı Yiğit söylerdi bana."
"Şimdi kıza gelelim." dedi sırıtarak. "Baş harfi Y mi?" Gözlerimi irilttim.
"Sen." dedim işaret parmağımı ona doğrultarak.
"Müneccimim oğlum ben." dedi gözlerini yumup gururla gülümserken.
"Abi!" diye kızdım ona. "Başıma bela ettiğin kız hakkında konuşmaya başlayacak mısın?"
"Tamam ya! Üniversiteden arkadaşımın ikiz kardeşleri var. Okulda olmayacak bir şey yaptıkları için okulları değiştirildi. Biri senin okuluna denk gelince ben de senden bahsettim onunla iletişime geçip. O da seninle arkadaş olmak istiyor. Biraz da yaptıklarını izleyip bana iletiyor." Kaşlarımı çatıp yatakta doğrularak ellerimi abimin omuzlarına bastırıp sırtını yatağa gömdüm.
"Geri çek askerini! Gıcık ediyor lan beni o kız! Valla konuşmam seninle!"
"Ya arkadaş olmayı denesene, az önce dedin arkadaşların iyi olduğunu." Başımı iki yana salladım.
"İstemiyorum! Ne yapacağım arkadaş olup onunla? Yolda yürürken arkasına kan bulaşmış mı diye kontrol edecek halim yok!" Kesinlikle kız olmasıyla alakası yoktu, Berkay kıza gıcık olmuştu ve onu sinir eden biriyle takılırsam ondan uzaklaşırdım. Ama bunu abime söylersem o Berkay'a gıcıklanırdı.
"Çok cinsiyetçisin Deniz. Birde homo olacaksın!" Kaşlarımı çatarken kollarımı önümde bağlayıp omuz silktim.
"İstemiyorum!"
"İyi be!" diye homurdandığında o da kollarını göğsünde birleştirip kaşlarını çattı. Yataktan zıplayıp çıktım odasından.
*
Sınıfta, sıramda otururken Yasemin yine yanıma geldi. "Abin anlatmış." diye mırıldandı. Başımla onayladığımda bir süre sustuk.
Dayanamayıp sordum. "Okuldan neden atıldınız?" Sırıttı.
"Bizi gıcık eden bir kız vardı. Bir hafta süt kutusunu kapağı açıp bekletip kızın başından aşağı döktük. Sonrası malum." Kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım.
"Yuh!"
"Kızın tipini görmeliydin. Hele ki çığlık attığında tüm okul inledi böyle kulaklarımız kısa bir an çınlamaya başladı." Yine ona gülerken içeriye bizim üçlü girdi. Üçü de birlikte gülen bize bakalalırken boğazımı temizleyip sustum. Berkay çatık kaşlarla onlara bir şey söylerken elinin sargıda olduğunu fark ettim. Dudaklarıma küçük bir tebessüm oturdu.
"Yerimden kalkar mısın?" dedi Yiğit yanımıza gelip Yasemin'e. Yasemin göz devirip kalktı, Yiğit yanıma oturdu. Yusuf ve Berkay ise önümüze. "Kanka hayırdır sen, beni aldatıyor musun?" diye sordu Yiğit bana dönerek.
"Kız ağabeyimin arkadaşıymış amına koyayım." diye homurdandım. Yusuf ve Yiğit birbirlerine baktılar.
"O zaman kız buna yavşamıyor?" dedi Yusuf.
"O zaman kız bana kaldı?" dedi Yiğit.
"Sana mı?"
"Sana mı kalacak yavşak?" Ve kapışma başlasın.
İkisi tartışırken bakışlarım Berkay'a döndü. "Elin." diye mırıldandım. Onun da bakışları bana dönerken elini hafifçe havada salladı.
"Yalnızca incinmiş." diye homurdandı. Dudaklarımı birbirine gömdüm.
"Geçmiş olsun."
"Sağol."
![](https://img.wattpad.com/cover/118333436-288-k177794.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esmer (Gay)
Teen FictionDÜZENLENDİ! Ve birini çok sevmek yasaklanmıştı. Sen cezalandırıldın. O kadar çok seviyordun ki elinden alındı. Ve sen de elimden kayma diye, o gün bir tık daha az seveceğime seni, yemin ettim. Yemin ederken bile biliyordum başaramayacağımı. Özür dil...