Yüzleşme!

999 106 4
                                    

Odama çıktığımda, yatağın üzerine oturdum ve düşünmeye başladım. Yaptığım şey beni ilerde pişman mı? Edecekti yoksa iyi ki mi dedirtecekti bilmiyorum ama kesin kararla geldiğim bu eve şimdi hiç bir karar olmaya birine dönmüştüm.

Çekmecem den arabanın anahtarlarını alıp, sahile gitmenin en doğru karar olacağını düşünmeye başlamıştım, en azından bundan başka aklıma yatan bir şey gelmemişti, belki soğuk deniz havası bana iyi gelirdi ve bir karara varırdım.

Arabaya binip hareket ettiğimde telefonum çalmaya başlamıştı, bir kenara çekip dörtlüleri yakıp cevaplamıştım;

"Efendim Ali"

"Gitmişsin"

"Evet, bunu nereden biliyorsun"

"Sabah seni merak edip, evine geldim. Kapı daki güvenlik tamamen ayrıldığını söyledi."

"Anladım"

"Neredesin peki"

"İstanbul dayım"

"Fransa'ya ne zaman gidiyorsun"

"İşte onu bilmiyorum, kafam çok karıştı Ali hiç bu kadar kararsız ve çaresiz kalmamıştım"

"Gitmekten vaz mı geçtin?"

"Hayır ama gitmeli miyim onu da bilmiyorum"

"Kafan güzel karışmışa benziyor"

"Hiç sorma! En yakın arkadaşım ve babamın konuşması çok etkili oldu"

"Yetişkin bir kadınsın Hazal! Önce kendini düşün gerçekten ne istiyorsan onu yap"

"Ne istediğimi bilmiyorum Ali ama emin olduğum bir şey var kı! Cerrahlığa dönmek istiyorum"

"En azından büyük bir adım atmışsın Hazal. İlk konuştuğumuzda mesleği bırakmıştın, hastamızla karşılaşana kadar"

"Galiba haklısın Ali"

"Neyse Hazal benim kapatmam lazım, vizite çıkıyorum sonra yine konuşuruz"

"Tamam aradığın için teşekkür ederim" telefonu kapattığımızda tekrar yola geri dönmüştüm.

Depo'ya baktığımda azalmıştı ve akaryakıt için en yakın petrol ofisine sürmeye başlamıştım. Depo'yu doldurduktan sonra, ödeme yapıp yoluma geri döndüm.

Kırmızı ışıkta beklerken, torpido gözünden peçete almak için açtığımda, evin anahtarlarını gördüm. Elime aldığımda, farkın da dahi olmadan gideceğim yolun hattından çıkmış ve kendimi evimizin önünde park edili bir şekilde bulmuştum. Arabanın içinde öylece bakıyordum, bir hışımla arabadan çıkıp ilerlemeye başladım. Kırdığım cama bakmak için bahçe tarafına doğru ilerledim ve gördüğüm tek şey yapılmış bir camdı.

Çoktan evin soyulduğunu düşünürken, karşımda camı görünce içim deki sevince anlam vermek istemedim. O sıra telefonumun çalmasıyla, çantamın içinde aramaya başladım bulduğumda arayan Nazlım dı.

"Hazal neredesin! Yine bir veda etmeden gidiyor musun yoksa"

"Hayır, evin önündeyim"

"Hangi evin" paniklemişti sesi.

"Kendi evimin.." içime biri yangın atmış gibi yanmaya başlamıştı.

"Hazal geri dön! Girme eve"

"Geç kaldım Nazlım" telefonu yüzüne kapattığımda, elim deki anahtarlarla çelik kapıya anahtarları takmış ve çevirmeye başlamıştım. Son tik sesini de duyduğumda kapı açılmıştı, yavaşça iteleyip içeri girdim ve ardımda kapıyı açık bıraktım.

Okyanus'un Güz'ü - (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin