Ethan
Hazal'ın ameliyatta olduğunu duyduğumda, içimi bir korku sarmıştı bu ara kendini çok yoruyordu ilaçlar onu yeterince güçsüzleştirmişti evde çocuklar, burada Nazlım derken şimdi tekrar ameliyatlar. Hep kendinden önce bizleri ve hastaları düşünmüştü, hala öyle bir fark yoktu ama öte bir yandan hastalığını unutmuş kendini daha mutlu hissediyordu. O mutlu oldukça bende mutlu oluyordum. Bu düşüncelerimden sıyıran ise Vural'ın masadan kalkması oldu. Beraber yavaşça masadan kalkıp, odaya doğru yürüdük, Vural'ın için deki acı o kadar derindi ve tarafsızdı kı ama kendini unutmuş bir şekilde eşine yoğunlaşmıştı. Kendi acısını bırakmış onun acısına acı çeker olmuştu.
Onları yalnız bırakıp, ameliyathane önünde Hazal'ı beklemeye başladım aklım sürekli ondaydı. Daha fazla dayanamayıp üstümü değiştirip, elimi yıkadıktan sonra hemşirenin yardımıyla, ameliyatta hazırlandım. İçeriye girdiğimde. Hazal yine her zaman ki gibi ameliyat günlerine geri dönmüştü. Vivaldi - Dört Mevsim yankılanıyordu ameliyathane içerisinde. Yanına geldiğim de, Murat ona asistlik ediyordu. Beni gördüğünde maskenin ardında gülümsediğini gördüm şimdilik herşey yolunda gibiydi. Dışarda beklemek için hemen ameliyathaneden çıktım ve onu kapının önünde beklemeye başladım.
Uzun bekleyişin ardından Hazal çıkmıştı ama sendeliyordu kendini çok yormuştu. Yanıma geldiğinde kucağıma yığıldı ne oldunu anlamadan onu kucakladığım gibi, odaya taşıdım. Merdivenledi nasıl çıktığımın dahi farkında değildim. Katta beni gördüklerinde hemen, kapıyı açıp Fırat çağırmak için telefona sarıldılar.
Yatakta uzun zamandır yatıyordu ve öyle deliksiz uyuyordu, yapılan kan testleri çıkmak üzereydi SF ikinciye değişmişti. Elleri soğukla sıcak arasında kararsız kalmış gibiydi ama hala benim sevdiğim kadının elleriydi varsın uyusun beni bırakmasın yeterdi, ben uyuyan prensesimi beklerdim ne olursa olsun beklerimde.
Gözünü dahi açmamıştı, beni ölesiye korkutuyordu bu hareketsiz uykusu. Kapının açılmasıyla girenin kim olduğuna baktımda, Vuraldı karsına üzüldüğü yetmiyor gibi şimdi kız kardeşi deliksiz uyuyordu, sahi kaç saat olmuştu. Kaç saat oldu bilmiyorum ama benim için sonsuz saatler geçiyordu şu anda, uyanmayacak diye öyle korkuyorum ki, gözümden inen yaşları diğer elimden silerken Vural'ın arkasından Fırat içeri girdi. Yüzü düşmüştü birşeyler yolunda gitmiyor gibiydi, sabah oysa herşey çok güzeldi. O konuşmaya girmeyince daha fazla dayanamadım ve ben sordum;
"Neyi var Fırat neden saatlerdir uyanmıyor karım"
"Sonuçlar pek iç açıcı değil, Ethan bu kullandığımız ilaç artık işe yaramıyor. Diğer ilaca geçmemiz lazım oda işe yaramazsa biran önce kök hücre nakli için bankaları araştırmamız lazım ve sizleri de teste almamız lazım"
"Hemen test yaptıralım o zaman, bir dakika dahi durmayalım" diyip ayaklandığım da Fırat eliyle durdurdu beni.
"Anlıyorum çok panik yapmış durumdasın ama önce yinde diğer ilacı da deneyelim, son seçenek olarak başvuralım. Bir önceki ilaca cevap vermeye başlamıştı, ne olduda bu kadar kötüledi anlamıyorum. Bir kaç tarama daha yaptırmak istiyorum bu gece burada kalmasından tarafım yarın tam kapsamlı bir inceleme yapılacak, metastaz yapıp yapmadığını bir inceleyelim"
En korktuğum şeyi de söylemişti sonunda metastaz yapması hepimizin korkulu rüyasıydı. Başımdan tamam demekten başka bir şey yapamıyordum en azından dilimden dökülmüyordu cümleler. Elini iyice ellerimin arasına hapis edip onun güzel yüzüne baktım. Odada tekrar baş başa kaldığımızda, bir kaç saniyeliğine elini bırakıp cebimden telefonu çıkardım ve evi aradım. Hazal'ın teyzesi Ayfer teyze gelmişti, çocukların uyuduğun söyleyip meraklanmam söyleyip ve beni teselli edip telefonu kısa bir süre sonra kapatmıştı. Oda ağlıyordu bu duruma, bir kızı hasta uyuyor diğer kız ise ilaçlarla uyutuluyordu. Kadın kime üzleyeceğini dahi bulamıyordu, bizde öyle. Çocuklar ayrı perişanlar biz ayrı;

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus'un Güz'ü - (Tamamlandı)
DragosteGelecek onu kansere hapis etmiş bir kadın, geçmişi ise tutkulu bir aşka; "Bir kadın düşünün onun okyanus gözlerinde boğulmaya korkan. " "Bir adam düşünün onun güz gözlerinde kaybolan.." Onların aşkı, tesadüfler üzerine kuruluydu, ama hayatta tesadüf...