Ethan
Yoğun bakım önüne geldiğimde, hızla kartı okutup girmiştim. Fırat kalbi yeniden çalıştırmaya çalışıyordu, konuştuklarımızı hatırlayarak bir arrest daha kaldıramazdı. Duvara yaslanmış ve yere kayıp oturmuştum sadece ağlıyordum, bir dizimi kendime çekmiş değerini uzatmıştım. Dizimin üzerindeki elimle yüzümü kapatmış, kulağımda atmayan bir kalbin boş sesi vardı.
Fırat dönmesi için savaş veriyor benimle birlikte ağlıyordu. O sıra odanın içerisinde yeniden atan kalp sesinin yankılanmasıyla başımı monitöre çevirmiş ve kalbin yavaş dahi olsa attığını görmüştüm. Hızla ayağı kalkıp koşar adım yanına gitmiş ve elini tutmuştum; "beni bırakmayacağım biliyordum hazal gözlüm" yorgun ellerini dudaklarıma götürmüş göz yaşlarımla yıkamıştım.
"Artık vaktimiz kalmadı Ethan çoklu organ yetmezliğine doğru gidiyor"
"Hiç mı bulamıyor donör"
"Aslında Ethan bir tek sen kaldın"
"Ben mi?" O an anımsamıştım, bir tek ben vermemiştim.
"Evet Ethan belkide Hazal'in bir tek senin aşkına değil kemik iliğinede ihtiyacı var" Fırat bunu söylediğinde kulağımda yankılanan sadece on kelimeydi her şey yok olmuştu sonrası; "Hazal'in bir tek benim aşkıma değil kemik iliğimede ihtiyacı var!" Sevgilimin bana ihtiyacı var.
Fırat ile birlikte çıkmıştık Hazal'in odasından yavaşça kapı kapanırken ona bakmıştım. Bana ihtiyacı vardı, beni bekliyordu ve benim için direniyordu ölüme. Asansör yaklaştığımızda sürekli kulağımda yankılanıyordu Fırat'ın söyledikleri nasıl bunu düşünememiştim neden ilk ben vermemiştim. Belkide kaderin bir bildiği vardı bizi imkansız bir şekilde buluşturup, aşık edip ve kavuşturan kader. Beni ona yazmasını belkide tek nedeniydi iliğim, nasıl düşünememiştim. Ondan vazgeçemeyişim, tesadüflerle tanışmamız ve ona sonsuz aşık oluşum. Hepsinin bir nedeni vardı, Tanrı'da bunu istiyordu onu kurtarmamı. Onun için gelmiştim bu dünyaya onu ve aşkımızı yaşatmak için.
***
Günler bir şekilde geçmişti, Hazal geçen günlerde hayatla savaşmaya devam etmişti. Bizim için o ince çizgiden yürüyüp gitmemişti. En nihayetinde bugün nakile alınacaktı, Tanrının gerçekten bir bildiği vardı. Aşkımızın gücüydü belkide uyumun oranı. Şu anda ameliyathanede, yan yatmış bir şekilde sevdiğim kadın için ılığımı vermek üzere bekliyordum. Fırat içeriye girdiğinde, humalı bir şekilde çalışıyorlardı, yüzü gülüyordu. Hazırlanmış bir şekilde yanıma gelmiş önümde çömelerek benimle aynı hızaya gelmişti; "Hazal uyandı" dediğinde hızla oturur hale gelmek istemiştim ama engel olmuştu hemen; "hayır kalkma" demişti.
"Uyandı mı? Görmek istiyorum"
"İşlemimiz bitsin. Nakili yapalım hep görürsün. Hem tam kendinde değil kısa süreliğin açtı ve seni sevdiğini söyledi"
"Konuşabildiniz mi?"
"Hayır dedim ya tekrar uyudu"
"İyileşecek öyle değil mi?"
"Sende az çok biliyorsun Ethan o yüzden sana bir şey diyemem" o sıra hemşire hanım seslenmişti.
"Her şey hazır hocam başlayabiliriz"
"Ethan emin misin?"
"Eminim anestezi almak istemiyorum"
"Canın yanacak ama ister istemez"
"Yansın yanan canım sevdiğim için"
"Peki o zaman başlıyorum" karşımdan kalkmış ve yerine geçmek için hiç bir yere dokunmadan ilerlemişti, gözüm ameliyathanedeki saate kaymıştı, aklıma kazımıştım, hazırdım işlem için. İğneyi batırdığında yumruğumu sıkmaya başlamıştım. Ben istememiştim anesteziyi, Hazal içindi yaşadığım bu acı onu daha iyi anlamak için. Ona yaptığım bütün hatalar için, kaybettiğimiz bebeğimiz için daha bir çok şey için. Sevgilim için ödülüm, hatalarım için ise cezamdı. Ben onun için var olmuştu, o da benim için. Hayatın bizi buluşturmasının bir sebebi vardı, bu sebep sadece aşkımız değildi artık emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus'un Güz'ü - (Tamamlandı)
RomanceGelecek onu kansere hapis etmiş bir kadın, geçmişi ise tutkulu bir aşka; "Bir kadın düşünün onun okyanus gözlerinde boğulmaya korkan. " "Bir adam düşünün onun güz gözlerinde kaybolan.." Onların aşkı, tesadüfler üzerine kuruluydu, ama hayatta tesadüf...