Doktor Hazal - 5

867 101 6
                                    

"Hocam sakin olun Julide hoca elinden geleni yapıyor" daha fazla konuşmamış içeriye koşmuştum, asansör çağırdığımda gelmek bilmiyordu, hızla basmaya devam ettim sanki ben öyle yapınca gelecekti hemen. Kapı açıldığında hızla içeriye girdim benimle birlikte Ethan da. Yoğun bakım katına çıktığımda, Julide hoca CPR yapıyordu. Ethan beni sıkıca tutmuş girmeme izin vermiyordu annem olduğu yere çökmüş, babam başını duvara çevirmişti.

"Vural! Pes edemezsin şimdi değil duyuyor musun beni şimdi değil!"
"Kızım sakin ol"
"Hayır ben sizin gibi pes etmeyecem"
"Ölüm saatı.."
"Hayır sakin o cümleyi kurayım deme. Bırakın beni bırakın" hızla odaya dalmış onların bıraktığı CPR devam etmeye başlamıştım. Bu kalp çalışacak ne olursa olsun çalışacak. Duyuyor musun beni Vural ölmek yok.
"Hazal Asistol bırak artık"
"Hayır! Dönecek o Dönecek. 2 ampül atropin" enjekte ettiklerinde hala asistol'dü "döneceksin Vural duyuyor musun beni öyle bırakıp gitmek yok!"
"Bırak artık"
"Hayır" elimi yumruk yapıp sert bir şekilde vurmuştum. "Dönecek" tekrar vurduğumda monitör deki ses değişmişti.
"Ritim geri döndü"
"Teşekkür ederim Abi! Teşekkür ederim" olduğum yere çökmüş bir yandan güllerken diğer yandan ağlıyordum. İkinci kez hayata dönmüştü ve her ikisindede beni seçmişti.

Yavaşça beni çıkarmıştı, Ethan odada hemen kontrol etmeye başlamıştılar. Nazlımın yanına indiğimde güneşin ışıkları giriyordu pencereden içeriye hala kendinde değildi, pencereden dışarı baktığımda ayakta nasıl hala durabiliyordum bende şaşkınlık için deydim. Nazlım doğru döndüğüm de kendine geliyordu yavaşça yaklaştım ve elini tuttum gözlerini açtığında biriken yaşlar akmıştı. Sessizce gözleriyle soruyordu bana Vural'ı;

"Şimdi daha iyi, uyandığında odaya alınacak"
"Görmek istiyorum"
"Tamam gel benimle" yavaşça kalktı yataktan bitkindik her ikimizde, benim için inanılmaz bir geceydi. Abimin hayattı iki parmağımın ucundaydı resmen.

Yukarı çıktığımızda herşeyden habersiz öylece uyuyordu, sanki 2 defa kalbi durmamış gibiydi. Bizi korkutmamış da uyuyormuş gibiydi. Nazlım içeri girdiğinde yanına gitti ve elini tuttu.

"Bak sevgilim ben geldim, biliyorum canın yanıyor. Benim de öyle, biran biran seni kaybettim sandım, ben sensiz ne yapardım Vural hiç beni düşündün mü?! Sana alma o davayı dedim tehditleri umursamadın, o tehditler gerçekleşti ve sen beni.. sen beni de öldürüyordun" yanına yaklaştım ve omuzunu sıktım.
"Hadi Nazlım çıkalım, kendine gelince bol bol kızarız"
"Kendine gelene kadar burada kalmak istiyorum"
"Bu halde mi? Güçlü olmalısın ki oda güçlensin hadi gel benimle" güç bela onu çıkarabilmiştim. Babamların yanına kafeteryaya indiğimizde hiç birimizin konuşmaya hali yoktu, bir şey içmeye ve ya yemeye. Ethan önüme getirdiği tostu iştahla yemek gelsede içimden kokusu midemi bulandırmaya başlamıştı, onlara belli etmemeye çalışsamda kusmak üzereydim. Hızla yanlarından uzaklaştım ve doğruca kadınlar tuvaletine gittim, bomboş mideyi çıkarmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Elimi yüzümü yıkayıp kapıyı açtığım da kapıda beni bekliyordu Ethan.

"Neyin var Hazal"
"Ne demek neyin var"
"Dün bayıldın bugün midenin bulanması, yoksa.."
"Yoksa ne?"
"Hamile misin?" Korkarak sormuştu istemiyordu bebeği"
"Saçmalama sadece yorgunluktan, şimdi reflü kaynaklı bir kusma oldu. Çok yoğun bir geceydi bunu sende biliyorsun"
"Hazal bak doğruyu söyle hemen test yapalım"
"Gerek yok Ethan menstruasyon dönemin deydim olur böyle" bir den bire yüzü düşmüştü aynı zamanda rahatlamışa da benziyordu. Okuyamıyordum onu bu mesele ile daha sonra ilgilenecektim şu an için en önemlisi Vuraldı ve hala uyanmamıştı. Uyutulması için bir ilaç verilmiyordu, şimdiye kadar uyanması gerekiyordu.Furkan koşarak yanıma gelmeye başladı o sıra.

"Furkan bu acelen ne abime bir şey mi oldu! Hem senin nöbettin bitmedi mi? Evine gitsene"
"Hocam sizi tek bırakmak istemedim. Abinize bir şey olmadı. Uyandı hocam birazdan odaya alıncak"
"İşte bu çok güzel haber, ama gece yeterince yoruldun hadi evine git" Stajyer hemşireydi, daha çok gençti ama hevesliydi. Seneye üniversiteli olacakti bu genç adam.
"Hocam ama.."
"İtiraz yok hadi evine" yüzü düşmüş bir şekilde o evine gitmek için yanımdan uzaklaşırken bende Vural'ın yanına çıkmak için asansöre doğru koştum.

***

İçeri girdiğim de Vural çoktan gözlerini açmış eski haline dönmüş gibiydi kim derdi bu adam aklımızı çıkardığını;

"Abi şimdi nasılsın?"
"Sen bana abi mi dedin? Bunun için bıçaklanmamı lazımdı!" Yüzü ekşiyerek gülmüştü. "İyiyim sadece ağrım çok"
"Tamam şimdi ağrı kesici isteriz hemşireden"
"İnsanın ailesinin doktor olması ne kadar güzel"
"O doktor ailenin aklını çıkardın!"
"Baba böyle olacağını hiç düşünmemiştim"
"Kim sana bunu yapan"
"Davasını aldığım müvekkilimin düşmanları"
"Bunu nasıl bize söylemezsin?!"
"Gerek görmedim. Saçma sapan tehditler savuruyorlardı ve onlardan korkmayı aklımın ucundan geçirmedim ama yaptılar"
"Bundan sonra korumadan gezeceksin! Seni bir daha kaybetme korkusu ile yaşayamam oğlum"
"Tamam anneciğim sen yeter ki korkma" Nazlım'a doğru döndüğünde o sadece sessizce ağlıyordu elini sıkıca tutarken, en çok o yıkılmıştı belkide en sevdiklerini kaybetmesini çok küçük yaşta öğrenmişti çünkü.
"Seni seviyorum" Vural'ın parmaklarını öpmeye başlamıştı.
"Ben de seni bitanem, korkma ben seni bırakmaya niyetli değilim"
"Olmada, iyileş seni döve döve hastanelike edecem zaten"
"Gençler kusura bakmayın sizin kız istemeye de çomak söktüm"
"Sen iyileş dostum bize bekleriz"
"Ne kız istemesi?"
"Sizin daha haberiniz yok tabi cumartesi Ethan, bizim kızı istemeye gelecekti"
"Şu yarın olan Cumartesi mi?"
"Ta kendisi anneciğim"
"Artık yarın değil" diye söze girmiştim. Sen iyileşmeden beni istemeye gelmiyorlar.
"O zaman haftaya bekleriz damat bey" gülüyordu.
"Vural dalağın alındı, ciddi bir ameliyattan çıktın ama sanki nezle olmuşsunda zevkine seni burada yatırıyormuş gibi davranıyorsun bilincindesin demi"
"Ne yapım çirkin kurbağam ben burada yatarken sıkılırım eğlence şart" annem söze girmişti.
"Hasta ziyaretti kısa olur hadi kızım biz çıkalım, kumrular baş başa kalsın" biz odadan çıkarken, Nazlım sıkıca Vural'a sarılmıştı.

Ethan elimi tuttup beni hastaneden dışarı çıkarmış ve bir şeyler atıştırmak için hastaneye yakın olan kafeye götürmeye başlamıştı. Yolda bir yandan konuşmaya başlamıştı;

"Hazal bana söylemek istediğin bir şey var mı?"
"Yo"
"O zaman neden varmış gibi davranıyorsun"
"Hayır aklıma takılan, hamile olmamdan neden korktun"
"Daha ikimizde genciz Hazal ve bunu biri duysa hiç hoş karşılanmaz. Sizin adetleriniz çok farklı bunu ben bile öğrendim"
"O zaman korkmana gerek yok HAMİLE DEĞİLİM" vurgu yapmıştım. Sen üzülme bebeğim babam olacak öküz, düğünden sonra seni sevecek ben buna eminim.
"Hazal ben baba olmaktan korkmuyorum sadece genciz"
"Tamam Ethan bu konuyu kapatalım lütfen" cafe'nin önüne geldiğimizde. Aklımdan geçen tek şey kremalı mantar soslu makarnaydı ve bunu yemek için çok erkendi ama canım çok istiyordu. Garson geldiğinde istediğim makarna karşısından Ethan şaşkınlık için deydi, o patatesli kaşarlı gözleme ve çay isterken. Ben makarnamla aşk yaşamayı planlıyordum.
"Hazal emin misin? Onu yemek istediğinden"
"Evet canım istedi, gece vakalarla incelemekten yemek yemeye vaktım olmadı. Ben ne yapayım"
"Peki öyle olsun" makarnam geldiğinde tadını çıkararak bir o kadar da aşk yaşayarak yiyordum. "Hazal makarnayı kıskancam neredeyse, bana bile öyle bakmıyorsun"
"Aşk olsun sana nasıl bakıyorum"
"Makarnaya baktığından biraz daha azında"
"Ethan saçmalama makarna ile kendini bir tutma" tabağımı sıyırdığımda içim deki canavar bir tane daha istiyordu ama kendimi fazlasıyla belli edecektim eğer istersem onun yerine sakinleşmeyi denedim.
"Kalkalım mı? Bebeğim yoksa başka bir şey daha yemeye niyetli misin?"
"Bana obur demezsen ben bir tane daha makarna istiyorum"
"Demem sevgilim çünkü zaten öylesin"
"Aşk olsun sana Ethan saatlerdir açım ve senin bana dediklerine bak" kahkaha atıyordu.
"Şaka yapıyorum bitanem tabi ki yiyebilirsin" garsonu çağırıp sipariş verdiğinde içimden kalkıp sevinç çığlıkları atmak gelmişti ama burası onun için uygun değildi.
"Seni seviyorum"
"Bende seni bebeğim"... insan sevdiklerine sevdiğini söylemeli, çünkü yarından emin değiliz..

Okyanus'un Güz'ü - (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin