Çok seveceğimiz insanlarla hep geç tanışıyoruz

23.3K 1.3K 159
                                    

İyi okumalar...

Zihnimi deşip, seninle olan günlere döndüm...
Aynı anda iki sigara dudaklarımda döndü. 
-AZAP HG

Karışık tostumdan koca bir ısırık daha aldım. Mehmet Abi'nin yemekleri her ne kadar annemin yemeklerini tutmasa da, güzel yapıyordu. Fakat bir karışık tost 2.25 olur mu lan? 1. Sınıfta bana bir lira verirlerdi, kantini boşaltıp sınıfa çıkardım. Şimdi şaka gibi geliyor...

1. Sınıf demişken, "İlkokulda öğretmen yazı yazdırırken hızlı hızlı yazıp sürekli "Evet?" diyen şerefsiz seni de unutmadım." Adı neydi o çocuğun? Hah, Arda! Lan ne oldun filozof mu oldun, bilim adamımı oldun? Göt. Bu bit beyinli şahıs yüzünden sürekli defterlerimde eksik yazı oluyordu. Sonra Morruj neden düz lisede?

Tostumu, beyaz tabağın üzerine bırakırken yavaşça esnedim.

"Helal, hayvan!" 

"Lan öksürüyom mu, geri zekalı?" Benim bu arkadaşım gerçekten geri zekalı. Geçen yıl öksürdüğüm zaman çok yaşa demişti. Gaye ya doğarken beyinsiz doğmuş ya da, sonradan aldırmış. Bu kadar geri zekalı olmasının başka mantıklı açıklaması yok. Kendimi bildim bileli sabah erken uyanıyorum ama hala erken uyanmaya alışamadım. Hala uykum var. Hala daha esniyorum. Kendime engel olamıyorum lan! Biri beni durdursun!

"Benide esnettin." Diye çığıran karşı masadaki kıza baktım. Ne kadar güzelsin lan sen öyle. Siktir git bu okuldan. Böyle kızlar benim psikolejimi bozuyor. Altın sarısı saçlarını kulağının arkasına aldıktan sonra, gülümsedi. Kızın cazibesine kapıldığım için cevap veremedim galiba. Bende gülümsemekle yetindim.

O değilde, doydum lan. Ekmeğin yarısı ile doydum! Hala şoktayım. Birazdan BİM'e gireceğim. Hehe. Tabağımı Gaye'nin önüne yavaşça iktirdim.

"Tükürdün mü?"

"Ya ne tükürmesi? Saçmalama." Gaye, tostu eline aldığında munzurca gülümseyerek konuşmama devam ettim, "Sen arkanı döndüğün zaman sıçtım. Görmedin mi la?" Bana tiksinirek baktığında, hafifçe kıkırdadım.

"Şaka lan. Senden temiz o." Gaye, sözcüklerimi başıyla onayladığında tostumu hayvan gibi yemeye başladı. Annem sana yemek vermiyorlar mı evde? Öha.

"Ne yapıyorsunuz lan?" Kaan, enseme oduncu küreği hissi veren eliyle vururken, hafifçe inledim ve arkamı dönerek alnına bir tane yapıştırdım.

"Geleni yapoyoroz, giden kurtoloyo." Ağzı dolu iken konuşan benim geri zekalı arkadaşım Gaye. Madem laf sokacaksın, düzgün cümle kurarak sok geri zekalı! Kaç yıldır öğretemedim ben bu kıza.

"Beni de mi yapacaksınız?" Dedi, cool cool. İnsan bir dalga geçer, bir öküz der, bir yavaş hayvan der, olmadı taklit eder. Hayvan. Kafana geçirdiği Cap'ten belli zaten çocuğun cooluğu. Coolsun enseme ne vuruyon?

"Kızlara dokunmuyorlar." Ses tanıdık geldi ama çıkartamadım. Arkamı dönmeye çok üşendim ya. Ama meraktanda çatlıyorum. Dur bakıyım. Aa, Sado!

Kaan, hiç sesini çıkarmadan yanımdan ayrıldığında anlamam gerekiyordu zaten.

"Bir şey mi diyeceksin?" Dedim, ciddi bir tavırla. Hani bazı hayaller vardır, hayalken bile güzeldir ya işte ondan. Ben Sadoyla çıkarken o kadar mutluydum ki! Kro ama benimle birlikte saçmalıyordu. Bir keresinde, evin altına gelip bana Ülker Çikolatalı Gofret ve kırmızı gül getirmişti.

Anneme, "Çikolata almaya çıkıyorum," dediğim için gülü garaja bırakmak zorunda kalmıştım. Hala canım yanıyor lan. 

"Evet," Sado, Adidas ceketinin cebindeki Laviva'yı bana uzatarak gülümsedi. Alsam mı, almasam mı? Hayır ya. Almam. Ayrıldık biz. Umut vermek gibi olur sonra. Tam hayır diyecektim ki, benim aç arkadaşım Sado'nun elindeki gofreti aldı. Hani, yere beş liranın üstünde para düşürürsünüz, düştüğü anda havada kapmaya çalışırsınız ya, Gaye malıda Sado'nun çıkarmakta olan çikolatayı çıkartır çıkartmaz elinden kaptı. Avcı köpeği misin lan sen? 

"Sanada almıştım."

"Ver ver, onuda yerim ben." 

"Olmaz!" Sado, Gaye'nin elindeki çikolatayı bana ısrarla uzatırken, gözlerimin içine bakıyordu.

"Ben yemicem, ver işte kıza. Bencil misin?"

"Olmaz, senin yemen lazım!" Dedi, heyecanla. İçine fare zehiri mi kattın geri zekalı?

"Bak, Sado... Kilo alıp beni çirkinleştirmeye çalışıyoran seni hiç affetmem!" Dedim ve elindeki çikolatayı aldım. Nefsime sahip çıkamayanlar olayarak çok tatlıyız. Sado, cebinden bir tane daha Laviva çıkartıp Gaye'ye uzattı ve bana gülümseyerek kantinden dışarı çıktı.

Ah, ah... Ne güzel aşık ediyorum kendime! Tokum ama ben yağağağa. Neyse, cebimde dursun yerim bir ara.

Gaye, çikolatanın kabını çöpe basket atmaya çalıştığında gözlerimi devirdim. Lan o kağıt ufalanmıyor bile, nasıl girsin? Aha, çöpün bir adım yakınına bile düşmedi.

"Gaye, kafana delik açacağım. Azcık oksijen girsin."

"Sus lan." Gaye'nin koluna girerek, okulun ön tarafındaki bahçeye ilerlemeye başladık. Dokuzuncu sınıfların binasının altında, kaldırıma benzer bir tümsek var. Başından sonuna kadar öğrenci kaynıyor. İnşallah yer vardır.

Kaldırımın yanına geldiğimizde, tanıdık bir surat aramaya başladım. Aha! Ortalarında, Yalçın ve Başağı gördüm. 

"Yalçınların yanına gidelim mi?" Dedim, tüm sevecenliğimle. Nedense Gaye burada oturmayı pek sevmiyor. Eğlencesiz insan.

"Olur." Hayreeet! 

"Yalço!" Yalçın'a bağırdığımda, Yalçın harici çoğu öğrenci bizim bulunduğumuz tarafa bakmaya başladı. Gaye, eliyle koluma yumruk atarken gülümsedim. Bu gavat beni niye duymuyor lan?

"Lan!" Yalçın'ın omzuna dokunduğumda, kulağında kulaklık olduğunu anladım. Kulaklığın, bir tekini çıkardığında otuz iki diş gülümseyerek bana baktı.

"Oo, Morruj... Oo, Gaye!" Yalçın'ın omzuna çarparak, Başağın yanına oturdum.

"Lan Yalçın! Niye oturmuyorsun sen?" Dedi, Başak. Yalçın, omuz silktiğinde gözlerimi devirdim.

"Geri zekalı lan bu çocuk." Başağı başımla onaylarken, Gaye'nin omzuna başımı koymuştum.

"Kızlar yüreğim sızlar!" Ayyy. Allah belasını versin bu çocuğun. Dinimiz amin. Hayatımda bu kadar geri zekalı bir çocuk görmedim. Koridorun ortasında, "Açılın kızar, geliyor kobra!" Diye bağırıyor. Kezbanları korkutuyorlar.

"Altay, kardeşim!" Yalçın, eliyle Altay'ın sırtına vurduğunda gülümsedim. Altay yanıma oturmasın nolurrr!!! Lütfennn!!! Ayy oturdu geri zekalı!! Yalçın, hala daha ayakta dururken sesli bir şekilde iç çektim.

"Oğlum, niye oturmuyorsun?" Dedi, Altay. Sanırım ilk defa hak veriyordum.

"Oturamıyorda ondan." Dedim, kahkaha atarak. En sonunda böyle olacağı belliydi yani! Otursaymış oda! Halla halla. İlla laf mı sokalım?

Yav, he he (He, sen çok biliyon'un devamı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin