30 - Final

33.7K 1.8K 965
                                    

Anahtarla kapıyı açıp Berkay'a kısa bir bakış attım. "Deniz?" diye seslendi abim içerden. "Annem odanı temizlerken garip şeyler bulmuş bence bugün kalacak bir yer-" Abim karşımıza geldiğinde sustu, yavaşça Berkay'ı süzdü. "Aa... Aynı Deniz'in defterlerindeki gibisin." Elimle alnımı ovuşturdum.

"Berkay." diye mırıldanıp elini uzattı Berkay. Abim elini sıkarken başıyla hafifçe onayladı.

"Biliyorum." Göz devirip ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Berkay da ayakkabılarını çıkarıp peşimden gelirken abim sadece bize bakıyordu.

"Odamda olacağız." dedim abime bakarak. Bakışlarımdan anlamasını umdum. Sakın içeri girme.

"Anlaşıldı patron." diye mırıldanıp salona gitti abim. Biz de benim odama geçtik. Berkay etrafta göz gezdirirken çizim masamın üzerinde dizili olan defterleri gördüm. Berkay'ı çizdiğim ve kısa kısa notlar aldığım defterler. Annem bunları bulmuş olmalıydı. Oflayarak yatağın ucuna çöktüm. Kahretsin.

"Ne kadar çok çizim var?" dedi etrafında dönerek. Duvarlar çizim doluydu tabi. Odamın duvarlarını beyaz duvar kağıdıyla kaplatıp üzerini karakalemlerle doldurmuştum. Boş yer yoktu neredeyse.

"Öyle." derken sesim titrek çıkmıştı. Bakışlarını bana çevirdi. Tek kaşı havadaydı.

"Bir şey mi oldu?" Masanın üzerini işaret ettim. Oraya yaklaşıp defterlerden birini alıp açtı. "Ben de annen ayıpçıl CD'lerini buldu sanmıştım." Güldüm. Öyle şeylerle işim yoktu benim. "Neden güzel sanatlar seçmedin?"

"Hobi olarak çiziyorum. Resimden para kazanmayacağım." Yanıma yaklaşıp oturdu. Göğsüne sokulup burnumu boynuna sürttüm.

"Annen homofobik değil sanıyordum."

"Değil ama... Korkuyorum." Komidindeki çerçeveye uzandı.

"Bu kim?" diye mırıldandı yıpranmış eski fotoğrafa bakarak.

"Babam." dedim gözlerimi fotoğrafa sabitleyip. Bakışlarını yüzüme çevirdi. "Ben küçükken..." Elini saçlarımdan geçirip geriye yatırdığında dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Hiç bahsetmedin." Omuz silktim.

"Aile konusu açılmadı ki hiç."

"Hakkında her şeyi bilmek istiyorum." diye mırıldandı, dudaklarını şakağıma bastırdı.

"İnsanların ölümlü olmasından nefret ediyorum." diye homurdandım. Ellerini belime sarıp beni kendine çektiğinde kucağına tırmanıp göğsüne sokuldum. Geriye doğru uzandığında başımı boynuna sakladım yine.

"İyi yönünden bak. Orospu çocukları da var bu dünyada." Bakışlarımı yüzüne çevirdim.

"Kime göre? Neye göre? Senin ölmesini istediğin o insanları yaşatmak için çırpınan insanlar da var." Kaşları çatık, tavanı izlemeyi sürdürdü.

"Umrumda değil."

"Ya ben ölseydim?" Bakışlarını suratıma sertçe çevirdiğinde elimi sert çenesinde gezdirdim. "Sevinenler olacaktır ama sen?"

"Senin kimseye zararın yok."

"Sana var. Suçluluk duymana sebep oluyorum." Doğrulduğunda göğsünde olduğum için ben de doğrulmak zorunda kaldım.

"Yok öyle bir şey." dedi sertçe yüzüme bakarak. Ellerimi çenesinin iki yanına yerleştirip dudaklarımızı birleştirdim, kısa bir öpücüğün ardından ayrılıp gözlerimi gözlerine kilitledim.

"Ben her şeyin farkındayım. Yine de... Senden uzak kalmaktansa ölmeyi tercih ederim. Hele ki senin tadını almışken..." Ellerinden biri enseme tırmanıp dudaklarımızı tekrar birleştirdi. Göğsümü delme pahasına atan kalbime fısıldamak istedim. Sakin ol. Bunu yapacaksak, sakin olmalıydım.

Esmer (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin