Beni dinleyeceksin!

1.2K 106 4
                                    

Minik prensin ameliyattı başarılı bir şekilde geçmişti, gerisi artık yoğun bakımdan uyandıktan sonraydı. Ameliyathaneden çıkıp yürümeye başladığımda saçımdaki boneyi çıkarıp elime almıştım peşimden Murat geliyordu iyi bir kalp cerrahı olacağı kesin. Hastanın takibini yapmak için yanımdan ayrıldığında kafeterya doğru ilerlemeye başlamıştım sert bir kahve iyi gelecekti ameliyattan sonra. Kahvemi aldıktan sonra hastanenin bahçesine çıkmıştım çimenlerin üzerine kendimi bıraktıktan sonra kahvemden bir yudum alıp gözlerimi kapattım. Sert kahve tadını ağzımda bıraktığı aromanın keyfini çıkarıyordum. Onun dışında rüzgârın tatlı esintisiyle kendimi rahatlatıyordum ameliyat boyunca kendimi çok germiştim bugüne kadar girdiğim tüm ameliyatlarda hastalarımın hayatta veda etmesine izin vermemiştim.

Kahvemden bir yudum daha alıp derin bir nefes aldığımda, cebimden sigara paketini çıkarıp yakmıştım. O tiksindiğim sigara bir yıldır en yakın dostumdu, içime dumanı çektiğimde. Bir kaç ay önce yaptırdığım dövmeme bakmıştım, belkide aşk sadece bileğimdeki dövmede kalmıştı bilmiyorum. Sigaramdan tekrar duman çektiğimde birinin dudaklarımın arasından sigarayı almıştı başımı kaldırdığımda Ethan'dı. Kendi dudakları arasına götürmüş ve içmişti keyifim kalmamıştı birden oturduğum yerden kalkmıştım;

"Nereye Hazal ne zaman başladın sigaraya"

"Sana ne! SANA NE" o sıra bileğimdeki dövmeyi görmüştü. Hızla bileğimi tutup kendine çekmişti.

"Aşkı bileğine kazdıracak kadar inanıyorsun ama beni bir kere olsun dinlemiyorsun"

"Neden bileğimdeki dövmeyi kendi üzerine aldın kı? Hayatıma başka adam girmedi mi sanıyorsun bir tek seni mi sevecektim Ethan beni bırakıp gitmenin ardından sadece ağıt mı yakmamı bekledin" dediğimde bu dediklerimin hiç biri doğru değildi doğru olan bir tek onu sevmiştim ve sadece yıllarca onun gidişine, bebeğimizi benden alışına ağlamıştım. Onun benim canımı yaktığı gibi canını yakmak istemiştim ama eminim ki benim yanan canım yanında bu sözler onun canını acıtmamıştı.

"Çünkü, biliyorum benim kalbime ve hayatıma senden başka kimse girmediyse bana ait olan bir kalbe eminim ki giren olmamıştır"

"O zaman yanılıyorsun hâlâ beraber olduğun biri var ve o kişiyi senden daha çok seviyorum" bu dediğim onun canından çok benim canımı yakmıştı.

"Saçmalıyorsun"

"Gerçekler canını sıkıyor galiba sen saçmalıyorsun çıkma karşısına nasıl düğünümüzde çekip gittinse şimdide git" git ki daha fazla canım yanmasın, seni her gördüğümde o kara geceyi beni terk edişini bebeğimizi elimden alışını hatırlıyorum çek git! Yürümeye başlamıştım daha fazla kalmam ondan çok benim canımı yakıyordu.

"Gitmeyeceğim Hazal duyuyor musun beni gitmeyeceğim tekrar kalbindeki aşk beni alacak!" Arkamdan bağırıyordu gözlerim dolmuştu süzülen yaşla birlikte hastanenin girişine yaklaşmıştım.

İçeriye girmemle herkes bana bakıyordu, hızlı adımlarla asansör yönelmiştim. Asansör çağırma butonuna baktığımda parmaklarımın üzerinde el hissettiğimde, kalbime kadar ulaşan bir elektrik akımı olmuştu başımı kaldırdığımda Ethan gülümseyerek gözlerimin içine bakıyordu. Sanki o an felç geçirmiştim ne parmağımı çekebiliyordum nede kendimi gözlerimdeki yaş bile kurumadan yetişmişti bana nefesimi kesmişti gülümsemesiyle. Okyanus gözlerinde kaybolmuştum yeniden o nefret ettiğim adam neden bana bu kadar acı veren bir aşkla tekrar karşımda çıkmıştı.

Asansör kapısı açıldığında içerdeki insanlar çıkmaya başlamıştı, ancak o zaman hareket edebilmiştim. Asansör boşaldığında kenara geçmiş ve elimi cebime koymuştum. Ethan asansöre binmiş ve çıkacağımız kata basmıştı lanet olsun ki aynı kataydık. Asansör ikinci katta yaklaştığında Ethan birden hareket etmesiyle asansördeki ışıklar gidip geldi ve sonrasında tamamen gitti panikle kapıyı açma düğmesine bastım ama en ufak belirti yoktu Ethan bendeki bu panik haline bakıyordu. Asansör kapısına yumruklamaya başlamıştım;

"Sakin ol şimdi jenetör devreye girer"

"Neden girmedi o zaman"

"Tanrı bile bizim baş başa kalmamızı istiyor"

"Saçmalama" yumruklamaya devam ediyordum ancak henüz elektriklerin geldiği yoktu; "Kimse yok mu asansör de kaldık" panik içerisindeydim boğuluyordum. Bendeki bu durum değişikliğin farkındaydı yanıma gelmişti boğuluyordum.

"Hazal iyi misin sakin ol" nefesimi kontrol edemiyordum sanki yetmiyordu ve dahada daralıyordu.

"Çıkmak istiyorum çıkmak" hızlı bir şekilde nefes alıp veriyordum.

"İçerde biri var mı?" Diye ses duyduğumuzda panikle konuşuyordum.

"Şu lanet asansör çalıştırın artık"

"Kaç kişisiniz" daha fazla cevap veremiyordum boğuluyordum sanki.

"İki kişiyiz neden hâlâ jenetör devreye girmedi. Doktor Hazal fenalaştı biran önce çıkmamız gerek" sıkıca elimden tutmuştu nefesimi kontrol etmemi söylüyordu.

"Jenetör devrede ancak asansörde sorun var"

"Senin yüzünden" diyebilmiştim, sinirle.

"Asansör ile benim ne alakam var Hazal"

"Her şeyi yok ediyorsun!" Güçlükle konuşuyordum.

"Sakin ol Hazal yalvarırım nefes alamıyorsun ben buradayım. Birazdan çıkaracaklar sadece bir aksılık"

"Senin burada olman dahada kötüleştiriyor her şeyi!"

"Bu durum daha iyi oldu aslında"

"Ne saçmalıyorsun!"

"Beni dinleyeceksin Hazal"

"Seni dinlemeyeceğim Ethan"

"Ben gitmedim sevgilim"

"Evet bir korkak gibi kaçtın bana iki kelime notu zor yazıp yüzüme söylemeyip öylecek korkup kaçtın sen korkaksın Ethan şimdi gelmiş her şeyi kaldığın yerden devam etmek istiyorsun ama hiç bir şey kalmadı! Sen giderken beni ve bebeğimi aldın sen korkak gibi kaçarken ben bebeğimizi kaybettim!" Söylediğim şey onunda canını yakmıştı benim canımın yandığı kadar.

"Hazal!!! Dinle beni artık dinle ben gitmedim seni öldürmemesi için babama boyun eğidim sen yaşa diye aşkımdan vazgeçtim vaz!" O an nefes almayı bırakmış ve gözlerim dolu bir şekilde gözlerine bakmıştım, ne saçmalıyorsun.

"Sen sırf ben hayata kalayım diye gittin öyle mi? Bak bakalım yaşıyor muyum! Yaşadım mı? Ben seni unutmak için gittim Ethan ben seni silmek için her hücremden kendimden vazgeçtim. Yalanlarına gücüm yok"

"Hazal doğruları söylüyorum sana yenin ederim ki öyle ben hiç sevdiğim kadını bırakıp gidermiyim hiç aklın alıyor mu? Seni delircesine severken" dahada yakınlaşmıştı asansörle uğraşıyorlardı ama en ufak belirti yoktu onunla küçük bir yere hapis olmuştum.

"Beni gerçekten sevseydin gitmezdin Ethan!" Nefeslerim çok hızlanmıştım korku bedenimi ele geçirmişti.

"Sevgilim gitmek istemedim gitmek zorunda kaldım ben sensiz yapamazdım yapamadım"

"Ethan seneler geçti ancak mı aklına geldim. Git buradan bana acıdan başka bir şey değilsin" güçlükle konuşuyordum.

"Yorma kendini Hazal seni buradan kurtaracam ama izin ver seni sakinleştireyim eski günlerdeki gibi buradan kurtuluncaya kadar" ölüyordum sanki daha ben bir şey demeden beni dikkatlice kucağına aldı. Başım kalbinin üzerindeydi, kalp atışları sakinleştiriyordu beni. Kolarıyla sarıp sarmalamıştı, ben hâlâ nefesimi kontrol edemezken o şarkımızı söylüyordu. Kalbi, sesi ve belkide o an biz olmamız bana iyi gelmeye başlamıştı ama yorgundum ne bu aşkı yaşamaya nede nefes almaya.

Gözlerim yavaşça kapanırken asansör kapısı aralanmıştı, tamamen uykunun kollarına kendimi bırakırken ise bedenimin yavaşça yerden havalandığını hissetmiştim sonrası huzur dolu bir uyku uzun yıllardır uyumadığım kadar uykuya teslim olmuştum. Belki kalbin sesi, belki de kendi sesi bilmiyorum ama biz oluşumuzun huzuru bana iyi gelmişti bu tatlı uykudan uyandığımda biz tekrar siz olacaktı içimdeki aşksa sadece nefret..

Uzun bir aradan sonra yeni bölüm sizlerle keyifli okumalar..

Okyanus'un Güz'ü - (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin