23.BÖLÜM

1K 36 5
                                    

23.BÖLÜM

Kendimi cesaretlendirmek için, bugüne kadar duyduğum tüm cesaret verici kelimeleri içimden tekrar ediyordum. Ama pek bir işe yaradığı söylenemezdi. Ne yaparsam yapayım olmuyordu. Ödleğin tekiydim.

Rüzgar'ın sırasının önünde durmuş, mal mal gözlerine bakıyordum. Normal zamanda böyle bir şey yapsam lacivertliğinde kaybolurdum ama şu an onun o güzel gözlerine odaklanamıyordum bile. Çünkü iki kelimeyi bir araya getirip, Rüzgar'a ne söyleyeceğimi aklımda düzenlemem gerekiyordu.

Ah Rüzgar! Bakma bana şöyle. Aklım zaten yeterince karışık, bir de senin lacivertlerin eklenmesin üstüne.

Az önce odaklanamıyordum mu demiştim? Yanılmışım.

Beynimde biriktirdiğim tüm cesaret verici kelimeler buhar olup havaya karışmıştı. Şu an için tek önemli olan şey lacivert gözlerdi.

Bir de siren sesleri.

Siren sesleri mi?

Daha ne olduğunu anlamadan sınıfın kapısı sertçe açıldı.

"Onur, merdivenlerden düşmüş. Hastaneye kaldırıyorlar."

Duyduğum şeyle gözlerim şaşkınlıka açıldı. Ben daha duyduklarımın etkisinden çıkamadan Rüzgar ayaklandandı ve sınıfın çıkışına ilerledi.

Sınıfın içindeki sessizliği bozan hıçkırık sesleri olmuştu. Ardından koşma sesleri kulaklarımı doldurdu.

Dünya?
Kim bilir şu an neler hissediyordu.

Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Şu an sınıfın içinde mal mal dikilmek yerine arkadaşıma destek olmam gerekiyordu. Sınıftan koşarak çıkıp merdivenlerin olduğu yere ilerledim. Herkes Onur'un başına üşüşmüştü.

Kalabalığı yararak Onur'un başına gittim. Dünya yere çökmüş ağlıyordu. Rüzgar ise Dünya'yı yerinden kaldırmaya çalışıyordu.

İlk yardım ekibi geldiğinde ellerindeki boyunluğu Onur'un boynuna taktılar ve beraberinde getirdikleri sedyeye Onur'u yavaşça yatırdılar.

İlk yardım ekibinden iki kişi sedyeyi tutup kaldırdı ve kalan merdivenleri inmeye başladılar. Dünya da ayağa kalktığında Rüzgar'la birlikte koşar adım onları takip ettiler. Ben de tam peşlerinden gidecekken bir el beni kolumdan yakaladı.

Ne olduğunu anlamak için arkamı döndüğümde Alp'le karşılaştım. Ona ne yaptığını sorar bakışlar atarken konuşmaya başladı.

"Onlar ambulansla giderler. Önce sınıftan çantaları falan alalım sonra seninle birlikte gideriz."

Söyledikleri kulağa mantıklı geliyordu. Şimdi onlarla birlikte aşağı insemde bir işe yaramayacaktı.

"Tamam ama çabuk olalım."

Onaylar bir şekilde kafasını sallayınca hızlıca sınıfa gittik. Alp çantaları alırken ben de montlarımızı almıştım.

Sınıftaki işimiz bittiğinde hızlı hızlı merdivenleri indik.

Çanta ve montları arka koltuğa atıp arabaya bindik.

İLK VE SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin